• İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C

Namık Açıkgöz: Lozan'ın gizli maddeleri neydi?

Namık Açıkgöz: Lozan'ın gizli maddeleri neydi?
Açık konuşalım: Lozan ne zafer, ne de hezimet!...

Ben Lozan’a “zafer-hezimet” açmazında bakmadım asla. Hele hele “gizli maddeleri” konusunu hiç ciddiye almadım; “hezimet dili” ile “zefer dili” çekişmesindeki saçmalığı da her zaman alaya aldım…

“Zafer dili”, Lozan ile ilgili olumsuz bir kanaat zikredildiğinde, hemen “Lozan’ı istemiyorsan, Sevr’i mi istiyorsun?” salaklığıyla ortaokul seviyesinde cümlelerden oluşuyordu.

“Hezimet dili”nin müessisi ve mümessili, izah ve iknadan çok, saldırı dili kullandığı için, çözümden ziyade çözümsüzlüğü savunuyor; Lozan’ı bir sopa olarak kullanıyordu.

Benim kırmızı çizgim ise “Misak-ı Millî” sınır çizgileri idi. Lozan ile Sevr’i değil, Misak-ı Millî’yi mukayese ediyordum.  Misak-ı Millî’yi son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı Ocak-Şubat 1920’de kabul etmiş ve Meclis 18 Mart 1920 günü kendisini fesh etmişti. Meclis-i Mebusan mensuplarının büyük bir kısmı Ankara’ya geçmiş ve Millî Mücadele’ye ve Hey’et-i Temsiliye’ye destek olmak üzere gayret sarf etmeye başlamıştı. Yani 23 Nisan 1920 günü dualarla açılan Birinci Meclis’in mensuplarının büyük bir kısmı Misak-ı Millî’yi kabul eden temsilcilerden oluşuyordu. Bu yüzden Birinci Meclis de Misak-ı Millîci idi. Mustafa Kemal Paşa da İsmet Paşa Lozan görüşmelerinden dönünceye kadar (4 Şubat 1923) sıkı bir Misak-ı Millîci idi.

MUSTAFA KEMAL MİSAK-I MİLLî’DEN VAZ GEÇER

Mustafa Kemal’in Misak-ı Millî’den vaz geçmesi, İsmet Paşa’nın Lozan’dan dönüşünden sonradır. O güne kadar Misak-ı Millî’yi, yeni devletin “olmazsa olmazı” olarak gören Mustafa Kemal, İngilizlerin İsmet Paşa’yı sınırlar konusunda ikna etmesi üzerine “Misak-ı Millî muayyen bir hudut değildir” demeye başladı.

Ve kıyamet de buradan koptu!...

Büyük bir kısmı Meclis-i Mebusan’dan gelen İkinci Grup, Misak-ı Millî’den vaz geçmiyordu. Yoğun tartışmalar esnasında Irak sınırı tartışılırken Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey ve Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey ile bir mebus, Misak-ı  Millî’den vaz geçilmemesini savunuyorlardı.  (Bu tartışmaları ilk defa Mahir İz merhumun “Yılların İzi” adlı kitabında okumuştum. Mahir hoca, meclis zabıt kâtibi olduğu için  Meclis’te olaya bizzat şahit olan biriydi.)

Misak-ı Millî’yi savunanlar, “Kuzey Irak ve Suriye’nin terk edilmemesi gerektiğini; terk edilirse orada bir Ermeni devleti kurulması için oyunlar kurulacağını” söylüyorlardı.  (Birinci Meclis, Lozan’ı imzalamayacağı için dağıtıldı. Ali Şükrü Bey’in canice katli, meclisin kapatılmasının göstermelik sebebi idi. Nitekim İkinci Meclis’in yaptığı ilk iş Lozan’ı kabul etmek oldu.)

LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ VEYA AJANDASI

İşte “Lozan’ın gizli maddesi” bu idi. Yazılı değildi ama İngiltere’nin gizli ajandasında, terk edilen Misak-ı Millî toprakları üzerinden Türkiye’yi tehdit etme amacı vardı. Yazılı değildi ama İngilizlerin aklından geçen bu idi.  O yıllarda PKK tehlikesi olmadığı için Ermeni tehdidi ön plandaydı ve direnen mebuslar da bu tehlikeyi işaret ediyorlardı…

1970’lere gelindiğinde PKK tehdidi baş göstermeye yüz tuttu ve 1984 Ağustos’unda ilk silahlı saldırılar başladı. PKK’nin ilk üssü Kuzey Suriye idi. Saldırılar oradan yönetildi. 1991 ve 2003 yıllarında Birinci ve İkinci Körfez Çıkartmaları ile Irak güçsüzleştirilip Kuzey Irak Kürtlere ve PKK’ya terk edildi. PKK uzun yıllar Kuzey Irak ve Kandil dağlarını merkez üs olarak kullandı; Suriye’nin 2011’de operasyona maruz bırakılmasıyla PKK bu defa 2013 başından itibaren de Kuzey Suriye’ye yerleşmeye başladı.

Devamı: http://www.enpolitik.com/kose-yazisi/2377/lozanin-gizli-maddeleri-neydi.html

Bu haber toplam 416 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim