• İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C

Tarık Buğra Türk dünyasının değeri olmalıydı

Tarık Buğra Türk dünyasının değeri olmalıydı
Doğan: “Tarık Buğra’nın 100. doğum yılında Türkiye’nin her yerinde onu anlamak ve anlatmak için faaliyetler yapılmalıydı; paneller, konferanslar düzenlenmeliydi, hakkında kitaplar yazılmalıydı, 2018 Tarık Buğra yılı ilan edilmeliydi, ama olmadı."

"Bunlar yapılmadı ama yapılanlarda katkımız olduğu için  büyük bir memnuniyet duyuyorum.”

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Konferans Salonunda  12.10.2018 tarihinde başlayan ve iki süren  “Tarık Buğra 100 Yaşında” bilgi şöleni değerlendirme ve kapanış konuşmaları ile sona erdi.

sami-guclu-001.jpg

Edebiyat sevenlerin, Tarık Buğra okuyucularının, öğrencilerin ve akademisyenlerin büyük ilgi gösterdiği şölenin değerlendirme oturumunu Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sami Güçlü yönetti.

Kaynak niteliğinde bildiriler sunuldu

ayse-demir-001.jpg

Değerlendirme oturumunda konuşan Doç. Dr. Ayşe Demir : “Yıldırım Beyazıt Üniversitemizin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Tarık Buğra 100 Yaşında Bilgi Şöleni” çok verimli geçti. Ülkemizin dört bir yanından gelen akademisyen arkadaşlar Tarık Buğra’yı ve eserlerini anlatan önemli bildiriler sundular. Bu bildiriler Tarık Buğra konusunda araştırma yapacak öğrencilerimiz ve ünlü edebiyatçımızın hayatını ve eserlerini  daha iyi anlamak isteyeneler için kaynak oluşturacak niteliktedir. Şölenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

Prof. Dr. İbrahim Tüzer de yaptığı konuşmada;  “Metnin şifrelerini çözecek okuyucu lazım” sözünün hayata geçirildiği bir bilgi şöleni gerçekleştirdik. İki gün boyunca Tarık Buğra’nın edebi metinlerinde ortaya koyduğu kadem ürünlerine disiplinler arası derinlikli ve nitelikli bakıldığını hep birlikte görmüş olduk.” dedi.

ibrahim-tuzer-001.jpg

Buğra’yı iki günde anlatmak çok zor

Bilgi şöleninin ilk açılış oturumunda Anadolu Mektebi öğrencilerinin yapmış oldukları konuşmalar ve değerlendirmeler için teşekkür eden Tüzer sözlerini şöyle sürdürdü: “ İki gün boyunca Tarık buğrayı anlama adına çok değerli bildiriler sunuldu, zaman olsaydı sinema, senaryo ve tiyatro yazarlığı yönü ile de önemli  görüşler ve değerlendirmeler söz konusu olabilirdi. Bilgi şöleninin hayata geçirilmesinde büyük emekleri ve katkıları olan; tertip heyetine, yürütücü ilmi heyete, akademik sekretaryaya teşekkür ediyorum.”

Bilgi şöleni değerlendirme oturumunda  D. Mehmet Doğan’da bir konuşma yaptı.

Doğan, “Tarık Buğra 100 Yaşında” bilgi şölenin ev sahipliği yapan Yıldırım Beyazıt Üniversitesine teşekkür ediyorum. Ülkemizde bulunan bir çok üniversite bu tür faaliyetlere ve iş birliklerine pek imkan vermiyor. Bu anlamda,  Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin değerli Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan’a katkı ve katılımlarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca, Anadolu Mektebi öğrencilerinin temel metin okumalarındaki başarısını biliyorum. Bu bilgi şölenimizin ilk açılış oturumunda da Tarık Buğra ile ilgili konuşan değerli gençlerimizi tebrik ediyorum.” dedi. 

d.-mehmet-dogan-002.jpg

Buğra, Türkiye’nin değeri

Tarık Buğra’nın memleketi olan Akşehir ve Konya’da zaman zaman anıldığını ancak bu önemli edebiyatçımızın sadece buraların değeri değil bütün Türkiye’nin değeri olduğunu belirten Doğan, “Ülke olarak Tarık Buğra’yı iyi anlamış ve anlatmış olsaydık, gerektiği gibi gücümüzü gösterebilseydik, Tarık Buğra Türk dünyasının da değeri olurdu.” diye konuştu.

İslamcılar Tarık Buğra’yı geç keşfetti

Bazı konuşmacıların “İslamcılar Tarık Buğra’yı geç keşfetti” eleştirisine de cevap veren Doğan, “Ben de, “Edebiyat sanat alanında neyi erken keşfettiler ki” diye sormak istiyorum. Maalesef bu çok üzücü bir konu. Radikal İslamcılık 1970-80 li yıllarda edebiyat sanat konusundan hep uzak durdular. Ancak yıllar sonra yavaş yavaş bu değerlere önem verdiler, ilgi duydular. Bu ilginin devam etmesi lazım. Tarık Buğra gibi bir edebiyatçının eserleri, Türkiye’de ben entelektüelim diyen her kes tarafından okunması bilinmesi gerekir.” dedi.

Tarık Buğra’nın Küçük Ağa’yı yazma sürecine ilişkin de bilgiler veren TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan şunları söyledi:

“Tarık Buğra 1918 yılında doğmuş. 1918 Ekim ayında Mondros Mütarekesi imzalanmış, Osmanlı savaşı kaybettiğini kabul etmiş,  barış için gerekli adımları atmış, bu kötü sonuç Anadolu’nun her yanında hissediliyor, şehitlerimiz, gazilerimiz var. İşte, Tarık Buğra bu olayların anlatıldığı, konuşulduğu bir dönemde çocukluk çağındadır. Buğra, Küçük Ağa’yı yazarken sadece bir sanatçı sezgisi ile değil bu vatana bir borç olarak yazdığını düşünüyorum. Eser usta bir kalemin elinden çıktığı için önemini her zaman korumuştur. Böyle önemli bir şahsiyetin 100. doğum yılında Türkiye’nin her yerinde onu anlamak ve anlatmak için faaliyetler yapılmalıydı. Buna da resmi kurumlar öncülük etmeliydi. Tarık Buğra konusunda paneller, konferanslar düzenlenmeliydi, hakkında kitaplar yazılmalıydı ama olmadı . Bunlar yapılmadı ama yapılanlarda katkımız olduğu için  büyük bir memnuniyet duyuyorum.”

Kültür ve sanatımızı transfer etmek zorundayız

Değerlendirme oturumun son konuşmasını Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan yaptı.

Arıcan konuşmasında, “kültür, sanat ve edebiyatımızı yeteri kadar dışa açamıyoruz. Yurt dışından gelen öğrenciler var. Onlar ülkelerine dönerken, hangi değerlerimizi, hangi önemli yazarımızın eserlerini, düşüncelerini kendi ülkelerine taşıya biliyorlar. Diğer yandan, İngilizceden, Arapçadan, Farsçadan onlarca roman, hikaye, sanat ve kültür kitapları Türkçeye çevrilip vatandaşlarımızın okuması sağlanırken, ülkemizin önemli yazarlarının eserleri neden dışa açılmıyor. Kültür politikalarını üretmek ve bunu transfer etmek zorundayız. Bu konuda ülke olarak çok iyi bir durumda değiliz” diye konuştu.

musa-kazim-arican-003.jpg

“Tarık Buğra gibi topluma malolmuş edebi şahsiyetleri anmak, genç nesillere anlatmak için Anadolu Mektebi gibi kurumların varlığına ve iş birliğine ihtiyaç olduğunu belirten Arıcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Türkiye Yazarlar Birliği olarak,  ülkemizin neresinde olursa olsun, yerli ve milli olan, konusu kültür, sanat ve edebiyat olan her türlü etkinlik için biz hazırız. İşte bu faaliyetimiz de üç güzide kurumumuzun bir araya gelmesiyle gerçekleşti. İki gün boyunca bize Tarık Buğra’yı, eserlerini, dünyaya ve olaylara bakışını anlatan değerli konuşmacılara ve etkinlikte emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”

Programın sonunda konuşmacılara katılım belgesi ve Türkiye Yazarlar Birliği’nin yayınlarından oluşan kitap seti tevdi edildi.

Bilim adamları, akademisyenler, şair ve gazetecilerin sundukları Tarık Buğra’nın hayatı, eserleri, düşünce dünyasına ait bildiriler kitap olarak yayınlanacak.

salon-001.jpg

tarikbugrason.jpg

Bu haber toplam 1660 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim