• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Şairler Meclisi Toplandı!

Şairler Meclisi Toplandı!
TYB Ankara Şubesince düzenlenen Şairler Meclisi, 12 Kasım 2016 Cumartesi günü saat:13:30 da Yazar Kafe’de toplandı.

Şairler Meclisi’nin kasım ayındaki konusu: Şairin Darbeyle İmtihan’ıydı. Bu toplantı, TYB Yazar Kafe iç mekânında sohbet havasında halka açık olarak gerçekleştirildi. Dinleyiciler de katılımda bulundular.

Şairler Meclisi, Arif Ay, Ali K. Metin, İbrahim Eryiğit, Mehmet Aycı, Mehmet Kurtoğlu, Şaban Abak ve Talip Işık adlı şairlerin katılımıyla gerçekleşti. Ali Sali, Hicabi Kırlangıç ve Ömer Erdoğan acil olarak şehir dışına çıkmaları nedeniyle, Şairler Meclisine katılamadılar.

Şairler, özelde 15 Temmuz darbe girişimi, genelde Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan darbeler hakkında görüş ve düşüncelerini açıkladılar. Darbe ve darbe girişimlerinin edebiyatımıza, özelde şiirimize ve şairin iç dünyasına yansımasının etki ve sonuçları tartışıldı ve değerlendirildi. Programı genç yazarlarımızdan Aslı Akgüneş yönetti.  Katılımcı şairlerimiz özetle şunları söylediler:

Arif Ay: “Batı, haçlı idealini Osmanlıyı yıkarak gerçekleştirdi, zihnimizi ve ruhumuzu işgal etti, talan etti. 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle de topraklarımızı, Osmanlıdan baki kalan topraklarımızı işgal etmeye kalkıştı. Allah’ın yardımı ve milletimizin basiretiyle bu girişim önlendi.15 Temmuz sonrası siyasi söylemler, yapılan yorumlar, Allahın yardımını ve halkın bu basiretini görmezden gelen ucuz siyaset diline dönüştürüldü. Oysa bizim davamız, bir medeniyet davasıdır. Biz Osmanlının öcünü almak durumundayız. Bunu da önce mevcut sistemle yüzleşerek, vatanımızı batılıların at oynattığı duruma getirenlerle yapmak durumundayız. Bunu yapmadığımız ve davamızın bir medeniyet gerçeği olduğunu insanımıza anlatmadığımız sürece, İslam coğrafyasında kan akmaya ve acılar katlanarak artmaya devam edecektir. Her darbeden sonra yenilenen Kemalizm, bu darbe girişimi nedeniyle kendini bir kez daha yeniledi, bu yazar düşünen bizler için hüzün verici. Biz bu duruma tepki gösteriyoruz. Elbette, bu karmaşa, bu kaos edebiyata taşınacak ve biz şair ve yazarlar olarak bu durumun iç yüzünü ve gerçeğini insanımızla paylaşacağız ve tarihe tanıklık edeceğiz. Yeryüzü bir muştu bekliyor. Bu muştu İslamdır.”

İbrahim Eryiğit: “Böyle güzel bir sonbahar gününde buraya teşrif ederek, TYB Ankara Şubemizin Şairler Meclisi’ne katılımlarınızdan dolayı, siz değerli şairlerimize ve konuklarımıza teşekkür ederek hoş geldiniz diyorum. Benden önce konuşan şair arkadaşlarım Darbe girişiminden bu yana büyük bir travma, sarsıntı yaşadık ve henüz bu travmayı atlatabilmiş değiliz. Bu olumsuz durumdan kurtulabilmek için özellikle şair ve yazarlarımıza büyük görevler düşüyor. Şiirden romana, sinemadan plastik sanatlara kadar sanatın her alanında ülkemiz insanını bu travmadan, bu ruhsal ve zihinsel sarsıntıdan kurtaracak ürünler ortaya konulması gerekiyor.

Darbe girişimi ardından birçok dergi özel sayı ve dosya düzenledi, Cevat Akkanat Sultanbeyli Belediyesinin yayınladığı ‘15 Temmuz Direniş Şiirleri Antolojisi’ hazırladı, ama yine de ortaya konulan ürünlerin çok az olduğu kanaatindeyim. Bu anlamda yapacak çok işimiz var. Biz, TYB Ankara Şubesi olarak bu konuda sunulacak görüş, öneri ve projelere her zaman açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Saygılar sunuyorum.”

Ali K. Metin: “15 Temmuz gecesi Türkiye tarihinin ve halkının yüzünü ağartacak bir destan yazıldı. O gece darbeye karşı meydanlara çıkmak bizim için hem bir onur, hem de bir gelecek, bir varoluş meselesiydi. Bu çıkışta temel saik, 14 yıldan bu yana bir kadro ve lider etrafında oluşan ruh beraberliğinden başka bir şey değildi. İlk 2-3 saat itibariyle halkı harekete geçiren sebep tamamen buydu. Bunun için sahada Kemalistler, solcular, hatta liberaller bile yok gibiydi. Ama 15 Temmuz ertesindeki süreçte, yazarların, şairlerin, gazetecilerin, bürokrat ve siyasetçilerin iyi bir imtihan verdiğini söylemek çok zor. Mesele bir açıdan millet yani varoluş meselesi, diğer taraftan ahlak, adalet ve insan meselesidir. Biz bu iki açıyı bir araya getirebilen sağlam ve ahlaki bir duruşu insanlarımızda göremedik ne yazık ki. Tek kelimeyle döküldük. Yazılan şiirlerde de ucuz hamaset öne çıktı. 15 Temmuz olayı epik şiir için çok güzel bir imkan aslında. Ama epik şiir artık hamasetle de olmaz. Şiirde varoluşsal açıyla ahlaki açıyı bir araya getirecek bir ufuk gerekiyor. Çağın şiirini, çağın destanını yazabilmek için bu şart. Gerisi şiirin yahut şairin meselesi değil.”

Şair Mehmet Kurtoğlu, şiir darbe ilişkisine değindiği konuşmasında, sağ kesimin darbelerler üzerine güçlü bir sanat yapamadığını, darbelerden sol’un güçlü sanat eserleri çıkardığını söyledi. Kurtoğlu konuşmasının devamında, 15 Temmuz darbe girişiminin sanattan daha çok slogan ve küfür ürettiğini, oysa sanatın sloganla değil, sanatla yapılacağını belirtti. Sol’un gezi olayları üzerinden ellinin üzerinde fotoğraf, sinema, sosyoloji ve ideolojik eser ürettiğini söyleyen Kurtoğlu,  bizim kesimin 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden henüz iyi bir şiir, iyi bir sanat yapıtı üretemediğini belirttiği. Felsefeye dayanmayan sanat eserlerinin yarına kalamayacağını belirten Kurtoğlu, 15 Temmuz Darbe girişimi üzerinden güçlü sanat eserleri yapamasak, bu hain darbe girişimini gelecek nesillere anlatamayız dedi. 

Mehmet Aycı: “ 15 Temmuz sadece bir darbe teşebbüsü değil, bir işgal girişimidir. Türkiye’nin el değiştirme operasyonudur. Milletimiz sezgisel olarak bunu fark etti. Meydanlara indi. İşgalcilere direndi. Küresel güçlerin maşası olan ihanet şebekelerine geçit vermedi. Türkiye’yi teslim etmedi. O gece, devletten hiçbir beklentisi olmayan, iktidardan hiçbir beklentisi olmayan, aman Türkiye’ye bir şey olmasın, aman birliğimiz dirliğimiz bozulmasın, aman ezan susmasın, bayrak inmesin diye yüreği titreyen masum halkın, Yüce Türk Milletinin direnişini gördük. Her şehadet bir şiirdi. Her bireyin karşı koyması bir şiirdi. Toplumun bütün kesimleri üzerine düşeni yaptı. Şairler de üzerine düşeni yaptı. 15 Temmuz’un edebiyata yansıması bağlamında bir değerlendirme yapmak için henüz vakit erken. Yüzlerce  metin yazıldı. Elbette bunların çoğu şiir değil. Ancak bu dinamizmi de anlamak lazım. Dergiler özel sayılar çıkardılar. Şairler de 15 Temmuz sonrasında sınavı başarıyla verdiler. Ciddi bir 15 Temmuz neşriyatı var. Ancak romanda, öyküde, tiyatroda 15 Temmuz ne ölçüde yer alacak ilerleyen zamanlarda göreceğiz.” dedi. 

Enes Talha Tüfekçi: Şairin darbe ve darbelerle imtihanı konusu sanatçının toplumsal olaylara duyarlılığı konusunda da bir açılım sağlayacaktır. Şairler toplumsal yarılmaların, büyük kütle hareketliliklerinin olduğu zamanlarda bir fildişi kule tutkunu olarak kalma seçeneğine sahip değildir. Bir şekilde, yaşanan toplumsal hareketliliğe dahil olmalıdır. O olayları anlamaya çalışmalı, yorum ve düşüncelerini sanatçı olmasının sağlayacağı ek duyarlılıklarla sanatın-edebiyatın bağlamı içine yansıtmalıdır. Toplumca yaşadığımız  on beş temmuz işgal girişiminden sonra devlet-toplum-sanat merkezinde yeni bir inşaî dönemi başlatmak için hangi muhasebeleri yapmamız gerekiyorsa o muhasebeleri yapmalı, öz eleştiri oklarını kendimize çevirmeliyiz. Sanatçılar olarak, içli bir destan olan on beş temmuz geçesini ve onun anlamını bu düzlemde de düşünebilmeliyiz.

Yoğun bir katılımın olduğu Şairler Meclisi, Aslı Akgüneş’in kapanış konuşmasıyla sona erdi.

 

dscf8475.jpgdscf8473.jpg

Bu haber toplam 1627 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim