27 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara16°C

TYB KONYA ŞUBESİNDE YUNUS EMRE DİVANI VE RİSÂLETÜ’N-NUSHİYYE KONUŞULDU

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen bu haftaki etkinlikte “Yunus Emre Divanı ve Risâletü’n-Nushiyye” konuşuldu.

TYB Konya Şubesinde Yunus Emre Divanı ve Risâletü’n-Nushiyye Konuşuldu

09 Nisan 2018 Pazartesi 09:46

Kılıçarslan Konferans salonunda yapılan toplantıya Yusuf Yıldırım ve Mustafa Özçelik konuşmacı olarak katıldılar.

Yusuf Yıldırım Yunus Emre Divanı ve Risâletü’n-Nushiyye hakkında teknik bilgiler verdikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü; “Yunus Emre çalışmalarının üzerinden 100 yıl geçti. İlk bilimsel çalışma Fuat Köprülü ile başlamış olsa da taş baskı Yunus Divanları, bilimsel çalışmalarının öncüsüdür. Çünkü taş baskı Yunus Emre divanları bir bakıma derlemedir. Ancak özgün değildir. 

Fuat Köprülü’nün Türk Edebiyatı’nda İlk Mutasavvıflar adlı kitabında, Risâletü’n-Nushiyye’yi bir mesnevi türü olarak tespit eder. 

 

Fuat Köprülü’den sonra Burhan Toprak’ın Yunus Emre Divanı, Yunus Divanları için yapılmış ilk ciddi çalışmadır. Abdülbaki Gölpınarlı’nın 1943’te çıkardığı Yunus Emre Divanı ise ilk tenkitli metin çalışmasıdır. Yunus Emre Divanları için yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri de Gölpınarlı’nın 1965 yılında çıkardığı Risâlât al-Nushiyya ve Divan’dır.

Bu çalışmaları Mustafa Tatcı’nın 1991 yılında çıkardığı Yunus Emre Divanı Tenkitli Metin kitabı takip eder.

Yunus Emre divanlarının günümüzde 80’e yakın nüshası tespit edilmiştir. Bunlar içinde en sağlam ve özgünleri Fatih, Karaman, Raif Yelkenci, Nur-ı Osmaniye, Bursa İl Halk Kütüphanesi, Vatikan nüshalarıdır.

Fatih ve Karaman nüshaları sağlam ve özgünlükleri diğerlerinden daha öndedir.

Yunus Divanlarının tenkitli metin ya da bağımsız çalışılması tartışması devam edip gitmektedir. Her nüshanın ayrı çalışılıp dil, sanat, yazı ve dönem özelliklerinin belirlenmesi sonrasında tenkitli metin yolu ile birleştirilmesi daha sağlıklı olacaktır.

Karaman Nüshası; dil, yazı ve bir tekkeye ait olma özellikleri ile diğer nüshalardan daha özgün ve daha eskidir. Özellikle Risâletü’n-Nushiyyesi anlam derinliği ve içeriği bakımından diğer nüshalardan daha üstündür.

Karaman Nüshası’nı Mustafa Tatcı kendi çalışmalarında bir numaralı kaynak olarak kullanmıştır. Aslından ilk ve tek kullanan kişi Yunus Emre Tekkesi son şeyhinin torunu Talat Duru’dur. 

Karaman Nüshası, tarafımdan 2014 yılında çeviri ve tıpkıbasım kitaplaştırılmıştır. Bu kitap 2017 yılında geliştirilerek genişletilmiştir.”

Yusuf Yıldırımdan sonra söz alan Mustafa Özçelik de Yunus Emre’nin meşhur olduğu kadar meçhul bir kişi olduğunu söyledi. Şiirleri milyonlarca kişi tarafından okunan ve bilinen bu büyük şairin hayatı hakkında ancak birkaç sayfalık bir bilgiye sahip olunduğunu, hakkında çok sayıda menkıbe ve kıssa anlatılmasına rağmen bunların gerçek mi yoksa halkın muhayyilesinde ürettiği hikâyeler mi olduğunun tam olarak bilinmediğini söyledi. 

Özçelik sözlerini şöyle sürdürdü;  “Yunus Emre kendi döneminde halka Türkçe seslenmiştir.  Dini, onların anlayacağı şekilde basit bir şekilde ibadetlerin nasıl yapılacağını değil niçin yapılması gerektiğini anlatmış, Kuran ve Sünnet dışına çıkmamış bir derviş idi. O Haçlı Seferleri ve Moğol işgali sırasında perişan olmuş, ümitsizliğe düşmüş Anadolu halkına ümit aşılamış, yaşama direnci vermiş ve yeni bir anlayış getirerek insanın kendisini tanımaya çalışmasını sağlamak istemiştir. Bu güne kadar Yunus Emre’nin ne demeye çalıştığı konusunu yazmak yerine nerede doğduğunu ve mezarının nerede olduğunu tartıştık. Bu lüzumsuz ve abes tartışma kısır bir döngü olarak devam edip gitti. Ama bu gün Yunus Emre’nin ne demek istediğini ve hayat görüşünü açıklamaya çalışan eserler yazılmaya başladı. Bu sevindirici bir gelişme. Temennim bundan sonra Mesnevî okumaları ve Mevlit okumalarında olduğu gibi Yunus Emre Divanı okumalarının da üstatlar denetiminde yapılması. Böylece şiirler arasında tenakuz gibi görünen konular da çözüme kavuşacaktır.”

Program sonunda konuşmacı Mustafa Özçelik için, “Ete kemiğe bürünmüş, Yunus gibi yaşayan çağımız Yunusudur kendisi. Yunuslar, Mevlanalar, Hacı Bektaşı Veliler, İbni Arabiler, Konevîler, Siraceddin Numevîler Anadolu’nun hamurunu oluşturan değerlerimizdir.” diyen Konya Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu her iki konuşmacıya günün hatırasına birer katılım belgesi ve Selçuklu Belediyesi tarafından yayınlanan Selçuklular kitabını takdim etti.

yunus-emre-divani-2.jpgyunus-emre-divani-1.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.