sonrası
boğazımı yırtan çığlık gibi bir ekim
ölüm üstüne düğüm
düğüm üstüne düğüm attığım
nefesime takılan tek isim olmayı
kendine yediremeden gittiği vakit
avucumda bir buz parçasından
şuleye döndüğü vakit
o vakit ki
ben şehrin sırtından eksik olmayan kasvetiydim
iki el silah sesi, iki el ilah esiydim
siz ne kadar oynadıysanız
o kadar azdı hüznünüz
ben sizi izledim
o gitti
cirmi kadar yer yakmayacak ateşte
dövülmeye gitti çelik nefreti
sizin tükürdüğünüz mazgallar
yukarı bakardı gök/yüzü
ben o mazgallardan aşağı
açlığının çığlığıyla sağır olan bir martı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.