Amir Roubin Betan: Lisans eğitimini Peyam-e-Noor Üniversitesi Sosyoloji bölümünde, yüksek lisansını Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde, "Postmodernizmin Yeni Toplumsal Hareketler Bağlamında Ulus Devlet Sürecine Etkisi" adlı teziyle tamamladı. Halen Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde doktora çalışmasına devam etmektedir.
Konuşmacı, “Ortadoğu’da Radikal Dincilik ve Siyasal İslam Bu Bağlamda Bir Aktör Olarak İran” konulu sunumunda çok önemli başlıklar açtı. Gelişmiş batı ülkelerinin “insan” merkezli politikaları karşısında mevcut olduğumuz coğrafyadaki “Tanrı” merkezli politikalar yapılması dolayısıyla Humeyni’nin söylemi millet üzerine değil ümmet üzerine olduğunu anlattı. Bizim yaşadığımız toplumlarda ikinci planda olan “insan” batı toplumlarında asıl unsur. İran politikasının genellikle Arap ülkeler üzerinde olduğunu açıkladı. Aslında inanç konusunda aynı olmasına rağmen Ermenistan Azerbaycan savaşında Ermenistan’ın yanında yer aldığını vurguladı. Hâlbuki İran’da Türk unsurlar önemli yer almaktadır. Buna rağmen halen Ermenistan’a destek çıkmakta, Karabağ’ın işgalinde ses çıkarmamıştır.
Amir, “Ortadoğu’da fundamentalistim (kökten dincilik) neden ortaya çıkar, sorusuna ışık tutan önemli açıklamalar yaptı. “Dinciliğin radikal kesimlerden çıktığı sanılırdı. Yapılan araştırmalarda reformcu kesimlerden çıktığına rastlandı.” Reformcu gruplar emirlerin yerine geçmek isteyince radikal gruplara dönüştükleri anlaşılıyor. “Bu toplumlarda İslam’ın bir din değil bir ideoloji olarak uygulanmasını istiyorlar” sözleriyle dikkat çekici konuşmasına devam etti.
Yapılan iki saatlik sohbet programından sonra sorular gelmeye devam edince ileriki tarihlerde bir program daha yapıp, “Türk, İran edebiyat, sanatındaki etkileşim ve doğunun bu konudaki geleceği” konuşulmasına karar verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.