18 Nisan 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara20°C

PROF. DR. ŞAKİR GÖZÜTOK: MEHMET AKİF'İN İTTİHAT-TERAKKİ CEMİYETİ İLE İLİŞKİSİ

Batı dünyası ve onların destekledikleri İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından, Sultan Abdülhamid Han tahttan indirilmişti. Mehmet Akif de, İstibdat adlı şiirinde tahttan indirilen Sultan Abdülhamid’in ardından şunları söylüyordu:

Prof. Dr. Şakir Gözütok: Mehmet Akif'in İttihat-Terakki Cemiyeti ile ilişkisi

21 Mart 2018 Çarşamba 13:59

Yıkıldın, gittin amma ey mülevves devr-i istibdad,

Bıraktın milletin kalbinde çıkmaz bir mülevves yad!

İslamcı bir mütefekkir ve şair olan Mehmet Akif’i, İslam’ın Halifesi sıfatını taşıyan Sultan Abdülhamid’e bu derece düşman kılan gerçek sebebin ne olduğu maalesef bilinmemektedir. Acaba o dönemlerde yapılan yoğun propagandalar neticesinde mi, yoksa özel sebeplerden kaynaklanan bir düşmanlıktan mı Sultan Abdülhamid’e muhalefet edenlerin cephesine katılmıştır? Bunu, onun en yakın arkadaşları da bizlere izah etmemektedirler. Belki de Mehmet Akif Ersoy da, Eşref Edib gibi diğer bazı İslamcı düşünürlerle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nun kurtuluşunu İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin programının uygulanması suretiyle gerçekleşeceğine inanıyordu. Çünkü Mehmet Akif’in söylemi ile İttihatçıların söylemi çoğu kez aynı tonda ve aynı tarzdadır. Nitekim Mehmet Akif, “Hürriyet”  adlı şiirinde de İttihatçıların hürriyet ilanlarını büyük bir coşkuyla karşılamaktadır:

Söktü baktım ki hemen bir alay etfâl öteden,

O nasıl mevkib-i şâdî, o ne âlem, görsen!

Her çocuk bir kocaman bayrak edinmiş geliyor;

“Yaşasın” sesleri eflake kadar yükseliyor.

Görerek yapma değil hem, ne tabi’î etvâr!

Şu yumurcaklara bak: Sanki ezelden ahrâr!

--- Bağırın haydi çocuklar.

--- Yaşasın hürriyet!

Hürriyet ilan edilince her tarafta insanlar, gruplar halinde İttihad ve Terakki Cemiyeti’ne giriyorlardı. Mehmet Akif Ersoy, “Cemiyet-i Mukaddese” olarak da isimlendirilen İttihat ve Terakki Cemiyetine II. Meşrutiyet’in ilanından dört gün sonra katılmıştır. Mehmet Akif’in yakın dostu Eşref Edip, Akif ile İttihat ve Terakki arasındaki serüveni şöyle anlatır: Üstad Mehmed Akif’i ilk defa İttihat ve Terakki’nin Şehzadebaşı İlmiye Kulübü’nde gördüm. Orada gece dersleri veriliyordu. Üstad da Edebiyat-ı Arabiye okutuyordu. Devam edenlerin çoğu yüksek tahsil görmüş talebe idi. Her derste hemen iki yüzden fazla talebe bulunuyordu.”

Kandilli Rasathanesi Müdürü Fatin (Gökmen) Hoca tarafından Cemiyetle ilişkisi kurulan Akif’in, Cemiyete girişini yakın arkadaşı Eşref Edib şöyle nakletmektedir:

“Üstad’a göre, Fatin Hoca, bu irfan ve talakatıyla beraber, büyük azim ve seciyeye de sahipti. Onlar daha ilk görüştükleri zaman birbirini pek güzel anlamışlardı. Meşrutiyetten evvel Üstad, Fatin Hocayı tanımıyor, fakat Fatin Hoca, Ali Şevki Efendi’den Üstadın şiirlerini alıp okumak suretiyle, gıyaben Üstad’ı tanıyor. Hürriyet ilan edilince her tarafta bölük bölük İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne giriliyor. Fatin Hoca Meşrutiyet’ten evvel İttihad ve Terakki’ye girmiş olduğu için, ilan-ı hürriyette büyük bir mevki ve nüfuz sahibi. Bilhassa İstanbul tarafındaki münevverler ve ilmiye sınıfı onun delaletiyle cemiyete iltihak ediyor.

Devamı: http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/2084/mehmet-akifin-ittihat-terakki-cemiyeti-ile-iliskisi.html

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.