• İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

"Salâlar ve Ezanlar bana cesaret verdi"

Fatma Gülşen KOÇAK

“Bir sanatçının, önce vatandaş olduğu düşünülmelidir” diyen Kekilli, “Bu ülkede yaşayan her insanın üst kimliği sanatçı değil bu ülkenin vatandaşı olmasıdır” dedi. FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Darbe gecesi neredeydiniz? Neler yaşadınız ve neler hissettiniz? İlk tepkiniz ne oldu?

Darbe gecesi bir grup yazar arkadaşımla Başakşehir’de bir küçük çay ocağındaydık. Sohbet ediyorduk. Akşam saat 7-8 civarında böyle bir haber geldi. Yazar arkadaşlarımdan bir tanesi askeri darbe olmuş dedi ve biz de gülüşmeye başladık. Nasıl darbe olmuş dedik. O da ‘’darbe olmuş şu anda Boğaz Köprüsü’nü kapatmışlar” dedi. Biz daha çok gülüşmeye başladık. İlk tepkilerimiz buydu. Daha sonra ilerleyen saatlerde beyler  cidden darbe olmuş dediler. Biz ise inanmamaya devam ediyorduk. Çünkü hafızamızda böyle bir deneyim veya olasılık bulunmuyordu.

“Salâlar bir yandan, uçak  sesleri bir yandan geliyordu”

¥ Gerçekten darbe olduğunu öğrendiğiniz anda  tepkiniz ne oldu?

Arkadaşlarımızdan ayrıldık zira evde ailemiz bekliyordu. Kafam çok karışıktı ve olay  gittikçe sarpa sarmaya başladı. Eve gitmeden önce aracımın yakıtı dibe vurduğunu farketmiştim. Direksiyonu yakıt alacağım petrolün önüne kırdım birde ne göreyim petrol istasyonunun önü ana-baba gününe dönmüş, kuyruk var. Arkadaşlar hayırdır ne oluyor burada, bu kalabalık ne böyle dedim. Abi darbe olmuş dediler. Sonra kornalar çalmaya başladı. Çeyrek depo mazot aldım çıktım. Eve geldim, eşim Murat ne oluyor bu sesler ne diye sordu. Uçaklar çok alçaktan geçtiği için eşim çok korkmuştu ve bunu var gücüyle bana hissettirmişti. Moralim yerle bir olmuş ve ne yapacağını bilmez bir  vaziyette  kalktım evin içinde dolaşmaya başladım. Ondan sonra özel bir TV kanalına gözümüz ilişti Başkomutan çıktı ve ‘’milletim çıkın dışarı’’ dedi. O anda dışardan korna sesleri, salâlar bir yandan, uçak  sesleri bir yandan geliyordu. Süpersonik patlamalar bir yandan minarelerden yükselen salâlar ve ezanlarla beraber acayip bir cesaret geldi. O gün sabaha kadar İkitelli, Başakşehir caddeleri ve Başakşehir karakolu etrafında, daha önce birbirimizi hiç görmediğimiz on binlerce insanla kolkola, gönül gönüle, birbirimize dayandık. Ben onlardan ve okunan ezanlardan cesaret aldım. Hiç bir şey düşünmüyordum sadece sanatçıdan önce bir vatandaşım diyordum. Ayrıca bizi başkomutan çağırmıştı. Artık devletimin en tepesinden ister emir, ister rica ne düşünürseniz düşünün o gelmişti. Şimdi en büyük sadakat zamanıydı ve sadakatimin bu topraklar olduğunun farkındaydım.  Belki inanmayacaksınız ama insanların içinde kendimi inanılmaz güçlü hissediyordum.

“Beni çağıran Başkomutandır”

¥ Sizin dışarı çıkmanızda daha çok Cumhurbaşkanımızın çağrısı mı etkili oldu?

Kesinlikle Evet. Haberlerde sokakta  kimi görüyorlarsa vurdukları söyleniyordu. Ne olacaksa olsun çıkalım dedim.  Cumhurbaşkanının çıkın demesiyle beraber inanın bir cesaret de geldi. Şu anda artık bir sanatçı değil bir vatandaşım ve ben bir vatandaş olarak göreve çağırıldım. Beni çağıran Başkomutandır. 

¥ Fetullahçı terör örgütü sanat camiasında örgütlendi mi? Neler söylersiniz ? Nasıl  

Cumhurbaşkanının en yakınında ki adamlar ve hatta yaveri bile hain çıktıysa, sanat camiasında da çok güçlü örgütlendiklerine ve hatta Cumhurbaşkanımızın yakınında bile gizlenebileceklerine inanıyorum. Sanatın toplum fikirlerine yön verebileceği düşünüldüğünde Cumhurbaşkanımızın ziyadesi ile dikkatli ve titiz davranacağını umuyor düşünüyorum.

¥ Size çengel atmaya çalıştılar mı?

Beni yıllardır bir kaç TV dışında akıllarınca yasaklamışlar. Efendilerinin benimle alakalı kesin emirleri var. Yasak getirmişler. Ben ise tam tersine bu durumdan çok memnunum. Rızkımı veren Hüda’dır kula minnet eylemem demiştim. Bir de utanmadan beni kendilerinin yarattığını ve kendilerinin yok edeceğini söylediler. Onlara şöyle diyorum. Ben size rağmen geldim ve ancak kendim istediğim zaman giderim. Zamanımı tayin edecek olan ise Allah’ tır. O ne güzel bir dost ve yardımcıdır.”

¥ Sanat dünyasının darbeye/işgale  karşı  duruşunu yeterli buluyor musunuz?

