• İstanbul 20 °C
  • Ankara 19 °C

Pursaklar Kent Konseyi Başkanı olan Prof. Arıcan: “Pursaklar Belediyesi, üniversitelerle işbirliği yapan ender bir kurumdur”

Pursaklar Kent Konseyi Başkanı olan Prof. Arıcan: “Pursaklar Belediyesi, üniversitelerle işbirliği yapan ender bir kurumdur”

Aynı zamanda Pursaklar Kent Konseyi Başkanı olan Prof. Arıcan, şehirlerin üniversitelerden, üniversitelerin de şehirlerden beklentileri, geçmişte üniversite ile şehir arasındaki mesafelerin nedenleri, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Pursaklar Belediyesi’nin birlikte yaptığı çalışmaları anlattı. Pursaklar’ın genç ilçe olmasına rağmen birçok ilki başardığına dikkat çeken Musa Kazım Arıcan “Türkiye geneline ve Ankara’daki diğer ilçelere baktığımızda Pursaklar’ın üniversite ile işbirliği yapma noktasındaki olağanüstü gayretini takdir ediyorum” dedi.
DSC_4491
-Sayın Hocam, üniversitelerin şehirlerin en önemli parçası olduğu dikkate aldığımızda 1950’le kadar üniversitelerin şehirlerden soyutlandığını düşünüyorum. Hatta günümüzde bile büyükşehirlerde bu tutum devam ediyor. Bunun nedeni nedir?

“İlk dönemlerde üniversitelerin oluşumunda yer alanlar kendini çok seçkin görüyordu”
Adem Bey, öncelikle böyle bir röportajı yapmak için, bu güzel buluşmayı sağladığınız için  teşekkür ederim. Pursaklar Belediyesi ve Pursaklar ilçemiz bizim için ayrı bir öneme sahip. Sorunuz çok değerli. Çünkü cumhuriyet tarihimizden bugüne baktığımızda şehirlerimiz ve kentlerimizle üniversiteler buluşamadı. Tabii bunun birçok nedeni var. Bunlardan birincisi, öğle tahmin ediyorum ki ilk dönemler üniversitelerin oluşumunda, üniversitelerde yer alan kişiler, kendilerini daha seçkin görmüş olabilirler. Toplumu, bireyi, kenti kendilerinin kapsamı dışında görmüş olabilirler. Bir soyutlanma var. Üniversitedeki akademisyenlerin tutumunda bunu görüyorduk. Bu tutumlar kendilerinin daha seçkin ve bilimsel bir çerçevede olduklarını görmelerinden kaynaklanıyor.

İkinci bir neden ise erken dönemde bizdeki bilim anlayışıdır. Mantıkçı ve pozitivist bir anlayış vardı. Deney ve gözlem tarzı, belli bir alana hapsedilmiş bir bilim anlayışı vardı. Toplumu, bireyi, değerleri dikkate almayı gerektirmiyordu. Bilim dediğimiz paradigma daha çok ürettiği verileri uygulamayı zorunlu kılıyordu. Bilim anlayışı fen ve teknik anlayıştaydı.

-Yani mekanik düşünce hakimdi…

Çok doğru, aynen öyle… Üçüncü neden olarak da üniversitelerimiz kurulurken, sosyal bilimler dediğimiz beşeri bilimler, insan bilimleri, kültür, sanat, değerler, inanç, ahlak gibi alanlar bilimin konusu haline getirilmedi. Belki erken dönemde bu tür nedenlerden dolayı üniversite ile şehirler buluşamadı. Bunun neticesinde her ne kadar Anadolu şehirlerinde üniversiteler şehirlere belli bir ekonomik katkı sunsa da bunlar farklı alanlara yayılamadı. Çünkü üniversitelerimizin şehirle daha entegre olmuş, her alanda ilişki kurduğu bir yapının olması gerekir.

DSC_4535
-Bu nasıl olacak hocam? Veya nasıl olmalı?

