• İstanbul 23 °C
  • Ankara 25 °C

Modern hayatın sundukları bilgelik va'detmiyor

Modern hayatın sundukları bilgelik va'detmiyor
Nihayet dergisi, “sirke yapamayan erkekler” başlığı ile çıktı bu ay. Tam da Özgecan Aslan felaketinin neden yaşandığının kültürel kodlarını sorguladığımız bu günlerde ilaç gibi bir sayı olmuş.

Nihayet dergisi, “sirke yapamayan erkekler” başlığı ile çıktı bu ay. Tam da Özgecan Aslan felaketinin neden yaşandığının kültürel kodlarını sorguladığımız bu günlerde ilaç gibi bir sayı olmuş.

Derginin erkek egemen toplumumuzun ahkam kesen kalemlerinin dışına çıkan erkek yazarlarından Abdullah Kibritçi, çok basit bir konu ile soruna değinmiş. Kibritci, kaleme aldığı “Sirke Yapamayan Erkekler” yazısında önce Refik Halid Karay’ın yemek kültürüne dikkat çektiği yazılarından örneklere yer veriyor. Ardından balta tutmayı, odun kırmayı bilmeyen erkekleri reçel yapmayı bilmeyen kadınlara şikayet ediyor. “Doğaya bıraksak ölecek nazik aydınlarımız utanmadan 'reçel yapmayı bilmeyen İslâmcı kadınlar' diyerek analiz kasadursun, biz eli yanağında düşünür adam pozu veren, dağ kamplarında baltayı yanlış tuttuğu icin eli su toplayan gençler ve evin temizliğini ucuza getirmek isteyen hanımlara kısaca sirke tarifi verelim" diyerek bir çırpıda koskoca bir sosyolojik vakalar zincirine dokunuveriyor. Ve sanki hiçbir şey olmamışcasına sirke tarifi vererek yazıyı dergi sayfalarında sonlandırsa da ardından çok şey düşündürüyor. Toplumda kadının yeri, erkeğin kadına bakışı, erkeğin kadına yüklediği anlamlar, beklentiler... Yazıdan çıkarılacak başlıklar uzar gider.

Hiç bir yaşantı içimizde derinleşecek kadar kalmıyor zihnimizde

Ayşegül Nalçacı'nın şair ve psikiyatr Kemal Sayar'la yaptıgı söyleşideki satır araları da dikkate değer… Sayar’ın, modern toplumun kodlarını güncel yaşantımıza sızdırdığı açıklamaları arasındaki "hiç bir yaşantı içimizde derinleşecek kadar kalmıyor. Zihnimiz, gönlümüz sürekli kelebekler gibi oradan oraya uçup duruyor. Her çiçekten bal alıyoruz. Fakat aldıklarımız bize hayatla ilgili bir bilgelik, bir istikamet duygusu kazandırmıyor." sözleri altı çizlecek cinsten…

Derginin içeriği ile ismine yakışan bölümü “Nesnelerin Mahrem Tarihi”nde işlenen bavul konusu meseleyi oldukça ilgi çekici yerlere götürüyor. Bir bavul hikayesi ile başlayan yazının içinde gezinirken, çok sık kullandığımız bu eşyanın hiç düşünmediğimiz ruhu ile tanışmamıza vesile oluyor. Bavulun tarihine sosyolojik bir bakış atan Fatma Barbarosoğlu, eşya taşımak için tasarlanan bavulların zamanla yol arkadaşlarımız olduğundan yola çıkarak, son yıllarda çok sık duyduğumuz bavulda bulunan kadın cesetlerine getiriyor konuyu. Bavulun hayatımızda değişen yerini hızlıca özetleyen yazar, yazının başındaki sevimlilikten çok uzak bir noktada tek başına bırakıveriyor ruhumuzu…

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/19544/modern-hayatin-sunduklari-bilgelik-vadetmiyor.html

Bu haber toplam 1270 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim