Üniversiteler, rutin dersleri veren, genç nüfus istihdamını geciktiren veya hayatın içinde yaşanması gereken zorunlu bir aşama veya diploma dağıtan adresler olarak görülmemelidir. Tam aksine, üniversitelerin başkaca ve daha temel görevleri vardır: Ülkenin eğitimden hukuka, ekonomiden dış politikaya kadar genel politikalarının belirlenmesi için gereken fikri desteği ve altyapıyı sağlamak; ülkenin akademik, sosyal ve kültürel seviyesine katkı vermek; ülkeye alanında yetişmiş vasıflı insan yetiştirmek; ülkenin küresel rekabet için gerekli her alanında düşünce ve pratik araçlar üreterek destek sağlamak gibi ciddi görevlerinin olduğu unutulmamalıdır. Bütün bu görevler, ideal akademik ortamların kurulmasıyla kendiliğinden oluşur ve meyvelerini verir. Dünyada “üniversite” kavramından anlaşılan “üç aşağı beş yukarı” zaten budur.
Bugün üniversitelerin genelinde görmeye alışılan ve dışarıdan farkına varılmayan düşük kaliteli ortamın düzeltilmesi için ciddi bir plan ve mücadele gerekiyor.
Türkiye’nin akademik başarılarıyla Dünya gündemine gelmesi için yeterli insan kaynağı, maddi kaynakları ve organizasyon yeteneği vardır. İnsan kaynağı ve maddi kaynaklar yerli yerinde kullanılmadıkça organizasyon yeteneğinin de kendisini göstermesi beklenemez. Durumu düzeltmek ve ilerlemek için atılması gereken adımlar kimse için sır da değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.