• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Naci Gümüş: Bahar Aydınlığında Gül Düşüncesi

Naci Gümüş: Bahar Aydınlığında Gül Düşüncesi
Bahar Aydınlığında Gül Düşüncesi

Güzel yazı ve şiir yazmak, güzel düşünmek kudretine sahip olmak Allah vergisidir. Bu kabiliyetler ilhâmla beslenir, okumakla gelişir, düşünmekle derinleşir, yazmakla büyür. Ve bundan her kes nasibi kadar alır. Güzel bir hayatı, tatlı bir yaşamayı önermek, mutluluğu gösteren kapıları aralamak, gülün gül renginde, gül sıcaklığında erimek, şiiri sürdürmek, musikiyle dinlenmek ruhun diriliği için şarttır. Öyleyse insani değerler sahiplenmeli, erdem en üstün kıymet olarak değerlendirilmeli; acıların dinmesi, kavgaların bitmesi, aşkların çoğalması, sevgilerin paylaşılması için insan olduğunun farkında olan her kesin harekete geçmesi, sorumluluğunun bilincine varması gerekir.

 

Ocaklar olmasa, şömineler yapay olsa da, seher yıldızına türküler, çocuklara masallar okunmasa da; Zühre yıldızını tanıyan çobanlar vardır. Kitap okuyanlar azalsa, yazanlar çoğalsa da, ateşi sönmeyen yürekler vardır. Farkına varılsa da varılmasa da şairler, şiirler vardır. Yani duyumlar, duyarlıklar tükenmemiştir demektir. Söylenecek sözler, yazılacak şiirler, bestelenecek şarkılar çözülmeli, söylenmeli, anlatılmalıdır. Kalabalıklar duymasa da. Kaderin güzel yüzünde nişanımız gül olsun... Gül; Gönül ışıması, dost ışığın parıldaması, gözyaşının her damlası, kutlu saatlere ayarlı gelecek güzel günlerin mayasıdır. İlhamdır, muştudur. Ruhumuzu aydınlatan, düşüncelerimizi geliştiren,  merhamet ve adalet duygumuzu besleyen “Gül Düşüncesi”dir. Varsın saflığımıza gülenler olsun, paralarla dolarla oynayanlar oynasın, bizim duamız insanlık için yediveren gülleri gibi eksilmeyecektir.

 

            Ümit yenilenmesi, iyimser davranılması bizi hadiselerin menfi tesirinden kurtarabilir.

Evet, hepimizin canını sıkan, ilmin, sanatın haysiyetini, insanlık onurunu ayaklar altına alan bazı görüntülere elbette ki yabancı değiliz. Fakat biz insan olduğumuzun farkında olma şuuruyla medenilik direnişimizi sürdürmek zorundayız. İyiliğin artması, sevginin çoğalması, gülün açması için. Yepyeni bir toplum gündeme gelmeli. Kökü tarihimizin derinliklerinde, yerli düşünceden neşet eden bir ahlâk atılımı, özgün medeniyetimizi canlandıracak, geliştirecek bir atılım. Atılım ve açılım imkânlarını tıkayan köhne kafaları da aydınlatacak canlı, dinamik bilgi, feraset ve yetenekle donanmak lazım. Cenab-ı Hak bu kudreti bize bahşetmiştir. Farkında olmamız, ihlâsla işe başlamamız İlâhi takdir ve desteği bize gösterecektir. Şüphe ve tereddüde düşme ihtimali bile olmasın. Gerçek anlamda kendimizle buluşup, kendimizi ciddi olarak hesaba çekip tartarsak yol buluruz. Bilinen yollardan da ilerlemek imkânı her zaman vardır.

 

            Bu itibarla “Gül düşüncesi”  bizi “erdemli toplum, ideal insan”  mefkûresi etrafında huzur ve mutluluk iklimine götürebilir;  sevgi dünyasına taşıyabilir. Güç, yanıldığımız gibi; para ve silahta, şöhret ve iktidarda değildir. Asıl güç, aşılmaz güç, yenilmez güç; sevgi ve imandandır. Yükselen çok şey eninde sonunda inişe geçmiş, ya da düşmüştür. Tarihin silemediği, hiçbir kuvvetin düşüremediği erdem ve onur gibi üstün meziyetleri besleyen duygu sevgi ve imândır. Hakiki zaferleri taçlandıran da. Mazlumu, masumu, kimsesizi de hayata bağlayan... Direnme gücü veren, sabrı öğreten...

 

Gönlümüze ilham dolsun, kafamız hep aydınlık olsun. Ruhumuz arınsın, yüzümüzden tebessüm, beynimizde  “Gül Düşüncesi” eksilmesin.  

Gül nezaketin, zarafetin, aşkın ve sevginin ifadesidir. Gül aydınlığı erdemli toplum, ideal insanın durduğu yeri, huzur ve mutluluk atmosferini ifade eder. Bu yer de “Gönül Sitesi” dir. Gül ile Gönül arasında ulvi bir aşkın, erişilmez bir hazzın onurlu ilişkisi vardır. İyiliğin artması, sevginin çoğalması, gülün açması demektir gül aydınlığı. Gönül Sitesi’ne de suni ışıklar değil gül aydınlığı yaraşır.

 

Dünya gelini bahar, baharın şiiri güldür. Türküsü Diriliş, şarkısı gönüldür. Gül şehrinin “Gönül Sitesi”nde misk- u amber rahiyası, gül aydınlığında gül insanlar vardır. Sınıfsız ve sınırsız sevgiler vardır. Erdemli, onurlu, ilkeli duruşlar vardır. En büyük düşman riyakârlık, sahtekârlık, istismar, kin, kibir ve gururdur. Nezaket zarafet, nefaset letafet gül topluluğunu simgeleyen mefhumlardır. Gül şehrinde, gönül sitesinde ilim vardır, kültür, sanat ve edebiyat vardır. Medeniyet vardır, önderler vardır, öncüler vardır. Öncü sözler vardır. Gönül Sitesi ıstırap çekmiş, hüznü tatmış ideal insanların ziyaretgâhı olacak, katkılarını alacak bir yapılanmadır. Gönül ışıması, dost ışığın parıldaması, gözyaşının her damlası, kutlu saatlere ayarlı gelecek güzel günlerin mayası gül aydınlığında Gönül Sitesi’ndedir.

 

Semerkant, Buhara, Edirne, Üsküp ve Isparta “Gül Şehirleriydi. Gül yağıyordu İstanbul’da... Sermesti Isparta. Ergani’de gül doluyordu kucaklara. Ne oldu Musul ve Kerkük’teki bağlara? Söğüt ve Bursa... Bursa yediveren gülleriyle tarihteki yerini almalı, Diyarbekir Zülküfül soluğunda, Halid İbn-i Velid hürmetiyle, Sultan Süleyman Bin Halid himmetiyle, Nesimi’nin, İbrahimi Gülşeni’nin, Süleyman Nazif’in ve A.Sezai Karakoç’un sesiyle dirilmeli; dirilmelidir ki, orda taşlar neden siyahtır anlaşılsın. Kitabeler okunsun, Selçuklu, Osmanlı ve Şüheda konuşsun, konuşsun ki, neden bu şehrin bahtı karadır.

Güzelliğin kadrini, erdemin gizini ancak gül topluluğu bilir. Sevgi ve ümit filiz verdikçe, yüreklerde iman bitmedikçe gül aydınlığında, gül düşüncesi var olacaktır.

 

Şehirlerimizde “Gül Medeniyeti”ni kuracak diriliş erlerine, “Gönül Sitesi”ni inşa edecek manevi mimarlara ne kadar muhtacız. Gül şehrinin gönül Sitesi’nde buluşmak, gülce konuşmak ne kadar tatlı olur...

 

Gül topluluğunun emeli “gülün gül renginde gül aydınlığına ermektir. Duru düşüncelerle, arı kalplerle…

 

 

 

 

Bu haber toplam 1313 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim