24 Nisan 2024
  • İstanbul20°C
  • Ankara18°C

‘SİVAS’IN HER İNSANI SİVAS İÇİN BİR DEĞERDİR’’

Kıymetli okuyucularımız bugün pazartesi sohbetlerinde tarih ve kültür şehri Sivas’ın çalışkan valisi Davut Gül Sivas’ı konuştuk. Sayın valimize misafirperverlikleri için teşekkür ediyor bu röportajı ilginize sunuyoruz efendim.

‘Sivas’ın her insanı Sivas için bir değerdir’’

05 Eylül 2017 Salı 10:28

FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Medya  kuruluşlarının merkezi İstanbul olduğu için haberler genelde bu büyük şehrimiz etrafında dönüyor. Oysa ki Anadoluda gürül gürül akan bir hayat var. Şehirlerimizde çok önemli atılımlar gerçekleşiyor. Ulusal çapta hatta Uluslararası çapta duyurulması gereken kıymetli çalışmalar yapılıyor. Bu manada medyamızın Anadoluyu görmesi gerekir. Biz elimizden geldiğince Anadolu şehirlerine giderek valilerimizi sayfamızda misafir edip çalışmalarını sorunlarını ve çözüm yollarını duyurmaya çalışıyoruz. Her gittiğimiz ilde valilerimizin halkın içinde halkın meseleleriyle içten ilgilenişleri bizi mutlu ediyor. Özellikle belirtmek gerekir ki Ak Parti dönemi Valileri olağanüstü gayretleriyle alışılagelmiş vali algısını tamamen değiştirdiler. Daha da iyiye gideceğinden şüphemiz yok.

Siz daha önce Sivas’ın bazı ilçelerinde kaymakamlık yaptınız. Biliyoruz ki Sivas önemli bir tarih ve kültür şehri. Sivas’ın bu yönünden biraz bahseder misiniz?

Sivas Kongresi burada yapıldı. 108 gün sürdü. Cumhuriyetin kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Sivas’ın seçilmesinin sebebi emin şehir olmasıydı. Bugün üzerinden 98 yıl geçmesine rağmen hâlâ kıymetini ve emin şehir olma özelliğini muhafaza ediyor. En son 15 Temmuz’da, mesele vatan, millet ve devletin bekası olduğunda Cumhurbaşkanının çağrısından önce bile canını ortaya koymak üzere sokaklara dökülen emin insanların emin şehridir. Bunların yanı sıra Selçuklu ve Osmanlı gibi iki büyük cihan devletine ev sahipliği yapan  ve hâlâ o günden kalan eserleri bünyesinde bulunduran bir şehrimiz, Sivas. Divriği Ulu Camii UNESCO kültür mirası listesinde, dünyanın sayılı eserlerinden biri. Balıklı Kaplıca’ya baktığımızda dünyada parmakla gösterilebilecek, balıkların insanları tedavi ettiği, sedef hastalığına şifa olan bir yer. Çoban köpeklerimiz en akıllı hayvanlardan biri. Dağları ayrı güzellik, yağan kar ayrı bir şifa, yaylarımız, sıcak su kaynaklarımız hepsi ayrı bir zenginlik. Organik sebzelerimiz, yemeklerimiz, balımız, pekmezimiz yine önemli zenginliklerimiz. Mimarisi, musikisi ve insanı, hepsinin toplamı bir ahengi ifade ediyor.

Efendim, sizce şehrin en önemli sorunu nedir?

Birçok Anadolu şehrinde olduğu gibi göç önemli bir sorun. Daha büyük şehirlere göç edildiğinde kalanlar genel itibariyle meslek sahibi olmayan insanlar oluyor. Göçten kaynaklı işsizlik sorunu da en önemli sorunumuz diyebiliriz. Onun ötesinde diğer sorunlar daha küçük ve birbirine benzer meseleleri ihtiva ediyor.

Göç meselesinden bahsetmişken Sivas göç veren bir şehir, bu minvalde dışa göç nasıl durdurulur? Bunu azaltmanın yolları nelerdir?

Aslında buna şöyle bakmak lazım. Sivas önceden de göç veriyordu, hem de yurt dışına. Şimdi şehirden göç eden Sivaslı yurt dışına gitmiyor. İstanbul’a, Ankara’ya, Bursa’ya gidiyor. Bu aslında Türkiye’nin geldiği noktayı da gösteriyor. Önceden tercih olarak yurt dışına giden insanımız bugün bir başka şehrimize göç ediyor. Dışarıda yaklaşık iki milyon Sivaslı var. Bu göçün olmadığını düşünsek, sanırım Sivas yaşanmaz bir şehir olurdu. Burada göçün iyi bir şey olduğunu söylemiyorum. Sivas’tan göç eden insanlar ceketiyle gitmiştir, ekmeğini gurbette kazanmıştır ama memleketini unutmamıştır. Akrabasını ziyaret etmiş, sivil toplum faaliyetlerine katkıda bulunmuş üstelik yazın gelmeye devam etmekte ve memleketine de yatırım yapmaktadır. Yaz nüfusumuz, kış nüfusunun iki katıdır. Bunu da göz önünde bulundurarak, bizim yapmamız gereken üçüncü kuşağın Sivasla bağının kopğmamasını sağlamak. Göç anlamında Sivas’ın durumu bu şekilde.

Malum, 15 Temmuz günü bir işgal girişimi yaşadık. Sivas’tan bakıldığında darbeyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Duyduğumuzda İstasyon Caddesi’ndeydik eşimle beraber. Eşimi eve bıraktım ve oradan Emniyet Müdürlüğü’ne geçtim. Geldiğimde halkımız yavaş yavaş toparlanmaya başlıyordu Valiliğin önünde. Benim odam 27 gün boyunca açık kaldı. Halkımız meydanlarda, biz de onlarla beraber bu süreci yaşadık.

Darbe, ciddi anlamda hayal kırıklığı ve bir dram. Orta vadede atlatabileceğimiz bir şey değil. İnsan kaynağımız mahvoldu, güven duygumuz kayboldu, kurumlarımızın içi boşaldı. Buradan yurt dışına kaçanlar dünyanın her tarafında Türkiye’nin aleyhinde çeşitli lobi faaliyetlerine başladılar. İnsanlar iyi niyetle uzattıkları elin ne kadar yanlış yerlere gittiğini gördüler. Verdikleri paranın bilmem hangi misyonerlik faaliyeti için kullanıldığını öğrendiler. Türkiye’nin aleyhinde olan faaliyetlerde kullanıldığını gördüler. Milletimiz bunlara Müslüman diye için yardım etti. Ama görüldü ki Müslümanlar kandırıldı, Müslümanların çocukları ellerinden alındı. Neticede halkımızın sivil toplum kuruluşlarına bakış açısı değişti. Bu açıdan Allah bir daha bu  millete böyle kanlı kalkışmalar yaşatmasın. O gün bastırılmasa, belki bugün 3 farklı Türkiye’den bahsediyorduk, belki bir iç savaştan. Gördüğümüz fotoğraflarda şunu anlıyoruz: nice şerlerden nice hayırlar çıkıyor. İyi ki erken fark ettik.

Buradan hareketle, “Vatanına milletine dinine bağlı bir gençlik nasıl yetiştirebiliriz?” sorusunu yöneltmek isterim.

İnsanların yetişmesini etkileyen çeşitli faktörler var. Bunların başında aile geliyor. Anneyi bilinçlendirmeden çocuğu yetiştiremeyiz. Çevreyi şuurlandırmak önemli. Üçüncü boyut olarak eğitim. Bu üç faktörü önemsediğimiz takdirde vatanına milletine değerlerine bağlı nesiller yetiştirebiliriz. Bunun yanı sıra farklı fikirlerden de korkmamak gerekir.  Ortak değerlerimiz önemli. Bu milletin ortak değerleriyle çelişmedikçe farklı fikirler bizi besleyecektir. Ortaöğrenimde değerler eğitimi derslerini bu açıdan önemli buluyorum. KYK yurtlarındaki seminerlerin faydalı olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak 15 Temmuz’da beğenmediğimiz bu nesil bir ihanet teşebbüsünü bastırdı. Çok da ümitsiz olmamamız gerekir.

Efendim FETÖ ile mücadelede Sivas’ta nasıl bir süreç yaşanıyor?

Adliyenin kontrolünde Jandarma ve Emniyet vasıtasıyla hassas bir süreç devam ediyor. Bu hassas dava ile ilgili argümanları bir günde ortaya çıkarmak kolay değil. Kamu ayağında ciddi temizlikler yapıldı zaten. Her gün yeni gelişmeler oluyor. Şu an 17 asker soruşturma geçiriyor. Sivaslılar şundan emin olsunlar, hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Bu işe bulaşıp cezasız kalan ve masum olup cezalandırılan hiçkimse kalmayacak. Olabildiğince dikkatli davranmaya çalışıyoruz. FETÖ ile mücadelede hata payı en az olan illerden birisiyiz.

Sivas eğitim-öğretim noktasında ne durumda?

Ortalardayız, çok kötü değiliz. Ama daha iyi olmamız lazım. Türkiye’deki ilk 10 il arasında olmak gibi bir hedefimiz var. Üç önemli adımımız: tekli eğitime geçiş, okul öncesi eğitimi daha iyi bir seviyede zorunlu hale getirmek ve yabancı dil eğitimini daha da önemsemek. Okul öncesi eğitimden kırsal kesimdeki çocuklarımız mahrum kalıyor. Bir köyde iki çocuk için sınıf açmak zor oluyor. Taşımalı eğitim de küçük yaşlar için elverişli değil. Bu problemleri de önemsiyoruz ve bazı kamulaştırma işlemlerini tamamladığımızda Sivas genelinde tekli eğitime geçmeyi istiyoruz.

Bunların yanı sıra Sivas okuma yazma oranının yüksek olduğu bir şehir. Daha önce Gürün’de kaymakamlık yaptım. Oranın kırsallarında eğitim için ulaşım problemi vardı. Divriği de aynı şekilde. Bu konuda önemli adımlar atıldı. Okul olmayan yer kalmasın diye önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl içerisinde sekiz farklı yerde okul yapmak üzere hayırseverlerimizle anlaşma imzaladık. Çocuklarımız en önemli değerimiz. Onların daha çok okuması, kültür sanatla ilgilenmesi ve güzel eğitim alması için elimizden geleni yapacağız.

Sivas’a değer katan şahsiyetlerden bahseder misiniz?

Sivas’taki herkes Sivas’a değer katıyor. Kimisi parasıyla, kimisi duasıyla, kimi aklıyla, kimi de tebessümüyle Sivas’a değer katıyor. Genelde bir yere değer katan insanlar sorulduğunda oranın ünlülerinden bahsedilir ama biliyoruz ki Sivas’ın her insanı Sivas için değerdir. Olimpiyatlarda şampiyon olan Taha Akgül, 15 Temmuz’da şehit olan insanımız da birer değerdir.

Sizce Sivas diğer şehirlerde ya da yurt dışında yeterince tanınıyor mu? Sivas’ daha iyi tanıtabilmek için neler yapılmalı?

Tanınmıyor, Daha doğrusu tanınıyor da hak ettiği gibi tanınmıyor. Sivas’ın güzellikleri yeterince bilinmiyor. Bu anlamda bazı faaliyetler yapmaya çalışıyoruz. Mesela her ay bir kitap basıyoruz. Geçenlerde Sivas Selçuklu Sikkeleri’ni bastık. Selçuklu ve Osmanlı döneminde Sivas’ta kullanılan sikkelerin kitabını. Sivas’ta kullanılan kıyafetler ile ilgili de bir kitap bastık. Şimdi türkülerimizle ilgili bir çalışma var. Her ay mutlaka bir kitapla şehrimizi tanıtmaya gayret ediyoruz. Hazırda basılmayı bekleyen 15 kitabımız var. Bunların yanı sıra kültür fuarlarında şehrimizi temsil ediyoruz. Genelde Sivas’ı Sivaslılara tanıtıyoruz. Sivas Günleri’ne yalnız buralı insanlar katılıyor. Bizim maksadımız Türkiye’nin en emin şehrini herkese tanıtmak.

Okumaya vakit ayırabiliyor musunuz? Hangi tür kitaplar ilginizi daha çok çekiyor?

Şu an Nizam-ul Mülkün Siyasetname’sini okuyorum. Daha çok politik kitaplara ilgi duyuyorum.

Yazmakla aranız nasıl?

Yazma kabiliyetim yok. Okumayı ve okumaya teşvik etmeyi daha çok seviyorum. Bulunduğum şehirlerde ya da ilçelerde okuma faaliyetleri düzenleyip başarılı öğrencilere hediye vermek hoşuma gidiyor. Bir kitabı okuyup özetini not eden öğrencilere çeyrek altın hediye etmiştik. Bunun gibi çeşitli faaliyetleri kaymakam olduğum ilçelerde gerçekleştirdik.

Valilik makamı hep problemle mi uğraşır?

Problem değil. Aslında her gün ayrı güzellikte hadiseler yaşıyoruz. Kiminin ailevi problemleriyle ilgilenmeye çalışıyoruz. Kiminin evlenmesine yardımda bulunuyoruz. Milletimizle yaşadığımız her şey özel, her şey güzel.

Efendim, valinin halkı döneminden halkın valisi dönemine nasıl geçildi? Bu süreçte Recep Yazıcıoğlu nasıl bir yol açtı size?

Recep Yazıcıoğlu önemli bir adam, Allah rahmet eylesin. Ama ondan ziyade Recep Tayyip Erdoğan’ın açtığı yoldan bahsetmek isterim. Valilerin geneli halkla iç içe ve bunu severek yapıyorlar. Bir vali işini severek yapmasa bile, Cumhurbaşkanımızdan dolayı bir zorunluluk var. Sayın Cumhurbaşkanımızın halka dönük olması, muhtarlarla ilişkileri, sivil toplum kuruluşlarına ilgisi ve valilere verdiği talimatlar oldukça önemli. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve İçişleri Bakanımız valilerin nasıl olması gerektiğini yazılı ve sözlü olarak talimatlandırıyor. Valilerin de bu doğrultuda hareket etmesi, halka dönük olmasını sağlıyor. Dolayısıyla valilik halkla iç içe, halkın dertleriyle dertlenen ve en önemlisi ulaşılabilir bir makam oluyor. Bunu rahmetli Recep Yazıcıoğlu zamanında bir vali yapıyorken, bugün 81 il valisi de yapıyor. Hakkını vermek açısından söylüyorum, bu tutum yöneticilerimizin talimatları neticesinde gerçekleşiyor.

Son olarak eklemek istediklerinizi alabilir miyiz?

Kadınları, çocukları ve öğrencileri önemsiyoruz. Onlar için rutinin dışında faaliyetler yapmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda teşviklerden de kaçınmıyoruz. Geçtiğimiz yıl 2000 üniversite öğrencisine burs verdik. Sivaslı olup Sivas’ta ve dışarıda okuyan öğrencileri ihtiva ediyor burslarımız. Sivil toplum yönümüz de bizim için önemli. Sivas Hizmet Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da bendeniz yürütüyorum. Dolayısıyla şeffaf ve objektif burs kriterleri belirleyerek öğrencilere yardımda bulunmaya çalışıyoruz.

Bunların yanı sıra ihtiyaç sahibi yetim ve öksüzlere yardım etmeyi önemsiyoruz. Onları ev sahibi yapıyoruz. Yakın zamanda 59 aileyi ev sahibi yapmak üzere harekete geçtik.

Köylerimize ve kırsal kesimlere spor alanları yapıyoruz. Uyuşturucuya karşı ciddi çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Müftülüğümüzle beraber uyuşturucu kullanan insanları gönüllü imamlar vasıtasıyla o illetten kurtarmaya çalışıyoruz. Tekrar kullanmaması için birebir ilgi gösteriyoruz. Bir kişi bile olsa bunu kazanç olarak görüyoruz.

Muhtarlarla ilgili il toplantılarımız gerçekleşiyor. Diğer illerden farklı olarak muhtarlarımızı eşleriyle beraber termal otellerde misafir ediyoruz.

Son olarak, şehit ve gazi ailelerine yönelik bir faaliyet başlattık. Üniversite ile işbirliği yaparak onların sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya karar verdik. Şehit ya da gazi aileleri ister şehirde ister ilçede olsun, onları evlerinden alarak belirli sağlık merkezlerinde sıra bekletmeden sağlık imkanlarımızdan yararlanmalarını sağlıyoruz.

Yeni Akit

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.