Mustafa Uçurum: Herkesin baharı kendine güzel

Mustafa Uçurum: Herkesin baharı kendine güzel
Baharın adı bile yetiyor güzel şeyler düşünmemiz için. Havalar soğuk gitse de akşamlar serinliğini terk edemese de baharda olmak bile insanın içine bir esenlik bırakıyor.

“Bahar” gibi güzel bir sözcüğün de kirletildiği kanaatinin bende oluşmaya başlaması yeni bir durum değil. Arap Baharı diyerek bir coğrafyanın kana bulanması, acının, zulmün fitilinin ateşlenmesi üzerinden çok uzun bir zaman geçmedi. Çünkü aynı zihniyet zulmünü bir bahar coşkusu ile Afrika’da, Asya’da, kirli emellerinin olduğu her yerde devam ettiriyor.

Bizim için bahar umudun adıdır. Güzel günlerin ve huzurun müjdesidir.

Güneşin üzerimizde yükseldiği bir günde çantasındaki kitabı çıkarıp ırmak kıyısında kitabını okuyan çocuktur bahar sevinci.

Bisikletlerinin sepetine koydukları kitapları ile bir bahar sabahında ağaçların altındaki bir serinliği arayan gençlerin heyecanıdır bahar sevinci.

Annesinin, babasının elinden tutarak “Hadi kitapçıya gidelim.” diyerek hoplaya zıplaya yola düşen çocuğun mutluluğudur bahar sevinci.

Evet, bahar önemli. Herkesin kendi bahar sevinci var. Önemli olan bu sevinci kendi kirli hesaplarına alet edenlerin farkına varmak. “Bahar gelecek!” diyerek akla ziyan hesaplarla koltuk derdine düşenlerin yaşatacakları bahar değil olsa olsa huzursuz bir zemheridir. Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile malül olsa da biz unutmuyoruz geçmişin is kokak günlerini.

Şafak Çelik’ten Uzatılmış Bir Yas

Benim için bahar sevinci çeşit çeşit. Yeni çıkan bir kitabın kapımı çalmasıdır mesela bahar. Bu kez kapımı aralayan şiirler Şafak Çelik’e ait. Şule Yayınları arasından okuyucuya ulaşan Uzatılmış bir Yas Şafak Çelik’in üçüncü kitabı.

Şiirlerini takip ettiğim, dergiler hakkında yazarken şiirlerini severek paylaştığım bir şair Çelik. İlk iki kitabındaki havayı Uzatılmış Bir Yas’ta da yakalayınca, sesini bulmuş bir şairden şiirler okuyacağım için gayet huzurla çevirdim sayfaları.

Bir divan havasında ve inceliğinde başlıyor kitap. Gölgede Söylenmiş Münacat ile selamlıyor şair okuyucuları. Modern münacat, modern naat tarzında kaleme alınan şiirleri değerli buluyorum. Çağın gereğine uyarak el açmak, yüreğinin sesini bu çağın havasıyla buluşturmak olarak görüyorum bu tür şiirleri. Önemli olan niyet. Turgut Uyar’ın Divan’ında olduğu gibi.

“murat affınla geçmek bahçene / nakıs ellerim göğüne çevrili  / bir taş çiziyor / atmosferini dünyanın / ben bunun altında / daha ne söyleyebilirim” (s.11)

“kırık kelimeleri toplayıp gitti / dilimize sürdü sözün balını / şükür bize kaldı / örtünün altında yüzünün gölgesi” (s.15)

Münacat ve naattan sonra kitap üç bölümden oluşuyor; devlet, içkin ve emanet.

Şafak Çelik şiirinde kısa dizeler yoğun anlatımlarla zenginleştiriliyor. Şairin kelimelere olan sadakati çok sağlam. Şiirini özgün seslenişlerle kurduğu dizelerde sözcükleri öylesine yerli yerinde kullanıyor ki şiirin olmuşluk hali ele veriyor kendini. Geçmişten günümüze uzanır gibi.

“su ol ey muktedir / su. yolunu açan taşta” (s.31)

meçhul değil gayba gitmez Hak’tır elinden tutan / atan O’ndan, attıran O, gaip değil bizim erimiz” (s. 53)

“Devlet” bölümünden bir şiirle şairin hayata karşı duruşunu ve bakışını vermek istiyorum.

Devamı: https://www.milatgazetesi.com/mustafa-ucurum/herkesin-bahari-kendine-guzel/haber-203278

Bu haber toplam 417 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim