• İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C

Sanatın vazifesi ahlaklı insan yetiştirmektir

Sanatın vazifesi ahlaklı insan yetiştirmektir
Türk mûsikisinin zirve şahsiyetlerden biri neyzen Niyazi Sayın. Hocaları ve feyz aldığı şahsiyetler arasında kimler yok ki: Halil Dikmen, Mustafa Düzgünman, Necmeddin Okyay... Ahmed Öztürk yazdı.

Üsküdar’da ara sokaklardan birinde yürüyoruz. Bir kaç genç ayakta, bakışları önlerinde. Gençlerin ortasında bir sandalyeye oturmuş büyük sanatkar neyzen Niyazi Sayın. Hanımımla konuştuğumuz mevzuu yarıda kesip gençleri dağıtıyor ve hürmetle elini öpüyorum. Belki neye uğradığını şaşırıyor ama bozuntuya vermeden, memnun bir tebessüm bağışlıyor. Sıradan bir günün tam ortasına bir gül düşüyor. Sonra kaldığımız yerden devam. O günden sonra Üsküdar’da yürürken ister istemez 'acaba rastlar mıyım?' diye düşünüyorum.

Türk mûsikisinin zirve şahsiyetlerden biri neyzen Niyazi Sayın. Çok meşhur sanılsa da öyle değil. Yalnızca Türk müziğine merak salan herkesin uğradığı bir liman olması, onun herkes tarafından tanındığı zannını uyandırıyor. En son cumhurbaşkanlığı tarafından ödüle layık görülmesiyle bir kez daha gündeme geldi. Fakat sanatçılığından ziyade İstanbul beyefendiliği sebebiyle. Medya tabii ki güzelliklere dikkat çekmez, ben de biliyorum bunu. Şu sebeple gündeme geldi Niyazi Sayın. Konuşmasında 'reis-i cumhur hazretleri' ifadesi kullandığı için. Müslümanca yaşayan insanların hemen herkese hürmet etmek için bahaneler aradığından ve bunu ifade etmek için kullandığı kelimelerden haberdar olmayanlar, Niyazi Sayın'ı cumhurbaşkanını 'hazret' makamına çıkarmakla eleştirdiler. Halbuki çok değil, yetmiş-seksen sene evvel konuşmalarda ve yazışmalarda böylesi hitaplara rastlanırdı. Bu kısmı geçip neyzen Niyazi Sayın'dan bahsedelim.

Gramofonun iğnesini takmaktan musikide üstadlığa bir ömür

Üsküdar’da, Açık Türbe de denilen Doğancılar semtinde 1927 senesinde dünyaya gelir Niyazi Sayın. İlk ve ortaokul tahsilini Üsküdar Paşakapı’da, liseyi Haydarpaşa ve Beyoğlu’nda okur. Okul yıllarında çeşitli spor dallarıyla ilgilenir. Hatta bir dönem Fenerbahçe'nin genç takımında futbol oynar.

Niyazi Sayın'ın muhterem pederi, kendisini genç yaşta müziğe teşvik eder. Zaten, yaşadıkları hanenin içinde müzik hep vardır. Babası kimi zaman evlatlarını çevresine toplar, borulu gramofonaTanburî Cemil Bey'in plaklarından biri konur ve böylece mûsiki zevk ederlermiş. Bu zamanlarda Niyazi Sayın'ın görevi gramofonun iğnesini takma işidir. O günler ve Tanburî Cemil Bey'in icraları, sanat hayatına büyük katkılar sağlar.

Haydarpaşa Lisesi’nde okuduğu yıllarda en başarılı olduğu dersler arasında edebiyat, müzik ve spor başı çeker. Daha o yıllarda güzel sanatlardaki kabiliyeti, kendini derslerinde belli eder. Fakat İkinci Dünya Savaşı yıllarının getirdiği sıkıntılardan ötürü tahsilini tamamlayamaz. Niyazi Sayın'ın plastik sanatlara büyük ilgisi ve yeteneği vardır. Küçüklüğünden beri en büyük zevklerinden birinin, mahalleden bazı arkadaşlarıyla birlikte resim ve ağaçları oyarak küçük heykelcikler yapmak olduğunu söylerler.

Halil Dikmen'den sadece ney dersi değil, ahlak dersi de aldı

Niyazi Sayın'ı, ulaşılması güç bir müzik zirvesi yapan bir diğer hadise de bir ikindi vakti yaşanır. İkamet ettikleri semtin camiinden bir ikindi ezanı yayılır. Kendisine oldukça tesir eden bu sâdânın kime ait olduğunu merak ederek camiye yönelir. Namazdan çıkanlar arasında mahalle büyüklerindenMustafa Düzgünman'a ezanı kimin okuduğunu sorar. İhtimal ki mûsikîden anlayan bir genç görmek Düzgünman'ı sevindirmiştir. Mustafa Düzgünman ezanı okuyanın kendisi olduğunu ve eğer isterse kendisinin de meşk halkalarına katılabileceğini ifade eder. Niyazi Sayın'ın Türk mûsikisiyle daha ciddi olarak ilgilenmesi bu meşk halkasına katılmasıyla başlamıştır diyebiliriz.

Dahil olduğu meşk halkasında okunan eserlerin güftelerinin izini sürdüğünde tasavvufla hemhâl olmaya başlar. Mustafa Düzgünman'ı 'velinimetim' diye anar Niyazi Sayın. Bugün sahip olduğu sanatlarda önderi olan Düzgünman'ın attar dükkanında toplanan büyük zatların sohbetlerinden feyz alır.

Türk müziğini icra sazları arasından neden ney sazını seçtiğinin ve ney'e olan sevgisinin sebebini hâlâ bilmediğini söyler Niyazi Sayın. İlk sazını Üsküdar Mûsiki Cemiyeti neyzenlerindenEmin Bey'le birlikte, Beyazıt'taki Osman Dede'den alırlar. O günün, hayatının en önemli ve unutulmaz günlerden biri olduğunu söyler. İlk olarak Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhiAbdülbaki Dede’nin oğlu neyzen Gavsi Baykara'dan ders alır. Sonrasında, hayatında büyük tesirleri olan Necmeddin Okyay, kendisini neyzen Halil Dikmen'le tanıştırır. O devrin en büyük neyzenidir Halil Dikmen. Necmeddin Okyay'ın vesilesiyle Dikmen'in talebesi olur. 15 yıl boyunca her Perşembe günü hocasından ney dersi alır. Hocasının kadrini şu cümleyle ifade etmeye çalışır Sayın: “Bir daha böyle bir hocanın bulunacağını tahmin etmiyorum.”

Geleneksel meşk halkalarında yalnız eğitim verilmez. Öğretilen sanatın yanında insanlık, Müslümanlık dersi de verilir. Bu dersler ya da sohbetler, gerçek manada sanatçı olmakta en büyük etkendir. Meşk halkalarının talebeler üzerindeki etkisini Niyazi Sayın'ın ifadeleriyle aktaralım: “Bir gün hocamdan ders almak için müzeye geliyordum. Bahçede, hocadan ders alan akademi talebelerinden Cemal’e rastladım. Hatırını sordum, bana şöyle dedi: 'Niyazi; ben artık hocadan ders almayacağım. Çünkü onun yaptıklarını neyde yapmaya imkan yok. Ama şunu bil ki yine Hoca’ya geleceğim. Ney dersi almak için değil, ahlâk dersi almak için' şeklindeki ifadesi hiç aklımdan çıkmaz."

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/onemliadamlar/21373/sanatin-vazifesi-ahlakli-insan-yetistirmektir.html

Bu haber toplam 3240 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim