• İstanbul 25 °C
  • Ankara 29 °C

Şehri Yaşatmak Tarihi Yaşatmak

Şehri Yaşatmak Tarihi Yaşatmak
TYB Genel Başkanı Musa Kâzım Arıcan'ın “Tarihi yaşatmak şehri yaşatmak” bilgi şölenini açış konuşması

Değerli Protokol, Muhterem Hazirun

Yaşamak nedir? Şehir yaşar mı? Tarih yaşatılır mı? Şehrin ve tarihin birbiriyle ilişkisi nedir? Tarih felsefesi şehir felsefesine muhtaç mıdır?

Biliyoruz ki, medeniyetler tarihi bir yandan şehirlerin tarihidir. Medeniyetler şehirde hayat bulur. Şehirler medeniyetlerin büyüyüp serpildiği beşiklerdir.

 İnsan, şehri inşa ederken, şehir de insanı inşa eder. Şehir inşa ve imar edilirken, esasen insanı ve tarihi inşa ve imar etmekteyiz. İnsan, ahlakıyla, inancıyla ve kültürüyle şehirleri inşa ederken tarihini de mühreylemektedir. İnsanla şehir bir ruh ve karakter kazanırken, gelecek nesiller de bu ahlak, inanç ve kültürle şehrin insanı olarak yetişir. İnsan şehri inşa eder, şehir de insanı.

Tarih şehirlerde yazılır. Şehir ile ilişkisi olmayan tarih yok gibidir. Şehir olmadan tarih olamaz. Tarihin var olması ve yaşaması şehrin var olmasına ve yaşamasına kaçınılmaz bir şekilde bağlıdır.

Anadolu şehirlerimiz Kültür ve Sanatın Başkenti olabilecek onlarca şehirlerle doludur.

Osmanlı evleri, Bizans döneminden kalan eserleri, kadim geleneklerin mimarisini tevarüs ettiren ve doğal güzelliği ile tarihi değerlerle yüklü ve farklı kültürleri buluşturan  eşsiz şehirlerimiz var Anadolu’muzda: Kastamonu, İstanbul, Edirne, Bursa, Konya, Erzurum, Kars, Trabzon, Mardin, Hatay vb. ve bunun gibi niceleri.

Şehirlerdeki dini, tarihi ve kültürel miraslarımızla yoğruluruz. Camiler, medreseler, bedestenler, hanlar, şadırvanlar, sokaklar ve evler bizlere birer inanç önderi, manevi bir pir, tarih muallimi ve kültür elçisi olur. Geçmişimizi, kültürel mirasımızı ve inanç tarihimizi bizlere şehirlerimiz anlatır ve hatırlatır. Yalnızca aklınıza ve zihnimize değil, bu mekânlar, aynı zamanda ruhumuza, gönlümüze ve kalbimize de seslenir. Ediplere, Yazarlara, Şairlere ilham kaynağı olur tarihi şehirler. Her şehrin manevi mimarları, bekçileri ve sahipleri vardır. Gönül dostları, manevi önderleri, Allah dostları, medeniyet şehirlerimizin muhafızlarıdır. Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonumuzda Pir Şeyh Şaban-ı Veli hazretlerinin himayesindedir.

Lütfen ecdadın aziz hatırası şehirlerimize sahip çıkalım ki bizlerden sonraki tarihe salimen teslim edelim. Betonlaşmaya kurban vermeyelim şehirlerimizi. Betonlaşan şehirler tarihe mal olamaz. Tarihi şehirlerimiz, tarihin derinliklerinden beri yaşaya gelen şehirlerimiz betonlaşan şehirler değil, taş ve ahşap mimariyle inşa ve imar edilmiş şehirlerdir. Dikey büyüyen şehirler değildir tarihi şehirlerimiz, yatay büyümüş şehirlerdir yaşayan şehirlerimiz. Dikey büyüyen, gökdelenlerle kurulan şehirler tarihe mal olamayacak şehirlerdir. Yatay büyüyen şehirler, tarih kuran, tarihe mal olan ve yaşayabilme istidadı gösteren şehirlerdir.

Bugün şehirlerimiz taşıdıkları değerlerden, hatıralardan, tarihi ve kültürel birikimlerden mahrum olmayla yüz yüzedir. Maalesef tüm bu değerler içlerinden sökülüp alınma tehdidi altındadır. Şehirlerin yüz yüze kaldığı en büyük tehdit de kontrolsüz ve ölçüsüz betonlaşmadır. Adeta zehirli bir sarmaşık gibi bir anda şehirlerin her yanını sarmakta, bütün güzellikleri gölgelemekte ve şehirleri adeta yozlaştırarak yok etmektedir.

Bizler bu tür program ve faaliyetlerimizle şehirlerimize sahip çıkmaya, farkındalık oluşturmaya ve gelecek nesiller için tarihi ve kültürel mirasla yüklü şehirler bırakılabilmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Bu vesileyle bu programa destek olan tüm kurum ve kuruluşlarımıza en içten şükranlarımızı arz ediyoruz.

Bu tür programlar için bir kültür elçisi olan Şeref Başkanımız D. Mehmet Doğan Abiye, Fatih Gökdağ, İbrahim Ulvi Yavuz, Ferhat Koç ve Mahmut Erdemir’e şükranlarımı sunuyorum.

Bu programımızda işbirliği yaptığımız başta Kastamonu  Üniversitesi Rektörümüz Sayın Seyyid Aydın Bey’e, Belediye Başkanımız Sayın Tahsin Babaş Bey’e, buraya teşrifleriyle bizleri şereflendiren Sayın Valimiz Yaşar Karadeniz Bey’e ve hassaten bu işin mutfağındaki görünmez kahramanlar olan Kastamonu Üniversitesi’nden çok değerli hemşehrim Doç. Dr. Tunay Kamer’e, Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri’nden Dr. Yunus Emre Aydınbaş Kardeşime ve Belediyemizden Kürşat Bey’e ve adını sayamadığım tüm arkadaşlara şükranlarımı sunuyorum.

 

2569f9df-e13d-4c1a-9fe8-cd224b0f119e.jpg

Bu haber toplam 1277 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim