Bir motosiklet geçer ansızın yanınızdan, ortalığı velveleye verir, mahalleyi ayağa kaldırır. Gürültüsünden sanırsınız ki sırtında tonlarca yük var. Oysa sırtında taşıdığı tek kişidir. Aynı yerden bir otobüs geçer; sesini son anda fark edersiniz, bir taksi kadar bile ses çıkarmaz. Oysa tonlarca ağırlık vardır sırtında, onlarca insan ve eşya vardır.
Kimi insanlar vardır, sessiz ve derinden yaşarlar; şamatasız, gürültüsüz ve reklâmsız. Onlar mütevazı; fakat silinmeyen izler bırakarak ilerlerler. Onlar çoğu zaman yanınızdan geçip giderler, göremezsiniz; fark ettiğinizde geç olur, o gideceği yere çoktan gitmiştir. Arkasından “Bu, o muydu?” ya da “O, bu muydu?” dersiniz ve onunla aynı çağda yaşadığınız hâlde onu keşfedemediğinize, son anda fark ettiğinizde de arkasından yetişemediğinize, onunla iki kelâm olsun edemediğinize hayıflanırsınız. Boşunadır bu hayıflanmanız; birilerinin size “geçmiş olsun” demesinin zamanıdır.
Devamı: http://www.fikircografyasi.com/makale/derdi-olan-mutemeddin-ve-eygi-bir-adamdi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.