Bir sanatçının, önce vatandaş olduğu düşünülmelidir. Bu ülkede yaşayan her insanın üst kimliği sanatçı değil bu ülkenin vatandaşı olmasıdır. Senin bir ülken varsa şanslısın demektir. Ama ülken Türkiye ise o zaman en kısmetli ve en lütuflu olan sensin demektir. Bir ülkenin başı derde giriyor ve sana ihtiyaç duyuluyorsa ortalıkta görünmüyorsan ben sana nasıl vatandaş diyeyim. O saatten sonra ne olduğu önemli değil. Sanatta ülkemizi 10 tık ileri götürmen benim için hiç bir şey ifade etmiyor. Önce vatan değil midir?.Vatan söz konusu olduğunda gerisi teferruattır diye boşa dememişler. İçeriden ve dışarıdan gizli örgütler, hainler hatta devletler vatanını çevrelemiş. Komutanınız memleket diye bayrak diye feryat ediyor ama iş işten geçince bile çıkmıyorsun. Yemişim öyle sanatçıyı. Ülkesi olmayanın sanatı da olmaz. Ben ilk günden itibaren gerek kitlem gerekse sanatçıları dışarı çağırdım. Bir çok insan çağrıma karşılık verdi. Ama ilk çağrım sırasında da yemediğim küfür kalmamıştı maalesef. 

¥ Milletin dik duruşunu nasıl yorumluyorsunuz?

Aziz milletimin dünyada öyle  klas  bir duruşu var ki. O duruşunu anlatmaya kelimeler yetmiyor. Biz yoksullara karşı, yolda kalmışlara karşı, ülkesini terk etmek zorunda kalanlara karşı, yumuşak huylu, şefkatli ve paylaşımcı bir toplumuz.  Ama düşmanlarımıza karşı da dimdik  duran ve hiçbir tehdidinden korkmayacak kadar da cesaretli bir milletiz. Ya istiklal ya ölüm diyecek kadar da onurlu bir milletiz. Bu yüzden tekrar söylüyorum, milletimle gurur duyuyorum. Allah bu millete zeval yüzü göstermesin ve hatta zeval i haram etsin.

¥ Her bir meydanda yüzlerce kahramanlık hikâyesi gerçekleşti. Bu kahramanlık hikâyelerinden en çok hangisi sizi etkiledi?

Uçağa atlamaya çalışan adam beni inanılmaz derecede etkiledi. Üzerinden 2 defa tank geçen ve hâlâ dimdik durmaya çalışan vatandaşımız. Allah ondan razı olsun. Uydu frekanslarını kesmek için gidilen yerde, bir müdür arkadaşımız ile teknisyen arkadaşımızın şehadet haberini aldık. Yayını bir buçuk saat yayınlamaya devam etmiş. Yayını kesmek için gelmişler fakat idare etmiş. Ama arabayla kaçarken helikopterden ateş açarak şehit edilmiş. O insanların kahramanlığı beni çok etkiledi. Tankın boğazın üzerinde ezerek ikiye böldüğü insanların görüntüleri beni çok etkiledi. Keskin nişancılara korkmadan inatla üzerlerine giden o kadınlarımız çok etkiledi beni. Hepsiyle gurur duyuyorum. Sokağa  çıkanlarla,  direnenlerle,  slogan atanlarla, nöbet tutanlarla. Hepsi de övgüyü hak ediyorlar. Allah onları cennetin derin mavilikleri ve Resul-i ekrem komşuluğu ile ödüllendirsin.

¥ Bir sanatçı olarak Türkiye’nin bir daha böyle badireler yaşamaması için neler yapmamız gerekiyor? Düşüncelerinizi alabilir miyim?

Sanat, İnsanların fikirlerine yön vermektir.  Rambo’ yu kahraman yapıp gözümüze sokan insanlar aslında Amerika’nın  yenilmezligini bilinçaltımıza işlediler. Hasılat rekorları kırıp  hepimizin bilinçaltını etkilediler. Üstelik ortada Amerika’nın bir avuç Vietnamlı köylüyü bile yenemediği  gerçeğinden başka hiç bir şey yokken. Bizde ise  mekânı cennet olsun, Ömer Halis astsubayımız gibi komutanı emrettiği için  bile bile ölüme gittiği, gerçek hikayelerimiz var. O gerçek kahramanların filmi çekilmeli, şiirleri yazılmalı. Unutulmamalı, unutturulmamalı.

HİTLER BİLE KENDİ HALKINA SİLAH DOĞRULTMAMIŞTI

¥ FETÖ’cülerin  insanların duygu ve düşüncelerini tek tipleştirip mantık dışı davranmalarını sağladığı bir durum var. Bu konuda ne diyorsunuz.

Allah isteseydi, insanları tek tip bir görünümde yaratamaz mıydı? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. Bu, Hitler gibi insanların ütopyası değil midir? Bu haplanmış insanların nesi var böyle?  Hitler ile FETÖ arasında fark var mıdır acaba? Gerçi bildiğim kadarı ile Hitler bile kendi halkına silah doğrultmamıştı.  Bu nasıl bir egodur ki  isteklerini gerçekleştirmek, o tipi ve modeli oluşturabilmek için kendi insanlarına silah çekmekten,  kendi türüne silah çekmekten hiç çekinmemiştir.  

Daha dün bunlar ılımlı değiller miydi, hani ılımlılardı? Ne oldu ılımlılara? Hak ettikleri ceza mutlaka verilmeli.

 

Kaynak: http://www.yeniakit.com.tr/haber/salalar-ve-ezanlar-bana-cesaret-verdi-204564.html

Bu yazı toplam 1251 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim