Müştehir Karakaya’nın birçok sıfatını art arda sıralasak da ilk sırayı şüphesiz şairliği alır. Duruşu, ses tonu, yaşantısı onun şairlik sıfatının birer yansımasıdır. Lirik bir gönül, sevdaya tutulu bir yaşam ve edebiyata adanmış bir ömür görürsünüz Karakaya’nın yaşamında.
Şiir, deneme, roman, öykü, günce türlerinde eserler verdi Müştehir Karakaya. Ortaya çıkan eserlerden hareketle rahatlıkla bir Müştehir Karakaya külliyatından bahsedebiliriz.
Onun denemelerini öykülerini ya da romanlarını okurken ortak bir nokta sizi hemen etkisi altına alır. Bütün bu satırlar bir şairin dilinden dökülmüştür. Karakaya’nın elindeki en büyük güç de işte tam budur; şairliği. Halepçe’nin dramını okurken de mitolojik bir zamandan günümüze uzanırken de ya da düş zamanlarının öyküsüne kapılıp giderken de bir şairin içli nefesi sizinle birlikte olduğunu hissettiriyor. Müştehir Karakaya’nın yazdığı her satırda şairliğinin izlerini bulmak mümkün.
Karakaya’nın İncir Yayınları arasından çıkan Dört Şehir Dört Kapı adlı romanı daha adından başlayarak okuyucuyu bir yolculuğa davet ediyor. Bir seyyah olup şehirlerden ve kapılardan geçmek isteyenlerin romanını yazmış Karakaya; elbette aşk ile.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/kitap/26792/mustehir-karakayadan-modern-bir-masal-dort-sehir-dort-kapi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.