• İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C

Tarsus; Bereketin ve Sükunetin Başkenti

Fahri TUNA

Tarsus bereketin yurdudur. Bereket peygamberi Danyal Aleyhisselam’ın şehridir zira o.

Her şehir bir renkten ibarettir. Tarsus’un rengi bana göre tabadır. Kiremitle turuncu arası.

Sinagogun kilisenin caminin asırlardır yan yana, omuz omuza, sırt sırta yaşadığı yaşatıldığı yaşanıldığı şehre Tarsus denir işte. Çan sesiyle ezan sesi karışır birbirine bazen, kavgasız gürültüsüz tartışmasız yaşar giderler asırladır. Ulucami ‘akılla kalbin’ birleştiği bütünleştiği kaynaştığı mekânın adıdır, her gün beş vakit.

‘Kırk kaşık mı kırk âşık mı?’ sorusuna ‘elbette ki kırk kaşık’ cevabını vermiştir Tarsuslu. Çünkü sofraya ‘kırk kaşık’ koyup bedestende, fakir fukarayı, geleni gideni, yolcuyu yolsuzu bir ömür doyurmuştur da ‘Kırk Kaşık Bedesteni’ olmuştur orası. 

Tarsus’ta hamur, huzur bereket hoşgörü ve mutluluk adlı dört köşe açılmıştır da tutulup birleştirilince ‘yüksük çorbası’ adında bir lezzete dönüşmüştür. Tarsuslunun parmağındaki ‘huzur yüzüğü’ en çok buna işarettir.

“Kaynar mı kaynamaz mı?” diye sorulamaz Tarsusluya. Cevabı şeksiz şüphesiz “kaynar”dır da ondan; zira her Tarsuslu kaynarla “doğmuş”, kaynarla “büyümüş”, kaynarla “yaşamakta”dır. “Bu kaynar da nereden çıktı arkadaş?” dediğinizi duyar gibiyim. El-hak haklısınız; söyleyelim: “Bir evden kaynar kokusu geliyorsa bilin ki o evde yeni doğan bir çocuk vardır” diyor bir Tarsus atasözü. Anladınız siz onu. 

Yerin altı tarihtir Tarsus’ta, üstü bereket.

Bakmayın esmer olduklarına, Tarsuslunun gönlünde Bilal-i Habeşi beyazlığı vardır.

Garanti ediyorum: Tarsus’un sokaklarında kesin kaybolacaksınız. Ama tarihin koynunda, çekinmeyin. Yüz yıllık yüz elli yıllık iki yüz yıllık tarihi evlerle süslenmiş geleneksel sokaklarda özgürce kaybolun, bazı evlerin zemin katlarında soluklanacağınız üç yudum huzur teneffüs edeceğiniz şirin kahvehaneler var, girin korkmadan. Sizin gibiler çoktur oralarda.

Tarsus sokaklarında gezintiye çıktığınızda her sürprize hazır olmalısınız: Kleopatra da kesebilir yolunuzu, Elif Hatun da. Marko Paşa’ya da anlatabilirsiniz derdinizi, Danyal Peygambere de. Yorulunca Aziz Pol Kuyusundan birkaç yudum su içmelisiniz. Bilal-i Habeşî makamından ezan da okunabilir, kulak kesiliniz biraz. 

Kaç kişi bilir dünyanın ilk misyonerinin Tarsuslu olduğunu. Kaçımız biliriz yeni bir İncil’le Hristiyanlığın kaderini değiştirdiğini bir Tarsuslunun. Kimler bilebilir Tarsuslu bir Yahudi’nin bugünkü Roma’yı bugünkü Katolik Hristiyanlığını şekillendirdiğini. Ve yine kaçımız bilebiliriz ki bugünkü Papaların, Tarsuslu bir azizin koltuğunda oturduklarını.

Sen Pol (Saint Paulus) Kuyusu ondan bir hediye, odan bir nişane, ondan bir miras Tarsuslulara.

Ve bir bilgi daha okura: Biz nasıl hacı olmak için Mekke ve Medine’yi ziyaret ediyorsak, her yıl yüzbinlerce Hristiyan da Tarsus’a geliyor.

Aramızda kalsın, kaç zamandır Sen Pol’e sorasım var: “Pol kardeş, orijinal İncil’i senin tahrif edip istediğin gibi şekillendirdiğin iddiası doğru mu sahi? Doğruyu söyle bize. Yüzünü ekşitmeden, gözlerini aşağıya indirmeden söyle.” Biliyorum, verdiği sevap şu olacak: “Ben Kilikya'dan Tarsuslu bir Yahudi, ehemmiyetsiz olmayan bir şehrin ahalisindenim.” Ve yine biliyorum aynen şunu yapacak: Bir eliyle Ramazanoğullarının yaptırdığı Tarsus Ulu Camii minaresini, enfes Selçuklu usulü taç kapısını, yanında asırlarca fakir fukara için sofraya her öğün koyulan kırk kaşıktan adını alan ‘Kırk Kaşık Bedestenini gösterecek ve diyecek bana: “Tarsus hâlâ çok güzel ve çok zengin bir şehirdir.” Âh be Pol, hep doğruyu söyleyeceksin ama benim sorumun doğrusunu hiç söylemeyeceksin. Korkarım Neron da Roma’yı yakmadan, önce seni asacak, benden duymuş olma da.

Yedi Uyur’ların şehri. Yok yok, Yedi Uyumaz’ların şehri o. Sakin rahat yavaş görünseler de her zaman ‘gerektiğinde gereğini yapanların şehri’ Tarsus.

Altın kalpli insanlar tanıdım ben Tarsus’ta. Örnek olsun diye üç isim söyleyeyim size: Nefis şiirleri, başarılı romanları kadar bitmez tükenmez projeleri ile Edebiyat öğretmeni Ahmet İşler, bin bir şanssızlığına rağmen kâh yemek yaparak gelip geçene dağıtan, kâh bir konferansı paneli, etkinliği haber yaparak kamuoyunu zenginleştiren, kâh sayfasında yazılar yazan, Tarsus İdman Yurdu’nun en heyecanlı destekçisi, futbolcuların “uğurlu abla”sı; iyimserlik ve üretkenlik anıtı, atom karınca Emine Aysu, Elif Hatun Konağı’nın güler yüzlü akıllı dominant becerikli çözümcü gözleriyle koca kurumu yöneten kudretli devletli ‘küçük dev kadını’ Kudret Sönmez; bunlar gibi yüzlercesi binlercesi vardır Tarsus’ta. Eminim.

Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’ın kayınbiraderi Âşık Hüseyin’i (Akan) tok ve güzel sesinden dinlemelisiniz yöre türkülerini bir de. Bozlakları ağıtları deyişleri.

Benden duymayın: Bir lezzet cennetidir Tarsus. Yemekleri müthiştir. Yüksük çorbası ayrı güzeldir, sıkması başka. Dövme pilavını lezzetinden yiyemeyeceksiniz, humusuna doyamayacaksınız. Karakuş yahut Kerebiç tatlısı bir başka özel ve güzel bir tatlıdır. Ulucami avlusunda Menengiç kahvesini yudumlamak ‘ömre bedeldir’ Tarsus’ta, benden söylemesi.

 

 Pol şehri, bol şehri, bolluk şehri Tarsus.

Altı üstünden zengin, dünü bugünden derin, görünmeyeni görünenden renkli şehir Tarsus.

Dört bir yandan bir makamın, bir minarenin, bir tarihi eserin ‘aklımızı başımıza almamızı haykırdığı’ güzel şehir Tarsus.

Fırat Tuna Sakarya kokulu, insanı çağıl çağıl ‘kendine döndüren’ şehir Tarsus.

Gül şehir, güllü şehir, gül kokulu şehir Tarsus.

Yaşayan şehir, yaşanan şehir.

Çoğalan şehir, çoğaltan şehir.

Bereketin ve sükunetin şehri Tarsus.

2.tarsusta-ahsap-konak.jpgtarsus-kubat-pasa-medresesinde-ders.jpg

Bu yazı toplam 1218 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim