TYB Mehmed Âkif Divanı'nda yapılan programa ilgi yoğun oldu.
Özdenören Zeynep Sati Yalçın'ın "Hikâye ve öykü kelimeleri, biri diğerinin yerine kullanılıyor. Siz kelime olarak öyküyü tercih ediyorsunuz. Birbirinin yerine kullanılabilen bu kelimeleri ayrı ayrı kullandığınıza göre arasında bir fark olmalı, bu fark nedir?" sorusuna cevap vererek konuşmasına başladı. Öykünün öykünmekten gelen bir kelime olduğunu ifade eden Özdenören, hikayenin özetlenebilir bir vasfı olduğunu, öykünün ise böyle bir yönü olmadığını ifade etti.
Son dönemde öykü türüne olan yoğun ilgiyi de olumlu şekilde değerlendiren Özdenören, kendi öykülerine de değindi.
"Kahramanların duyguları da bir acıma, acındırma içinde, yorumlarla acılarını derinleştirme içinde değil, sanki olanın olağanlığı ile yani olan her şey olması gerekenmiş gibi verilir öykülerinizde. Buradan mesaj kaygısı içinde olmadığınızı okuyucuya “doğru şudur” diye bir dayatmada bulunmadığınızı görüyoruz. Yine de o an içinde yaşananları okuduktan sonra, okumadan önceki aynı kişi olamıyoruz. Kendi okuma deneyimlerimle vardığım bir sonuç bu. Elbette boşa yazmıyorsunuz, boşuna kurgulanmıyor o hayatlar. Mesaj vermek değilse nedir öykü yazmaktaki amacınız?" sorusu üzerine değerlendirmede bulunan Özdenören, öykülerinde mesaj kaygısı olmadığını, zaten öyküde mesaj vermenin uygun olmadığını anlattı. Öykünün ânı yansıttığını ifade eden Özdenören, öykünün tür olarak özelliklerini de anlattı.
Özdenören Program sonunda katılımcılardan gelen soruları cevapladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.