TYB İSTANBUL’DA AHMET MUHTAR BÜYÜKÇINAR KONUŞULDU

Yakın tarihin arif şahsiyetlerinin konuşulduğu “İrfan Öncüleri” programında Ahmet Muhtar Büyükçınar’a özel bir toplantı gerçekleşti. TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı’nın yönettiği programda Prof. Dr. Mustafa Uzun ve Prof. Dr. Cihan Okuyucu birer konuşma yaptı.

TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, İrfan dünyamızın müstesna şahsiyetlerinden olan Ahmet Muhtar Büyükçınar’ın az bilinen insan hazinemizden olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Âlimin ölümü âlemin ölümüyse, doğumu da âlemin doğuşu dirilişi ihya edilişi olmuştur. Dünya seçilmiş ve adanmış birkaç iyi adamın omuzlarında dönmektedir dense mübalağa edilmiş olmaz. Ahmet Muhtar Büyükçınar, bu topraklarda parmakla sayılan ilim adamlarından biriydi. İlimle geçmiş bir hayatın ödülü olarak zihni son anına kadar faal ve berrak kalma nimetiyle ikram edilmiş talihli kullardandı. Talebelerinin ısrarı üzerine Kuran yolunda geçen azim hayat mücadelesini kaleme aldı. Kitabını bitirdiğinde ‘yaşım 86 ve ben henüz yolun başındayım’ diyordu. Hayatım İbret Aynası adıyla yayınlanan hatıratının mutlaka okunması gerekir diye düşünüyorum.

TYB İstanbul olarak CHP zihniyetinin topraklarımızda yaptığı tahribatı ömürleriyle tamir etmeye çalışan manevi önderlerimizi hatırlamaya hatırlatmaya devam ediyoruz. Bu ülkede mücadele hiç bitmeyecek. Seçimlerden önce nesilleri dert edinenler kavgayı kazanacak. İyi bilinmeli ki seçimleri kazandıran da nesillerdir. Dolayısıyla yeni nesillere yakın tarihin şahitlerini ve şahitliklerini aktarmayı önemli bir vazife olarak görüyoruz.“

Bize Mücadele İmkânı Verdi

Prof. Dr. Mustafa Uzun, Büyükçınar’ın çıtayı yüksekte tutan ve proje üreten bir hoca olduğunu kaydederek zorlukla başlayan hayatında önemli dönüm noktaları bulunduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ahmet Muhtar Büyükçınar, imam hatip okulundayken hocamız olmuştu. Boğaziçi’nde düzenlediği eğitim kamplarında Arapçayı çok hızlı öğrenme imkânı bulduk. O dönemde imam hatipliler Ankara ilahiyat fakültesine girebiliyordu. Bizi üniversiteye gitmek üzere teşvik etti. Bize mücadele imkânı verdi ve bu sayede önümüze konan engelleri aştık. Divan İlmî Araştırmalar Müessesi adıyla bir kuruluşta görev yaptık. Hocamızın önderliğinde buradan tercüme eserler neşrettik. Müteşebbis bir şahsiyetti.

Tasavvufi yönünü, kendisiyle tercüme çalışmaları yaparken fark ettim. Kendisine sorduğumda bu yönüyle ilgili bilgi sahibi oldum. Tâbi oluşunun propagandasını yapmadı hiçbir zaman. Hocanın sahip olduğu ahlaki özelliklere baktığınızda dört dörtlük bir mutasavvıf olduğunu görebilirdiniz. Öyle ki talebe yetiştirmek için ailesini ihmal etmiştir.”

Akla, İradeye ve Vicdana İnanırdı

Ahmet Muhtar Büyükçınar’ın hatıralarını kayda geçme ve bir araya getirme vazifesini yerine getirmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Prof. Dr. Cihan Okuyucu, Büyükçınar’ın hayattayken hatıralarına önem verdiğini ve dile getirdikçe o anları âdeta yeniden yaşadığını kaydetti ve şunları söyledi:

“Hayata çok erken başlamıştı. Bir değil birkaç hayatın bir ömre sığdırdığını kendi de dile getirirdi. Öğrenme öğretme sürecinde tasavvuf arayışları vardı. Maraşlı Vehbi Efendi’yle karşılaştıktan sonra bu arayışı sona erdi. Gençlik yıllarında ilim uğruna bir süre mahkûm edildi. Askerlik esnasında hayatın zorluklarına karşı kendini hazırlamak adına yemek aralıklarını uzatarak perhiz uygulamıştı. Bu aralıklar kırk saate kadar ulaşmıştı. Emekliliğinden sonra bile farklı alanlarda çalışmasını sürdürdü. Çok yavaş konuşurdu. Evinden misafir eksik olmazdı. Çiçeklere ve güzel manzaraya bakmanın insanı iyileştireceğini düşünürdü. Bu yüzden çiçek bakmayı çok severdi. Lüzumsuz konuşmazdı. Doğruları söyler, ancak tercihlere saygı gösterirdi. Hurafelere itibar etmezdi. Akla, iradeye ve vicdana inanırdı.”

Sorularınız için:

E: tybistanbul1@gmail.com │ T: 0 212 527 75 17-18