• İstanbul 20 °C
  • Ankara 26 °C

Sivas'ta sınav dönemlerinde çıkan dergi

Sivas'ta sınav dönemlerinde çıkan dergi
Fecr-i Afak dergisi, samimiyet kalesini muhafaza ederek yoluna devam ediyor. Sefa Toprak yazdı.

Hayatın ve dünyanın gerçek manasını kendine iade edecek bir cümle arar dururuz. Hayatımız boyunca süren bu arayışta aslında bulmak değildir mesele, önemli olan arıyor olmaktır. Usanmadan, bıkmadan... İşte bu cümlenin sancısını hissedebilenlere, sözün gücüne inananlara, edebiyata gönül verenlere, bir mısraın peşine takılıp gidenlere, bir muştu olacak; “Gelecek, boyun eğecek Asım’ın Nesli’ne” sloganıyla yola çıkmıştı Fecr-i Âfâk dergisi. Yolun yüceliğini bilerek… Aramakla bulunmaz fakat bulanlar yalnız arayanlardır diyerek.

2012 yılının Aralık ayında Sivas’ta ilk sayısı yayımlanan dergi, edebiyat dünyasında büyük sarsıntılar yapmadı belki ama samimi çırpınışlarıyla taşranın o dışarıda kalmışlığına da boyun eğmedi. Samimiyet kalesini muhafaza ederek yoluna devam etti. Fecr-i Âfâk dergisinin doğuş hikâyesine baktığımızda idealleri aynı minvalde buluşan birkaç üniversite öğrencisi gencin, imkânsızlıklara rağmen büyük uğraşlar vererek dergiyi inşa ettiklerini görüyoruz. Derginin çıkış zamanlarının sınav dönemlerine denk gelmesi de dergiyi daha muteber kılıyor.

Gelecek, boyun eğecek Asım’ın nesline

Edebiyat ve fikriyat konseptiyle yayın hayatına devam eden dergide bir kavramı ısrarla görmekteyiz. Medeniyet kavramı… Son sayıda geniş biçimde bu kavramın üzerine gidilmiş ve “durdurulmuş olan medeniyetimizin tekrar ivme kazanmaya başladığı” ifade edilmiştir. Gerçi bu sayıda raconu kesen cümle sanırım şudur: “Her yazar, ruh cephesindeki medeniyet değişiminin hakiki savaşında bir vazife üstlendi, bir mevziye odaklandı, asker edindiği cümlelerini, kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmak için meydana sürdü.”

Derginin ismi ve slogan cümlesi üzerinde durmakta fayda var. Slogan cümlesi olan “Gelecek, boyun eğecek Asım’ın nesline” ifadesi Safahat’ten ilhamla kurulmuş. Gerçekten manidar.

Derginin ismi ise ilk iki sayıda “Âfâk” iken başka bir dergi ile karışmaması için “Fecr-i Âfâk” olarak devam etmiş. Fecr, güneşin doğmaya başlama zamanı, güneşin doğmasından önceki alacakaranlık. Âfâk ise ufuklar anlamında. Ufuk çizgisi anlamına da geliyor. 3. sayıda şu ifadeler mevcut: “Karanlığın en zifiri olduğu an, gün ışığına en yakın olduğu an olması boşuna değildir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda bu zifiri karanlığın izlerini görmek fazlasıyla mevcut. Dileğimiz odur ki; her bir satırımız, her bir cümlemiz, gecenin bu zifiri karanlığına bir darbe indirsin ansızın! Bir bıçak gibi saplansın karanlığın tam ortasına!”

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21323/sivasta-sinav-donemlerinde-cikan-dergi.html

Bu haber toplam 1038 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim