• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Prof. Dr. Vehbi Başer: Sosyologlar Sosyal Meselelere El Atabilir mi? (*)

Prof. Dr. Vehbi Başer: Sosyologlar Sosyal Meselelere El Atabilir mi? (*)
Sosyoloji programlarında, Sosyoloji anlatılır, mezunları da, fırsat bulurlarsa çok olsa Sosyoloji anlatabilmektedirler.

Mezunların bulabildiği öteki fırsatlar, PeDR, Sosyal Hizmet, Aile Terapisi, Sosyal Yardım pratisyenleri için geliştirilmiş rutinlere tâbîdir. Sosyoloji mezunları canhıraş gayretlerle bu rutinleri öğrenip evlerini geçindirmenin ötesine neredeyse hiç geçemezler.

Kamuoyunda sosyologlara tanınmış çok hesapsız bir kredi söz konusudur oysa. “Sosyologlar sosyal meselelere bir el atsalar (harikalar yaratırlar)” sanılır. Oysa Sosyoloji akademyasında “sosyal meselelere nasıl el atılır” üzerine bir ders saati konuşabilecek biliminsanı (haydi heves kırmayalım) yok değilse de enderin enderi bulunur ancak. Mezunların meselesinden sözü nasıl olup da akademyaya getirdiğim gayet âşikâr: Bir meslek alanının akademisyenleri bir vizyon ve yönelime sahip değilse, onu öğrencilerine de aktaramazlar, nerede kalmış ki bunun eğitim programını oluşturup yürütebilsinler...

 

"Akademyası ve Mezunları ile Sosyoloji" Başlıklı Sosyal Meselemiz

Sosyoloji akademyasını, Sosyoloji mezunları diye bir meselenin ve hatta artık bir facianın bulunduğundan bile habersiz akademisyenler doldurmaktadır. Daha kendi mezunlarının meselelerine (el atmak şöyle dursun) farkındalık geliştirmeyi bile (kaç kuşağın soylusu olduğu belli olmayan “pabucumun aristokratı” tavırlarıyla) küçümseyen böyle bir camiadan başka hangi sosyal meseleye el atıp halline katkıda bulunması beklenebilir?

Sosyoloji bülbülü tadında mezun verme lüksünü, kimin onayıyla elde ettiği belli olmayan ve “sadece bunu yaparak” memleketi bülbül mezarlığına çevirme ayrıcalığını dokunulmaz sanan bir üniversite personeli imtiyazı, ne entelektüel ahlakla, ne aydın sorumluluğu ile, ne de akademik ruhla bağdaşır. Bu imtiyaza yaslanan ve “ustasından edindiği icrâ-yı zenaat”ı anfi ve dersliklerde satarak bir de o gayet mühim kuramsal büyük büyük meselelere gömülerek ömür boyu gelir garantisini cepte keklik sanan bir “sûhte konforu” ile sosyal meselelere elbette el atılamaz.

Böyle söylüyorum diye, bu satırların yazarını "bildiğin emprikçi" diye küçümseyecek adamın alnını karışlarım. Sosyologu sosyolog yapan, elbette bu disiplinin kuramsal ve yöntemsel birikimidir. Bu birikimi, en azından kabul edilebilir bir düzeyde edinmemiş hiç kimse öncelikle sosyolog değildir ki, sosyal meselelere "sosyolog sıfatıyla" el atabilsin. Hem, ben o "bildiğin emprikçilik"in Sosyoloji'de Uygulamalı Çalışma denen şey olmadığını size nasıl anlatabilirim? Sahada araştırma gerçekleştirme (research implementation, to conduct the research in the field), Uygulamalı Sosyoloji (Applied Sociology) değildir, Hanımlar ve Beyler!

Devamı: http://fikircografyasi.com/makale/sosyologlar-sosyal-meselelere-el-atabilir-mi

Bu haber toplam 1039 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim