Çin Devlet Başkanı Xi, reform kararının 40’ıncı yılında yaptığı konuşmasında, ülkesinin “hegomonik” bir güç olmadığını belirtti. Başka bir ifadeyle, ülkesinin küresel ölçekte, ekonomik, siyasi ve askeri ilişkileri domine edecek bir hedefinin ve konumunun olmadığını açıkladı. Ancak ölçek ve gelişmelere bakınca tablonun söylenenden farklı olduğunu görmek mümkün.
Çin, ihtiyaç duyduğu pazarların ve ticari rotaların, gerek ülke içinde gerekse uluslararası alanda, kendi başına/akışına bırakılamayacak kadar önemli olduğunun farkında. Bu nedenle, ülkeden yola çıkarak pazarlara ulaşan tüm deniz, kara ve demir yolu rotlarını yeniden tasarlamaya girişmiş durumda. “Kuşak ve Yol” projesi bu düşüncenin ürünü.
Bir trilyon dolarlık yatırımı kapsayan “Kuşak ve Yol projesi” sadece fiziki imalatı içermiyor. Bu yatırımların denizde ve karada işlevini yerine getirmesi, fonksiyonel olması, belirli fiziki ve güvenlik standardında olmasının yanı sıra, geçtiği ülkenin siyasi tablosuyla da uyumlu olması gerekiyor.
Nitekim Çin bir yandan, 70 ayrı ülkede fiziki yatırımlar yaparken, bir yandan da askeri kapasitesini geliştirmeye devam ediyor. Kara, hava ve deniz ordusunu modernize eden Çin’in, savunma harcamaları 1996’da 24 milyar dolar iken, bu miktar 2016’da 264 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Deniz yollarının açık tutulması güçlü bir donanmaya sahip olmayı gerektirirken, Çin ana karasının uzak mesafelerden savunulabilmesi için de kıyılardaki kayalıklardan askeri üs bulunan yapay ada inşası tüm hızıyla devam ediyor.
Bazılarının siyasi bağımlılık yaratması nedeniyle” borç tuzağı” olarak tanımladığı kredi verme işlemleri, bazıları tarafından ise “kredi diplomasisi” olarak tanımlanmaktadır. Kredilendirme işlemlerinin “kuşak ve kemer” güzergâhında yer alan ülkelerle Çin arasında bağımlılık yarattığı bir gerçek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.