Yine askeri yığınak, Ruslar ile diplomatik görüşmelerin umut verici olmaması, Esad’ın geri adım atmamakta kararlı görünmesi, Libya cephesinde işlerin karışması, ABD ve İngiltere gibi ülkelerin “heyecan” verici destekleri önemli alametlerden sayılabilir. Listenin tümü birlikte ele alınınca, İdlib’de bir askeri harekâtın eli kulağında olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak gözden uzak tutulmaması gereken husus, İdlib sorunun dolaylı ve doğrudan taraflarının çokluğu ile günümüz dünyasında bu tip bir harekâtın değişken karakteridir. Başka bir ifadeyle, harekâtın etki ve ölçeğini coğrafi sınırlar içinde tutabileceğini düşünmek, hayatın diğer alanlarına etki etmeyeceği beklentisine sahip olmak yanıltıcı olabilir. Eğer Putin gerilimi soğutmak ve krizi ötelemek için devreye girmez, diplomasi işe yaramaz ise savaş kaçınılmaz olur ve farklı alanlarda etkisini gösterebilir.
Harekât alanının sınırları askeri harita üzerinde kolaylıkla gösterilse de mücadele hızla farklı sektörlere kayacaktır. Örneğin, mültecilerin kitlesel olarak Türkiye’ye sürülmesinden siber saldırılara, medya ve sosyal medyaya da propaganda savaşından vekâleten iş gören örgütler eliyle terör saldırılarına kadar geniş bir yelpazeden söz ediyoruz. Dahası, finanstan ekonomiye, turizme kadar geniş bir alana yayılma ihtimali de var. Dolayısıyla, tarafların bolluğu ve savaşın karakteri harekâtın düşündüğümüzden daha geniş bir yelpazede cereyan etmesine yol açabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.