• İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Rahim Er: Şarki Türkistan'ı ihmal edemeyiz!

Rahim Er: Şarki Türkistan'ı ihmal edemeyiz!
Kıbrıs’a sırtımızı dönemeyeceğimiz, Filistin’i görmezden gelemeyeceğimiz, Yemen’i yok sayamayacağımız... gibi Şarki Türkistan’ı da ihmal edemeyiz...
Ata yurdumuza bizde “Doğu Türkistan” denirken Uygur Türkleri “Şarki Türkistan” diyorlar.
Asya Türklüğü, “Türkistan” diye yekpare bir iklimdi. Ruslar, bu iklimin garb, Çinliler de şark tarafını hâkimiyetine alınca Türkistan, “Garbi Türkistan” ve “Şarki Türkistan” diye ikiye bölünmüş oldu. SSCB dağılınca ana gövdeyi kurtarma derdine düşen Rusya Federasyonu, Batı Türkistan’ı dört-beş parçaya bölerek gitti.
Şarki Türkistan’daki Çin işgaliyse devam ediyor.
Uygur Türkleriyle Osmanlı ve erken ve orta cumhuriyet zamanı Türklerinin “Şarki Türkistan”, bugünkü Türklerin “Doğu Türkistan”, Çinlilerinse “Özerk Sincan Uygur Bölgesi” dediği bu topraklar, bir medeniyet havzasıdır. Hem mimari, hem bedii ve hem de fikrî medeniyetin zirvede yaptığı bir yerdir. Bugün Türkçenin yazı dili için İslam harflerinin kullanıldığı tek ülkedir. Tabii bunda Çin’in alfabe birliğinizi önleme taktiğinin büyük payı vardır. Sayım yapılmadığı için Şarki Türkistan’ın nüfusu kesin olarak bilinmemektedir. Buna rağmen 25-30 milyon tahmin ediliyor. Çin ise bu rakamı çok aşağılara çekmektedir. Başkent Urumçi’dir.
Çin’in elindeki bu ülke her çeşidiyle muazzam yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahiptir. Diğer taraftan her Türk unsuru gibi Uygurlar da istiklallerine son derecede düşkündürler. Çin, bölgeye zaman zaman Çinli nüfus kaydırarak asimilasyona gitmektedir. Birkaç ay evvel Pekin yönetiminin “her Türk evine bir Çinli erkek yerleştirme” gibi inanılmaz bir uygulamaya gittiği haberi gelmişti. İbadet hürriyeti tamamen daraltılmıştır. En küçük bir millî kıpırdanış çok kanlı biçimde bastırılmaktadır.
Şarki Türkistan Kırım, Kıbrıs, Kafkaslar, Kerkük, Halep Filistin, Yemen, Bosna, Somali gibi yüreğimizde kanayan onlarca yaradan biridir.
Şu var ki dış politikada bir yanda millî davalar vardır, diğer yanda da taş gibi acı gerçekler. Hem  o davaların sahiplenilmesi, mağdur ve mazlum olanların derdine derman olunması ve hem de o taşa takılıp tökezlenilmemesi gerekir.
Şarki Türkistan’la gönlümüz bir olsa da arada uzak mesafeler var. Dünya ve bölge şartları var. Göz önündeki hakikatler var.
Türkiye ne gün Rusya ile yakınlaşsa Doğu Türkistan karışır, Uygur Türkleri, istiklal isteyerek sokağa düşer, Çin talepleri dinleyip makul hâl çareleri bulacağına çok sert biçimde karşılık verir. Birçok insan şehid düşer, birçok kimse loş mahzenlerde işkencelerden işkence beğenmek zorunda kalır. Türkiye’de vatandaşlar protesto gösterileri yapar. Ankara, sesini yükseltir. Bunun üzerine Pekin’in destek vermesiyle PKK saldırılarını çoğaltarak kan döker. Çin bu terör örgütüne silah ve daha başka yardımlarda bulunur. PKK lehine konuşmaya başlar.
Kısacası; Doğu Türkistan, Türk hariciyesinin yumuşak karnıdır. Ankara, Moskova’yla el sıkışınca Washington, Doğu Türkistan’ı tahrik etmekte, bunun üzerine Çin, şiddete başvurmakta, Türkiye rahatsızlanınca Pekin teröristleri azdırtmakta ve “Kürdistan” lafları etmektedir.
Bu haber toplam 477 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim