19 Nisan 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara14°C

TÜRKİYE KADAR BİR GERÇEK

Türkiye Kadar Bir Gerçek

18 Ocak 2018 Perşembe 13:31

Abdullah Şahin yazdı.

 

Zaman, mekân dairesinde ve tarihin şahitliğinde her devrin kendine münhasır ruhî mutluluğu ya da ruhî buhranları mevcuttur. Zaman boşluk kabul etmiyor. Onu yaşadığımız insani ve daha büyük çapta devlet özellikleriyle dolduruyoruz. Tepeden tırnağa her şeyimiz havaya, suya, toprağa hasılı koca bir devlete sirayet ediyor. Devletin de zamanı doğru ya da yanlış okuması insana sirayet ediyor. Ve böylece insandan devlete, devletten de insana bir enerji alışverişi başlıyor. Zaman imtihandır. Zamanı okumak ölümsüzlüğe namzettir; ha devlet ha insan için. 

‘Ölüm’ ne müthiş kelime. Adını duyar duymaz debelendiğimiz, kaçtığımız mefhum ‘ölüm’. Ya var olacağız ya da öleceğiz! Tarih, gerçekleri her seferinde yüzümüze vuruyor. Dil hafızasını yitirdiğimiz zamandan bu yana gerçeğin yalanını okuduk. Anladık ya da anlamadık. Zerre zerre infilakı bekledik. Belli bir zaman dairesinde içtimai olarak fikir ve aksiyon sefaletimiz bu infilaka gebedir. Çilesi çekilmeyen her mefhum ağzımızda emzik mesabesinde. Farkında olalım ya da olmayalım bize özgü her mefhumun bir izzeti vardır ve bu izzet tarihin her safhasında yakamıza yapışmış bizi aksiyona sürüklemiştir. Hiçbir zaman boş bir aksiyon olmamıştır bu. Ta ki son bir asra varıncaya kadar. Ve biz az evvelde bahsettiğimiz gibi insan-devlet merkezli bir cinnet safhasına geldik. Arıyoruz! Her aranılan şey bulduğumuz değildir ve her bulduğumuz da aradığımız. Bir doktorun sabrını çatlatırcasına damar damar biriken bu illet iki hamle bekliyor. Fikir ve aksiyon! Hakikati yalandan arayışlarımız tarihsel buhranlara gebeydi. Bir şeyi çok fazla sıkıştırırsanız gücü ne nispette olursa olsun eninde sonunda bir şekilde patlar. Bu infilak bir şuur çerçevesinde olursa bir kıymeti harbiyesi olur yoksa diğer türlü kendi kendini imha etmeden öteye geçemez. Bu infilak mücerret bir şuur dairesinde olursa hem kendisini imha hem de yeni bir imara yol açar. Gerisi tüm tuğlalarının bir nizam ve ahenk içerisinde tatbik işi.

Dünya müthiş bir buhran dönemine girdi. Hem maddi hem de manevi. Kimi kendi davasının şuuruyla hareket etti kimi de kendi davasının şuurunun şuursuzluğuyla.

Ve dünyadaki her zerre ister istemez bunlardan etkilendi. Her devletin kendi planı ya da plansızlığı dünya tuvalinde bir fırça darbesi oldu. Bu tuvalde ortaya çıkan dünya manzarası ise tam bir renk cümbüşü fakat ağırlıklı olarak bir merkezde toplanmış tek renk dikkat çekiyor. Kırmızı! 

Gelenler var! 

Devamı: http://www.kulturgundemi.com/analiz/turkiye-kadar-bir-gercek-haber-35197

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.