Adem Bey, üniversitelerde çoğunlukla tıp fakülteleri var. Araştırma hastaneleri nedeniyle toplumla bir ilişki var zaten. Bunun dışında sağlık alanında geliştirilmesi gereken farkı boyutlar vardır. Mesela şehrin sağlık taraması, şehirde ön plana çıkan bir rahatsızlık var mı yok mu bunun araştırılması, şehre özgü bir hastalık var mı, bunların yapılması gerekir. Bunlar zaman zaman yapılıyor. Şehrin üst düzey yönetimleriyle üniversiteler arasında toplantılar yapılıyor. Bunların sahaya yayılması gerekir. Şehirlerin ticareti ele alınmalıdır. Zaman zaman mesleki eğitim verilecek uygulamaları arttırmak gerekir. Şehrin yerel kaynakları, ekonomik kalkınmayı sağlayacak temel dinamikler nelerdir, bunları keşfetmek gerekir. O bölgeye has ticari ekonomik birikimler olabilir ki bu tür şehirlerimiz var.

-Şehrin kimliğini oluşturacak pazılın birleştirilmesi için üniversitelerin buna katkı sunması gerekiyor diyorsunuz…

Evet, üniversitelerden yararlanmayı bilmek gerekir. Üniversiteleri, akademisyenleri şehre çekmek gerekir. Şehir sakinleriyle buluşturmak gerekir. Etkileşim ve iletişim kurmak gerekir. Israrcı olmak lazım.

-Tam da bu noktada şunu sormak isterim: üniversitelerin şehirlerden ve şehirlerin üniversitelerden beklentileri nelerdir?

Eskiden belki de üniversitedeki hocalara ulaşmak noktasında bir sorun yaşanıyor olabilirdi. Ama son yıllarda üniversiteler şehre olumlu katkı sunmaya başladı. Üniversite, şehirden aldığı veriler ve taleplerle kendi bilimsel çalışmalarını sağlayabiliyor. Şehirler de üniversitelerden ihtiyaç duyduğu bilgileri alarak sahip olduğu imkanları daha verimli hale getirebilir. Büyük oranda şehirlerimiz ile üniversitelerimiz son yıllarda uyumlu hale geldi. Ülke insanın gerçekliğini dikkate almayan akademisyenler çok az. Büyük oranda bu kırıldı. Ulaşılabilir insanımız çoğaldı. Şehirlerin en azından ulaşabileceği akademisyenler var.

Üniversiteler şehirler ile olan iletişim kanalını açık tutacak. Belediyeler, kaymakamlıklar, valilikler, diğer kurumlarla ilişkilerini açık tutma sorumluluğu var. Bununla beraber masa başı çalışmalardan, kitabi ezbere çalışmalarla, Batı’dan transfer edilen sorunlar üzerine değil, bizzat o şehrin, o yörenin, o bölgenin sosyolojisi, demografisi, ekonomisi, siyasi yapısıyla ilgili çalışmalar yapmak gerekir. Bu alanları üniversitelerimiz kendilerine birinci görev olarak görmelidir. Şehirlerin eğitimi, kültürü, sağlığı, hayvancılığı, tarımı gibi alanları incelemek gerekir.

Şehirler de STK olsun iş adamları olsun, kurumlar olsun yaptıkları faaliyetlerde AR-GE’lerini geliştirmek zorundadır. Sahasında uzman ve profesyonel bilim adamlarımız var. Onlarla buluşmayı ve onları kendi yanlarına çekmeyi zorlayacaklar. Bunun üstüne gitmek gerekir. Şehirler, üniversiteleri kendi haline bırakmayacak. Çok önemli bölümlerimiz var, ilahiyat, İslami ilimler, sosyoloji gibi. Şehirlerin sosyal sorunlarına, uyuşturucu kullanımı, boşanmalar, intiharlar, parçalanmış aileler, mimari, şehirleşme, inanç hayatı, kültür hayatı gibi alanlarda önemli çalışmalar yapılmalıdır. Üniversitedeki hocalarımızı panellere, konferanslara, camilere, mahalle sohbetlerine çağırarak fikir alışverişi yapılmalıdır. Şehirlerimiz üniversitelerden yararlanma çabası içine girmelidir…

Hocalarımız tabii ki öğrenci yetiştirecek, bilim üretecek, makale yazacak ama şehirlere de duyarsız kalmayacak. Şehrin yöneticilerine de sorumluluk düşüyor. Bu buluşmaları yapmaları gerekiyor. Öncülük etmeleri gerekiyor. Üniversitedeki hocaları şehirlerle, şehrin sakinleri ile buluşturmaları gerekir. Motivasyon sağlanması gerekiyor. İyi bir noktaya doğru akıyoruz. Büyük ilerlemeler var. Mesela bizler Pursaklar’da Kent Konseyi olarak Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin bölgeye taşınmasıyla ne tür etkileri olacağını tartıştık. Pursaklar’ın ticari geleceğini masaya yatırdık. Bunun bilincini vermeye çalıştık.

Dördüncü husus ise STK’lara düşüyor. Sadece devletten beklemeyeceğiz. Sivil toplum örgütlerinin de destek vermesi, bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Dar çerçevelerden çıkmak gerekiyor. Bütün şehir insanını kucaklayacak sorumluluk gerekiyor. Nitekim bizler kent konseyi olarak İmam-ı Azam Ebu Hanife, Pursaklar’ın Ticari Geleceği, medeniyet tasavvuru gibi konularda çalışmalar yaptık.

-Hocam, buluşma derken, Pursaklar Belediyesi ile Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile 2012 yılında bir araya gelerek uluslararası şehircilik çalıştayı yaptı. Bu çok önemliydi. Bundan sonra Pursaklar ne tür kazanımlar elde edecek?

Adem Bey, şunu açık yüreklilikle ifade etmek isterim. Pursaklar yeni ilçe olmuş, Türkiye geneline baktığımızda, Ankara’daki diğer ilçelerimize bakarak Pursaklar ilçemiz, üniversite ile işbirliği yapma noktasında olağanüstü bir çaba ortaya koyuyor. Bu bile artı bir durumdur. Daha üniversite kurulur kurulmaz, üniversite ile iletişim kuran belediye Pursaklar’dır. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. İlk sempozyum uluslararası bir sempozyumdu. ABD, Mısır’dan ve ülkemizden çok kıymetli isimlerin katıldığı bir çalıştay yapıldı. Ülkemizde şehirlerle ilgili sempozyum çok fazla yapılmıyor. Bir yerel yönetimin buna öncülük etmesi, çok önemlidir. Burada Selçuk Başkanımızdan takdirle bahsetmek istiyorum. Belediye Başkanımızın bu vizyonu ve iradesi olmazsa, bunlar gerçekleşmezdi. Bazen görüyoruz, birçok yerde sırf ‘faaliyet yapılsın diye’ programlar yapıyor. Ama Pursaklar Belediyesi topluma, şehre, geleceğe dair önemli çalışmalar yapıyor.

Pursaklar’ın genç olması ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin yeni olması geçmişin olumsuz örneklerinin yaşanmaması bir avantajdır. Çok çabuk iletişim kurulabildi. Kent konseyleri bunun için önemlidir. Ve burada üniversiteden temsilci olması, bir de Pursaklar’da üniversite temsilcisinin Kent Konseyi Başkanı yapılması çok anlamlıdır. Kent konseyi kurup da bir toplantı bile yapmayan ilçeler var. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Pursaklar’da herhangi bir fakültesi, birimi olmamasına rağmen belediyemiz, üniversitesinin farkında olarak temsilciyi kent konseyi başkanı yapmıştır. Şehirden üniversiteye olan talebin bir anlamda gerçekleştiğini gösterir. Belediye ile eş zamanlı bir çalışma yürüten kent konseyi, üniversitelerden yararlanma noktasında çok önemli.

-Kent Konseyi olarak bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?

Alt kurullarımızı oluşturduk. Bunlardan bir tanesi Tecrübeliler Meclisi’dir. Purasklar’da ve şehir dışında olan üst düzeylerdeki yöneticileri, hocaları, siyasetçileri, kanaat önderlerini de bu heyete dâhil ettik. Üç genel kurul yaptık. Http://www.pursaklarkentkonseyi.org.tr/ isimli web sayfamız yayında. Faaliyetlerimizi buradan hemşerilerimize duyuruyoruz. Şu ana kadar yürütme kurulumuz düzenli olarak çalışmalarını sürdürdü. Bundan sonra da sürdürecek. Teorik anlamda Pursaklar’ımıza katkı vermeyi sürdüreceğiz. Sadece belediyemize değil diğer kurum ve kuruluşlara da bir takım öneriler ve projeler götüreceğiz. Önümüzdeki günlerde daha çok proje üretmekle meşgul olacağız. Pursaklar’ın tanıtılmasında etkin bir görev üstlenmeyi ve ilçemize yeni yatırımlar elde etmeyi düşünüyoruz. Bu maksat ile başta belediyemiz olmak üzere tüm resmi ve gayri resmi kurum ve kuruluşlarımıza destek vermeye hazırız. Bürokraside üst düzey görev yapan hemşerilerimizin Pursaklarlılık bilinci ile hareket ederek ilçemize bir takım hizmetlerin getirilmesinde önayak olmaları için lobi faaliyetlerinde bulunacağız.
DSC_9704
Belediye meclisine üç tane teklif sunduk. Bunlar gündeme alındı. Birincisi; üniversitenin de bu bölgeye gelecek olmasından dolayı, yeni okulların yapılması, nüfusun her geçen gün artması nedeniyle Pursaklar’da büyük bir halk kütüphanesine ihtiyaç olduğunu belirtip, Belediye Meclisine halk kütüphanesi yapılası için teklif sunduk. Mevcut Kaymakamlık binasının güzel bir halk kütüphanesi yapılmasını istedik. Şehrin kalbinde kütüphanenin, konferans salonlarının olması çok güzel olacak. İşlevsel bir kütüphane olmasını teklif ettik. Bizi Belediye Meclisine davet ettiler, Başkanımız kabul etti. Kendileri de tekliflerimizi olumlu karşıladı. Oy birliği ile bu teklif kabul edildi ve desteklendi.

İkinci teklifimiz; Pursaklar’ın hızla geliştiğini göz önünde bulundurarak, mimarimizin bir ruhu olsun istedik. İlçe sınırları içerisindeki tarım alanlarının korunmasını teklif ettik. Yapılaşmanın çok sistemli olması gerektiğini belirttik. Sağ olsun Başkanımız bu konuda çok hassas. İlçede geleneksel mimariyi yaşatıyor. Başkanımız ve meclis üyelerimiz bunu da çok takdirle karşıladılar. Bu teklifimiz ile bu konuya daha hassas davranılacaktır.

Üçüncü teklifimiz; engelli hemşerilerimiz için özel bir mekanğn yapılmasını teklif ettik. Engelli insanlarımızı hayatın içerisine dâhil edeceğimiz bir park olabilir veya bir merkez olabilir. Bunu da tüm üyelerimiz destekledi. Dördüncü teklif ise Pursaklar’ın havalimanı yolu üzerinde olması nedeniyle havacılık envanterlerinin sergilendiği bir park yapılabilir teklifinde bulunduk. Son olarak şunu belirtmek isterim ki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Esenboğa’daki külliyeye gelmesiyle -hem külfeti hem de nimeti anlamında-Çubuk ve Akyurt da etkilenecektir ama en çok etkilenen Pursaklar olacaktır. Üniversitenin daha çok olumlu katkı sunacağına inanıyorum. Pursaklar’ın güzel insanlarına saygılar sunuyorum…

Bu haber toplam 2105 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim