• İstanbul 19 °C
  • Ankara 15 °C

Tarihçi Ahmet Özcan; “POPÜLER TARİHÇİ OLARAK BİLİNEN BİRÇOK YAZAR EDEBİYATLA İÇ İÇEDİR”

Tarihçi Ahmet Özcan; “POPÜLER TARİHÇİ OLARAK BİLİNEN BİRÇOK YAZAR EDEBİYATLA İÇ İÇEDİR”
TYB Ankara Şubesi’nin “Cumartesi Sohbetleri” çerçevesinden gerçekleştirmiş olduğu programın bu haftaki konuğu tarihçi Yazar Ahmet Özcan, Türkiye’de Popüler Tarihçilik’i anlattı.

TYB Ankara Şubesi’nin “Cumartesi Sohbetleri” çerçevesinden gerçekleştirmiş olduğu programın bu haftaki konuğu Tarihçi Yazar Ahmet Özcan, “Türkiye’de Popüler Tarihçilik”i anlattı. Programın sunuculuğunu Mehmet Kurtoğlu’nun yaptığı sohbette, Ahmet Özcan, güncel olaylardan örnekler vererek Popüler Tarih üzerine konuştu.

Özcan konuşmasında; “ bir disiplin olarak tarih ve bir tarih anlatma veya inşa biçimi olarak popüler tarih arasındaki ayrım büyük ölçüde kullanılan üslûp veya kullanım alanlarıyla ilgili olarak görülebilir. Popüler tarihçiliğin edebiyat ve gazetecilikle bağlantısı hemen göze çarpar. Popüler tarihçi olarak bilinen birçok yazar edebiyatla iç içedir, onların eserlerinde tarih anlatısı edebi metin niteliği de gösterir. Bazılarıysa yazarlar tarih bilgisini roman, hikâye, şiir, tiyatro gibi yazılı sözlü türlerle ifade etmeyi seçer. Popüler tarihçilik, gazete, dergi ve kitap gibi basın ve yayın organları vasıtasıyla gelişim alanı bulmuştur. Bu durum daha çok ele aldığımız dönem olan 1923-1960 yıllar arasıyla ilgilidir. Günümüzde popüler tarihçiliği sinema filmi, televizyonda tarih programları ve internet gibi yaygınlık anlamında etkisi daha büyük olan araçlarla izleyebiliriz. Artık doğrudan tarih konusu üzerine yayın yapan TV kanalları bulunmaktadır. Bunlarla birlikte internet yayıncılığının ulaşabileceği sınırlar profesyonel tarihçiliğin geleceği konusunda iyimser bir görüntüye işaret etmiyor” dedi.

Zaman zaman karşılıklı soru cevap şeklinde devam eden konuşmasında Özcan; “Popüler tarih ana hatlarıyla birbirinden farklı iki tarz içerisinde tasnif edilebilir. Birincisi genel olarak akademik ve kurumsal çevrelerde üretilip ortaya konulmuş tarih bilgisinin ticari kaygılar, idelojik ve aktüel ihtiyaçlar doğrultusunda tevil edilerek dönüştürülerek yeniden üretilmesidir. İkinci akademik ve kurumsal çevrelerin çeşitli sebeplerle ilgilenmediği, ulaşamadığı alanlarda yeri geldiğinde akademik çalışmaları destekler mahiyette eserler vererek genel tarih literatürüne katkıda bulunan tarzıdır. Bu anlamda akademik çevrenin ulaşmadığı ilgilenmediği veya resmi söylemle geçiştirdiği alanlarla ilgili olarak popüler tarihçiliğin tahrif etmeye meyilli özelliği tarihin yazılmasında olumsuz bir hâkimiyet alanını da ortaya çıkarabilir. Biz dikkatleri daha çok popüler tarihçiliğin akademik tarihçiliğe paralel ve tamamlayıcı sorularıyla ve ilgilendiği konularla yeri geldiğinde akademik tarihe ufuk açan yönüne çekeceğiz. İster popüler ister akademik tarihçilik olsun her iki tarihçiliği bulundukları siyasal ve toplumsal şartlardan soyutlamamız mümkün değildir. Tarihi bilginin üretimi ve işlevi bu süreçlerle doğrudan ilgilidir” dedi. 

Bu haber toplam 2722 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim