Ezberleri bozdu. Sözgelimi, İran’ın kolları mesabesinde olan bazı Sünni örgütler bu safhada İran’ı yeniden keşfettiler. Direniş ekseni veya odağı yerine Şii odağı olduğunu geç de olsa anladılar. Bunu en erken teşhis edenlerin başında Hamas geldi. İç içe yanlış ilişkiler kümesi Arap Baharı ile birlikte patlamış ve ortalığa saçılmıştır.
Sözgelimi Hamas ve İslami Cihad gibi örgütler hacimlerinin dışına çıkarak, taşarak ve direnişin çapını başkalarının yardımına göre ayarlayarak büyük bir yanlışa ardından da darboğaza düştüler. Halbuki, bu mücadeleyi kendi çaplarında yürütecekler, kendi yağlarıyla kavrulacaklar bu suretle namerde muhtaç olmayacaklardı. Namert ihtiyaç duyulduğunda kaçınılmaz olarak bedel isteyecektir. Kim olursa olsun dışarıya bağımlı hale gelmekten özenle kaçınacaklardı. Ama bu hususlarda temel yanlışlar yapılmıştır. Siyasi ve askeri olarak çap büyütülmüş lakin bu örgütü sıkıntılı ve bağımlı ilişkilere götürmüştür. Taşlarla başlayan mücadele dünyanın dikkatini çekmiş ve onun ötesinde dünyayı hayranlık ve gıptaya sevk etmiştir. Ardından gelen bıçakların ve daha ardından gelen silahların konuştuğu İkinci İntifada ve sonrasında ise kazanımlar olmuş ama netlik kaybedilmiştir. Silah geliştirme noktasında hem mali hem de teknolojik olarak Hamas İran ve bölgesel vekillerine bağımlı hale gelmiştir. Keza 2006 seçimlerine katılmak da hata idi. Bu hususta İsmail Heniye’nin çok açık olan tabloyu okuyamamasına karşılık rahmetli Abdulaziz Rantisi gibiler vakıaya doğru okumuşlar ve genel seçimlere katılımı tasvip etmemişlerdi.
Devamı için: http://www.gazetevahdet.com/islami-cihad-da-hamasin-izinde-2228yy.htm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.