• İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C

Selim Sözer: Faizsiz ekonominin imkanı üzerine

Selim Sözer: Faizsiz ekonominin imkanı üzerine
Bugün sorular üzerinden gideceğim. Ahkam kesemem, fıkıh üzerinden fetva da üretemem. Ekonomist değilim işin olurluğu veya olmazlığını da kestiremem.

Belki de saçmalıyorum. Tehlikeli bir mecrada dolaştığımın farkındayım. Birçok kişinin “faizci” veya “faizi meşrulaştırdı” hatta “faize helal diyen kafir” biçimindeki ithamlarına maruz kalabileceğimi de hesaba katıyorum. Hiç tartışmadan yargılamanın kolay olduğunu biliyorum Süleyman Uludağ Hoca'nın Faiz isimli kitabı dolayısıyla “faize helal diyen ilahiyat profesörü” damgası yediğinin ve ne dediğine kimsenin kulak bile vermediğinin de ayırdındayım. Olsun ben yine soracaklarımı sorayım. Fakat öncesinde Allah'ın ribayı haram kıldığına imanım tam olduğunu yineleyeyim.

İnegöl'de bir mobilya firmasında çalışan 25 yaşındaki Ahmet Özcan'ın kendi maaşıyla yaptırdığı reklam.

 

Vaizlerimiz kürsülerden, imamlarımız minberlerden, hocalarımız ekranlardan yıllardır faizin haramlığını ve ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatır dururlar. Lakin bir türlü faiz kendisini yok etmez veya bizim ellerimizle yok edilemez. Niçin?

İslam fıkhı tanımlardan yola çıkarak fetva üretmiştir. Faizi de tanımdan yola çıkarak para veya aynı cinsten ürünle faizin gerçekleşebileceğine ve farklı fiyatlardan da olsa vadeli satışların faiz olmadığına hükmetmiştir. Bu hüküm sebebiyle fıkhın içerisinde îne satışı[1], bey'bi'l- vefa, bey'u'l istiğlal[2] ve selem akdi[3] gibi düpedüz faiz muamelesine tabi tutulabilecek alış veriş şekilleri caiz görülmüştür. Hatta para vakıfları[4] kurumuyla da faizli borç alma işlemi şeyhülislamların kahir ekseriyeti tarafından en azından reddedilmemiştir.

Yukarıdaki alış veriş ve vakıf biçimlerine niçin ihtiyaç duyulmuştur?

Tek cevabı büyük bir kesimin finansman ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu finansman ihtiyacı çözümlenirken kapitalist ekonominin bulduğu çözüm olan faiz sistemine dâhil olunmamış ama faize ödenen kira kadar bir kira hatta daha fazlası bu şekilde ödenmiştir. Fıkhın tanıma uygun şekli kurallarına uyulmuş ve faize bulaşılmamış olur. Ama gerçekte faizli muamelenin yaratığı veya yarattığı düşünülen hasar meydana gelmemiş olur mu? “Anam kadın”la “kadın anam” demek arasında ne fark olabilir?

Devamı: http://www.yenisoz.com.tr/faizsiz-ekonominin-imkani-uzerine-makale-33621

Bu haber toplam 1226 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim