• İstanbul 21 °C
  • Ankara 16 °C

Şakir Kurtulmuş: ‘Kitapla Konuşuyor, Kitaptan Konuşuyor, Kitabı Konuşuyordu’

Şakir Kurtulmuş: ‘Kitapla Konuşuyor, Kitaptan Konuşuyor, Kitabı Konuşuyordu’
Mahmut Balcı; güzel bir adam, iyi bir insandı.

Kendini kültüre adamış, kitapla dost, yazıyla, edebiyatla akraba olan biriydi. Hayatını kültüre, kitaba, edebiyata böylesine adamış ender insanlar vardır. Son dönemlerde sayıları çok azalmış da olsa, bulundukları yerleri yeşerten, gelecek nesillere sorumluluk bilinci vermeye çalışan güzel dostlarımız var hamdolsun.

Öğrencilik yıllarından başlayan kitap dostluğu, örnek gösterilecek biçimde gelişerek devam etmiştir hayatı boyunca.

Kitap okumanın önemini anlatmaya çalıştı her vakit. Kitap yayınlama düşüncesinin altında yatan da buydu. Hep okunacak kitaplarımız olmalı, daha çok olmalı, derdi.

Kitap yayınlamayı sorumluluk duygusuyla eş değerde gördü. Yayıncılık asla ticari kazanç sağlanacak bir kapı değil, bilakis kendi maaşını da işyerine taşıyarak, dışarıdan katkı sağlayarak  yapabileceği bir işti. Bütün sıkıntılara göğüs germeye çalışıyor, bunu başkalarına da sık sık tavsiye ediyordu. Zorlukları yenerek, mutlaka yayınlılığı sürdürmek gerektiğine inanıyordu. Öyle de yaptı. Uzun yıllar bütün sıkıntılara rağmen sürdürdü yayıncılığı.

Edebiyatın gücüne inanıyordu, bu yüzden özellikle edebiyat kitapları yayınlamaya gayret etti, dergiler çıkardı. Yazan arkadaşlara, dostlara yazdıklarını kitaplaştırmaları gerektiğini anlattı.

Bütün kitap dostları gibi kitapla konuşuyor, kitaptan konuşuyor, kitabı konuşuyordu. Yolda tesadüfen bir yerde karşılaştığınızda, mutlaka size vereceği bir kitap, bir dergi olurdu çantasında.  Uzun bir zamandır görüşemediği bir dostla karşılaşmışsa, görüşemiyoruz, mutlaka görüşelim, derdi.

Yayıncılıkla ilgili sıkıntıları daha fazla göğüsleyemeyeceğini görünce bırakmak zorunda kaldı ve kendini çok sevdiği öğrencilerinin eğitimine adadı.

Cağaloğlu’nda ya da Sultanahmet civarında karşılaşsanız, ya bir yayınevine uğramış oradan geliyor, ya da bir etkinliğe katılmış, oradan dönüyor olurdu.

Dergi fuarlarında çok karşılaşabilirdiniz. Fuarın en aktif çalışanlarından biriydi. Resmi görevi olsun olmasın, fuar için canla başla çalışırdı. Daha iyi bir fuar etkinliği için neler yapabiliriz, nasıl yapmalıyız, diye görüşler alır, eleştirilere değer verirdi. Öğrencilerinin  dergi ve kitap fuarlarını mutlaka görmelerini ister, ziyaret imkanları oluşturur, gruplar halinde öğrencilerini getirir, fuarları gezmelerini sağlardı.

Fatih’e  geldiğinde mutlaka yayınevinde bizi ziyaret etmeye çalışır, sohbetimiz kitaplar ve dergiler etrafında gelişirdi.

 

 

 

Bir seferinde Sirkeci’de düzenlenen bir fuarda birlikte geldiği öğrencilerle bizi tanıştırdı, onlarla sohbet etmemizi sağladı.

Esenler İbrahim Turhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görev yapıyordu. Orada edebiyatla, şiirle ilgilenen, kitaplara dost olan, dergileri tanımaya çalışan öğrencileri sürekli motive etmeye çalışırdı. Okulda ‘dergi okuma grubu’ kurmuşlar ve dergi topluyorlardı. Biz de Yedi İklim’in eski sayıları ile katkıda bulunduk. Okuma grubundaki öğrencilerin öncülüğünde okulda bir söyleşi düzenlediler bizi de davet ettiler. Bir buçuk saat kadar konuştuk genç arkadaşlarla. Söyleşi sonunda  okuma grubundaki arkadaşlarla bir süre daha oturup, özel sohbet halkası oluşturduk, halkanın bir ucunda Mahmut Balcı vardı.. Kütüphaneyi, topladıkları dergileri, yaptıkları etkinlikleri gösterdiler. Şiir yazan, öykü, deneme yazan arkadaşlarla çalışmalarına bakıp değerlendirdik.

Söyleşi için gittiğimiz okullar arasında  Mahmut hocamızın görev yaptığı bu okulda da çok mutlu olduğum, büyük keyif aldığım bir söyleşi gerçekleşti. Öğrenciler üzerinde çok etkiliydi. Kitap, kültür, dergi etkinliklerini önemsediğini her fırsatta hissettiriyordu onlara.

Vefatından çok kısa bir süre önce yine görev yaptığı Esenler İbrahim Turan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Nurullah Genç’le birlikte bir programa katıldık. O gün kendisi ya okulda değildi, ya da çok meşguldü, görüşemedik. Etkinlikten birkaç gün sonra telefonla arayıp, gelmeyi çok arzuladığını fakat, gelemediğini, bunun  için de çok üzüldüğünü söyledi..

Son görüşmemiz oldu bu. Bu görüşmeden bir hafta, on gün sonra vefat haberini aldık.

O’nu sadece bir kitap dostu, kültür adamı, bir eğitimci olarak anarsak, eksik değerlendirmiş oluruz.

Her şeyden önce iyi bir müslümandı. Müslümanların derdiyle dertlenen, cesur ve mücadeleci kişiliğiyle örnek bir insan olarak yer aldı hafızalarımızda.  

Gayret ve çalışkanlığının yanına konabilecek en iyi vasıf, önce dürüstlüğü sonra da kararlılığıdır. Başarılı bir hayat grafiği çizmesinde bu hasletlerin büyük payı vardır. Girdiği, çalıştığı alanlarda örnek olacak eserler bıraktı geride. Samimiyetle yetişen öğrencileri, yayınladığı kitaplar, çıkardığı dergiler arkasında ona şahitlik etmek üzere hazırlar.

Eğitimciliği ve sendikacılığı ile merhum Akif İnan’ın izinden yürüyordu. Ömrü uzun olsaydı belki bu konuda da çok daha iyi çalışmalar ortaya koyabilecekti.

Tayin olunan vakit geldiğinde, bu dünyadaki süreyi tamamlayıp, ‘güzel’ yaşayan mücadele ruhlu iyi adam, ‘güzel’ bir ölümle  ahret yurduna göç etti.

Allah rahmet eylesin.

30710712_10156360499236683_1567619984518021120_n.jpg30743057_10156360499351683_8771250866943426560_n.jpg

Bu haber toplam 504 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim