- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
SEYİT MEHMET ŞEN: KAÇ BAKICI BİR ANNE EDER?
1.Bir millet devletini iki temel ihtiyacının karşılanması için kurar.
18 Kasım 2019 Pazartesi 13:54
Bu iki temel ihtiyaç, güvenlik ve adalettir.
Millete dayanan bir devlette ya da devletin asli sahibinin millet olduğu devlette/ devletlerde yasama ve yürütme sonra gelir.
Devlet insanının can ve mal güvenliğini yeterince ya da gerektiği gibi sağlayabiliyorsa ve insanları arasında adil bir yönetim gösterebiliyorsa...
Devletin ömrü uzun ve sağlıklı...
Devlet ise güçlü olur...
Devlet ne kadar güçlü olursa, milletin hakkını uluslararası araneda o denli güçle koruyabilir.
Böyle bir devlete hiçbir dünyevi güç, söz geçiremez, baş eğdiremez, yol ve yön gösteremez.
Evet, devletin gücünün devamlılığı ya da devletin gücünün sürdürülebilir olması, millet fertlerinin zihinlerinde ve gönülllerinde devletin adil oluşundan hiçbir şüphe duyulmamasına bağlıdır.
Bu bakımdan hikmet ehli, devletin sürdürülebilir olmasının en temel şartı olarak adaleti öne çıkarmışlardır.
Nitekim, hikmet ehline göre, milletin adalete olan ihtiyacı, toprağın yağmura olan ihtiyacından daha önce gelir.
Ve adalet hakkı hak sahibine vermenin adıdır.
Zulüm ise adaletin tam zıddı olarak, hakkı hak sahibine vermemenin adıdır.
Ve hiçbir devlet, hiçbir sistem, zulüm ile varlığını ila nihaye sürdüremez.
Bir başka ifadeyle, zulüm sürdürülebilir bir uygulama değildir.
Adalet, bir başka tarifle, denge demektir.
Onun için olmalı ki, adalet terazi ile simgelenir ve istenir ki terazinin kefeleri tam dengede olsun ve yönetilenler yönetimin uygulamalarında bu dengeyi görsün.
Anadolu insanı, adil uygulamayı öylesine bağrına basar ki, yönetimin uygulamasında bir dengesizlik gördüğünde bile bu dengesizlik herkese eşit olarak dağıtılmışsa ‘elinen gelen/ herkesle gelen düğün bayram’ der ve işine bakar.
Eğer yönetimin uygulamalarında ayarsızlık, tutarsızlık, adaletsizlik, dengesizlik görmüşse yönetimi en ağır biçimde uyarır, ‘biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar’ diyerek.
Evet, millet fertlerinin nezdinde kıyameti koparacak olan uygulamalar önce yönetime, sonra devlete olan güvenin azalmasına ve giderek kaybolmasına sebep olur.
İşte o zaman, devlet ebed müddet çizgisindeki insanların ‘ya devlet başa, ya kuzgun leşe’ anlayışı anlamını yitirmeye başlar.
Devamı: http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/3547/kac-bakici-bir-anne-eder.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.