ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, Büyükelçi James Jeffry’nin medyaya yaptığı açıklamalarda görüşmelerde “umut verici” ilerleme sağlandığını belirtmesi bunun en güçlü işareti. ABD temsilcisinin işi gerçekten zor. Bir yandan Türkiye’nin kaygılarını gidermeye, bir yandan da PKK/PYD’nin Suriye’deki kazanımlarını kısmen muhafazaya imkân verecek bir çözüm üretme peşinde.
Türkiye, PKK/PYD’nin sınır boyunca siyasi ve askeri kontrolü elde bulundurmasının kabul edilemez olduğunu defalarca dile getirdi. ABD tarafı, Türkiye’nin kaygılarını anladıklarını ifade etti. Bugün söz konusu kaygıları (!) giderecek adımları içeren plan, PKK/PYD’nin “askeri güçlerini” sınırdan belirli bir uzaklığa çekerek muhafaza etmeyi esas alıyor. Yeni pozisyonu ile PKK/PYD Türkiye için askeri tehdit oluşturmazken (!) bölgede siyasi varlığını sürdürebilecek. Bu siyasi varlık, bir sonraki adımda Suriye müzakereleri sürecinde ABD’yi masaya taşıyacak “endemik” örgüt olmasını sağlayacak.
ABD için PKK/PYD’nin askeri kapasitesinin muhafaza edilmesi birkaç açıdan önemli. Her ne kadar Arap ve Kürt unsurları arasında bir iş birliği varmış gibi görünse de Fırat’ın doğusunda yaşayan Arapların pek güven telkin etmedikleri belli. Yine olası DAEŞ hareketlenmesinde ABD PKK/PYD’ye ihtiyaç duyacaktır. Öte yandan, Fırat’ın doğusunda işlevsel bir kamu düzeninin kurulmasında PKK/PYD güvenlik sağlayıcı polisiye güç olarak rol üslenecektir. Ayrıca Irak üzerinden batıya uzanan İran nüfuzunun Suriye’nin güneyinde tutmanın en ucuz yolu PKK/PYD’nin askeri gücünün muhafazasıyla mümkün.
Devamı: http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nihat-ali-ozcan/firat-in-dogusunda-sinirin-2877259/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.