• İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

Taha Kılınç: Hayatımızın Kalitesini Anda Derinleşerek Yükseltiriz

Taha Kılınç: Hayatımızın Kalitesini Anda Derinleşerek Yükseltiriz

''Bir Müslümanın zihninde, İslâm tarihiyle ilgili hiçbir boşluk kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Kronolojik dizilim, hareketler, önemli şahsiyetler, abideler ve anıt eserler, düşünce ekolleri vb. hepsi aklımızda taptaze biçimde durmalı, gerektiğinde raftan indirip kullanabileceğimiz şekilde bekletilmeli.'' Gazeteci- yazar Taha Kılınç, hayatına, sosyal medyaya, gençlerin geleceğe bakışlarına, okuduğu kitaplara, seyahatlerini nasıl gerçekleştirdiğine ve daha birçok meseleye dair Esad Eseoğlu'nun sorularını cevapladı.

Gazeteci- yazar Taha Kılınç’la hayatına, sosyal medyaya, gençlerin geleceğe bakışlarına ve daha birçok meseleye dair geniş çaplı bir söyleşi gerçekleştirdik.
 
Taha Kılınç’ın öyküsü bir imam- hatip serüveni, devamında ilahiyat fakültesi ve sonrasında ilerleyen gazetecilik süreciyle devam ediyor. Özellikle ilahiyattan gazeteciliğe geçişin nasıl gerçekleştiğini merak ediyorum.
 
1997 yılının mayıs ayıydı. Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi ikinci sınıftaydık. Tam yaz tatiline gitmek üzereyken, edebiyat hocamız Zeki Gezer Bey sınıfa hitaben bir soru sordu: “Arkadaşlar, içinizde Kur’an’ı Türkçe mealiyle başından sonuna kadar okuyan var mı?” Sınıfa dönüp baktığımda, kendim de dâhil olmak üzere, bu soruya kimsenin cevap veremediğini gördüm. O an, hayatımın en ciddi şoklarından birini yaşadım. Türkiye’nin en önemli okullarından birinden mezun olmak üzereydik ve Kur’an’ın yüzüne açıp bakmamıştık. Üstelik şimdiye kadar hiçbir meslek dersi hocamız bize bu yönde bir telkinde de bulunmamıştı.
 
O yaz ilk defa Kur’an- ı Kerim’i baştan sona okudum, notlar aldım, ajanda tutar gibi baştan sona, A’dan Z’ye madde madde yazdım. Sureleri okudukça ilgili maddelerin altına ilgili ayetleri kaydettim. Bir aylık okumanın sonucunda elimde bir Kur’an-ı Kerim fihristi oluşmuş oldu. O yaz ilahiyata gitmeye karar verdim kendi kendime. “İlahiyata gittikten sonra akademisyen olacağım, hatta alanım da tefsir olacak ve tefsir profesörü olacağım” bile dedim.
Bu haber toplam 696 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim