Aile ve “Ortak İnsani Öz” Sorunu
Yapısalcıların ve ekofeministlerin doğacı anlayışlarından farklı olarak biyolojinin ötesinde bir “insanlık,” bir “kadınlık” ve “erkeklik” özü var mıdır? Bu sorunun gözden kaçırılmaması gerekir. Sadece biyolojik öz vardır bilişsel ve zihinsel bir öz yoktur denilince aslında bir “insan” özünün de varlığı inkar edilmiş olur. Ne demek “bir öz sahibi olmak”?
Doğuştan bir “ortak öz”e sahibi olmak demek insanı diğer varlıklardan ayıran biyolojinin ötesinde bir “aşkın öz” (müteal, transandantal) yani manevi, kimliksel ve ruhsal bir öz var demektir. İnsanı insan yapan şey zaten bu özdür. Yoksa insanların biyolojik yapıları aynıdır. Genleri farklıdır sadece. Ama o genetik farklılık biyolojik farklılığı ortaya koyar. İnsanların birbirini anlamasını sağlayan şey biyoloji değil onun ruhudur. Bu ruha ne dersek diyelim, İngilizce konuşulan dünyada bu ”mind” denilen şeyi ve onun bedenle olan ilişkisini, “mind” yani ruh, zihin veya manevi kişilik yoktur diyerek sorunu çözemezsiniz. İnsandaki bu öz, her ne ise, insanı insan yapan şeydir. Öyle ki bu özü taşımayan bir insanın, kişi hakları da verilmez. Mesela akli dengesi bozulmuş birinin evliliğe, ehliyet alma, oy kullanma, menkul ve gayri menkul alma gibi hakları yok kabul edilir. Çünkü insanın “kişi” olması için o “ruh” diyebileceğimiz şeyin, siz “akıl” da diyebilirsiniz, var olması gerekir.
Devamı: http://www.milatgazetesi.com/bir-aile-felsefemiz-var-mi-2-makale,123963.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.