Yakın zamana kadar dünyanın ilk bir iki devletinden biriydik. Çok değil 150 sene evvel bugünkü topraklarımızın belki de 10 katına sahiptik. Türk ve İslam dünyası kadar mazlum ülkelerin de lideri ve hamisi durumundaydık.
Üstelik başka devletler halen bizim bu potansiyele sahip olduğumuzu düşünüyorlar. Bu yüzden Türkiye’nin büyümesini ve gelişmesini istemeyen, bunun için içerde ve dışarıda her türlü fitne ve fesat kazanını kaynatan kurum ve devletler var ki şaşırmamak elde değil. Üstelik inanılmaz argümanlarla açıktan veya sinsice düşmanlıklar yapıyorlar. Beyanat vermekten tutun istihbarat örgütlerinin komplolarına, ambargolardan iftira atmaya kadar her yolu deniyorlar.
Gayet haklı sebeplerle kahraman ordumuz Suriye’ye girdiğinde içten ve dıştan her çeşit yalanı ve tezviratı yapabilen ihanet odakları söz konusu. Sivilleri vurmaktan tutun kimyasal silah kullanıldığına kadar gidiyor bu yalanlar. Kendileri de biliyorlar böyle şey olmadığını ve olmayacağını ama ‘çamur at, izi kalsın’ kabilinden yine de şom ağızlılıklarına devam ediyorlar.
Böyle olunca da her sahada sadece devlet yetkililerinin değil ülkemiz insanlarının da uyanık ve gayretli olması gerekiyor. Çünkü sorunlar bitmiyor, bir konu mesele olmaktan çıksa başka hususlar devreye giriyor. Biri hallolsa bir diğeri ortaya çıkıyor. Kısacası ülkemize rahat yok.
Bu yüzden Türkiye’nin problemlerini kısa sürede bitireceklerini söyleyen siyasiler, hatta mevcut hükümetimizden daha etkili çözümler sunanlar bence inandırıcı değiller.
Devamı: https://www.milatgazetesi.com/prof-dr-sefa-saygili/ulkemizin-sorunlari/haber-221716
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.