Raporun başlığı da çarpıcı; “Türkiye’nin milliyetçi rotası ABD-Türkiye ilişkilerini nasıl etkiliyor.”
Türkiye’nin doğal olarak olması gereken rotası, özel bir tercihmiş gibi sunulup, bunun iki ülke arasında ilişkilere olumsuz yansıdığı ifade edilmiş oluyor. Başlıkta olduğu gibi içerikte de aynı anlayışın ürünleri var.
Raporun amacı, ABD’nin Türkiye politikasını belirlemek. Bu kapsamda Türkiye ile ABD arasında yaşanan gerginliklerin sebeplerine odaklanılarak, ABD yönetimine tavsiyelerde bulunuluyor.
İki ülke arasındaki yaşananların gerçek sebebinin ıskalandığı raporda, esasen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a odaklanılıyor.
Raporda; FETÖ ve PKK/PYD-YPG terör örgütlerine ABD’nin verdiği destekten hiç söz edilmiyor. Rapor için esas olan ABD’nin çıkarları.
Rapor ABD yönetimine 6 çarpıcı maddede tavsiyelerde bulunuyor.
Sıralayalım;
- ABD- Türkiye ilişkilerinde son yıllarda yaşanan yıkıcı gelişmelere rağmen uzun dönemli bir strateji ye ihtiyaç vardır.
Bu bağlamda Türkiye’de “demokratik bir muhalefet yükselip de Türkiye’nin; işbirliğine yatkın bir müttefik ve hem küresel hem de bölgesel anlamda güvenilir bir ortak olma rolünü yeniden tesis ederse” stratejik ortaklık yeniden inşa edilebilir.
- Suriye’de farklılıkların ortadan kaldırılması için, ABD’nin YPG’li ortaklarıyla ve Türk müttefikleriyle diplomatik yakınlık kurmasını gerekir.
- Rusya’nın Türkiye’deki etkisini dengelemede, ABD ve NATO’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’yle askeri işbirlikleri yardımcı olacaktır.
- ABD’nin savunma politikalarını oluşturanlar, başta İncirlik Hava Üssü olmak üzere ABD ve NATO’nun Türkiye’deki birçok pozisyonunu geçici veya kalıcı olarak kaybetmesine hazır olmalıdır.
- Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın son dönemdeki artan önemi de göz önüne alınarak, ABD ile Türk askeri yönetimleri arasındaki diyaloğun derinleştirilmesi ve ABD-Türk Üst Düzey Savunma Grubu’nun yeniden oluşturulması için gerekli adımlar atılmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.