• İstanbul 15 °C
  • Ankara 23 °C

Nurettin Taşkesen: Medine Müdafaası Ve Fahreddin Paşa

Nurettin Taşkesen: Medine Müdafaası Ve Fahreddin Paşa
Tam yüz yıl önce 10 Ocak 1919, Medine müdafaasının son günüydü. İki sene yedi ay süren bu savunma destanı, Ravza-yı Mutahhara'da Peygamberimizin kabri şerifinin başında gözyaşları içinde sona ermişti.
Teslim olmayı asla aklından ve kalbinden geçirmemiş bir kahraman Fahreddin Paşa, ancak silah arkadaşlarının baskınıyla mecburen Medine'den ayrılmıştı.
 
Fahreddin Paşa'yı bu kadar güçlü kılan, bütün zor şartlara rağmen direncini devam ettiren düşünce acaba neydi? En iyisi bunu kendi ağzından dinleyelim:
 
"Ey Nâs (insanlar)! Malûmunuz olsun ki, şecî ve kahraman askerlerim, bütün İslâm'ın sırtını dayadığı yer, mânevî gücünün desteği, Hilâfetin gözbebeği olan Medine'yi son fişeğine, son damla kanına, son nefesine kadar muhafazaya ve müdafaaya memurdur. Bu asker Medine'nin enkazı ve nihayet Ravza-i Mutahhara'nın yeşil türbesi altında kan ve ateşten dokunmuş bir kefenle gömülmedikçe, Medine-i Münevvere kalesinin burçlarından ve nihayet Mescid-i Saadet minareleriyle yeşil kubbesinden al sancağı alınmayacaktır! Allahu Teâlâ bizimle beraberdir. Şefaatçimiz O'nun Rasûlü Peygamberimiz Efendimiz'dir."
 
Bu inanç, bu peygamber sevgisi ve bu manevi güç, bir avuç kahramanın akıllara durgunluk veren şanlı müdafaayı nasıl yaptığını elbette çok iyi anlatıyor.
 
***
 
Şimdi 1916 yılına gidelim ve Hicaz'da neler olduğunu yeniden hatırlayalım:
 
Sultan Abdülhamid'in uzak görüşlü siyaseti sayesinde 15 yıl Şura-yı Devlet (Danıştay) üyeliği verilerek İstanbul'da tutulan Hüseyin bin Ali, İttihat ve Terakki tarafından Mekke'ye şerif tayin edildi. Bu zat Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla içindeki gizli emelleri gerçekleştirmek için İngilizlerle temasa geçti. Abdullah, Faysal, Ali ve Zeyd adlı dört oğluyla birlikte Haziran 1916'da Osmanlı'ya isyan eden Şerif Hüseyin, İngilizlerin desteğiyle Mekke'yi ve Cidde'yi ele geçirdi. Kısa zamanda Medine'yi de teslim alacaklarını zannediyorlardı. Fakat buraya tayin edilen Fahreddin Paşa onların hesaplarını bozdu.
 
İngilizlerin idaresindeki isyancı bedevileri geri püskürten Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa, onların Medine'ye yaklaşmalarına fırsat vermedi. Bu defa İngiliz casusu Lawrence gibi akıl hocalarının telkiniyle Emir Abdullah'ın adamları, Medine'ye erzak, cephane ve asker gelmemesi için Hicaz Demiryoluna saldırmaya başladılar. 1918 yılından itibaren, artık Medine'nin İstanbul'la irtibatı kesildi. Fahreddin Paşa kendi imkanlarıyla zor şartlar altında savunmayı devam ettirmeye çalıştı.
 
Erzak azalmış, cephane tükenmiş, askerde takat kalmamış olmasına rağmen, bu kahramanlar iman gücü ve Peygamber aşkıyla İngiliz güdümündeki asilere boyun eğmediler. Bütün bu sıkıntıların üstüne bir de çekirge afeti başlamaz mı? Fahreddin Paşa Allah'ın inayetine ve Peygamberimizin şefaatine sığınarak bu afeti nimete çevirdi. Çünkü çekirge yenmesi helal olan bir yiyecekti. Tam da açlık ve kıtlık zamanında gelen bu nimet bolluğu ilahi bir yardımdı.
Bu haber toplam 575 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim