• İstanbul 19 °C
  • Ankara 20 °C

Teoman Duralı: Geriye bakış: Felsefenin annesi, bilgelik

Teoman Duralı: Geriye bakış: Felsefenin annesi, bilgelik

"Ârifler, önüne ön olmayandan bahsetmişler;
Hay huyun beline vurmuşlar;
Ortadan ikiye bölüp atmışlar.
Şöyle sürdürür sözlerini pîri âriflerin:
'Kime haber ulaşırsa hakîkatten,
Eser bile kalmaz onda beşerlilikten.'
Sebepler kaplasa tâ yücelerden yeraltına dek her yönü yöreyi,
Kalmaz onun sebeplere yönelmeğe eğilimi.
Kim varlığını darmaduman eder de olur benliğinden,
Artık umursuz bırakmaz bir bakıştır gelir ona hakîkatın ta kendisinden."

Mevlânâ[2]

Aralarında ince ayırımlar bulunmakla, birlikte, ârifi, hakim ile bilgeyi burada kullanışlılık (Fr pratique) kaygısıyla kısaca aynı anlamda kavrıyoruz. Nedir bu kişinin ayırıcı özelliği? Mevlânâ'nın bildirdiği üzre, ötekilerden farklı olarak "önünde ön" olmaması; "hay huy" selinde boğulmamasıdır. Gündelik gâilelerle becelleşen olağan kişinin, önünde zihince dengi olan beşer/ler kılavuz olarak yer alır. O, "hay huy" hâlinde düşünür, konuşur, eyler. Hakikat arkaplanından habersiz kimseye yaşadığı gerçeklik, ilintileri gelişigüzel, arızi gibi gelen olaylardan ibârettir. Görüp işittiklerinden ders ve ibret alarak, özellikle uzun vadede, yaşayabileceklerini kestiremez. Burada askeri bir deyime başvurursak, strategique manâda düşünemez. Gününü gün eden olağan 'zekâ adamı',[3] tactique düşünüp eyleyen kimsedir. Bilgeyi, olağan zekâ adamlığından ayıran başta gelen etken, strategique düşünüp eyleyen 'akıl insanı'[4]oluşudur. İşte bundan dolayı Aristoteles'e göre, bilge anlamında filosof, kanuna tâbi değil; zirâ kanunu o koyar, vazeder. Bilge, benimsediği ahlâk ilkelerine bağlanmak sûretiyle 'hay huy'dan kurtulmuşluk anlamında 'sıkıdüzen insanı'dır. 'Haylı huylu yaşayış'ta 'katlanarak düşünme' sonucu keşfedilen kalıcı anlamlardan yoksun olunulur. Anlamlar, hep kayıcı, geçici, boğuk ve müphem kalırlar. Neyin nasıl olduğu tanınsa bile, nedeni anlaşılıp bilinmez. Algılardan idrâka; düzayak düşünmeden teemmüle, hele tefekküre asla geçilemez.

Üstün sezgili insan, kendini gerçekliğin binbir çeşit görünüş aynasında fâşetmekten sıkı sıkıya sakınan hakikatın perdelerini teker teker açar; ona nufuz etme cehdügayretini gösterir. Çünkü merak eder. 'Merak', 'cezbe'dir. Aşık olunan hakikatın girdâbına kapılmaktır. Aşksa, maddiyât neviinden menfaat vadetmeyen bir menzile durmadan dinlenmeden kulac atmaktır. Böyle davranan, yaşayan kimsede karşı karşıya kaldığımız vaka, dikkatin olağanüstü derecelerde yoğunlaşmasıdır. Dikkatini dağıtmayan, sağa sola savurmayanın da bilinci pektir, sağlamdır. Başka bir söyleyişle, neyi neden ve niçin yaptığını sıkı sıkıya düşünüp taşınmış olmalıdır. Neyi, neden ve niçin yaptığını bilen, her şeyden önce katlanarak düşünmek zorundadır. Katlanarak düşünmek, yâni teemmül, bilincin en belirgin göstergesidir. İşte, bilge, düşünceleri ile eylemleri üstüne katlanmağı âdet edinmiş, evvelemirde 'öz ben'ini araştırmağa girişmiş kişidir. Öz beninin köşe bucaklarını, tekmil kıvrımları ile boğumlarını keşfede ede nihâyet 'bendışı'na doğru merak dolu 'göz'lerle hamle yapan insan 'bilge'dir. 'Öz ben'ini keşfetmeden 'bendışı'na yönelen, arkasında düşman kalelerini ele geçirmeksizin bırakarak Viyanayı fethetmeğe kalkan Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın (1634 - 1683) askeri hatâsını kişisel düzlemde tekrarlar. 'Bilge', hayat yolunda edindiği tecrübelerden ders çıkararak hayati hatâları askariye indirmeği başaran dâhi şahsiyettir.

Bilge (hakim, ârif, sufi.), bireyin gerek kendine dönük, gerek öteki birey toplulukları arasında gerekse kendini çevreleyen doğada daha anlamlı, uyumlu ömür sürmenin yolunu yordamını araştırır. Bu maksada yönelik olarak gündelik yaşama akışının dışına çıkmak zorundadır. Akıntıya kapılmış sürüklenen, durumu üstünde düşünemez. Ancak akıntıdan kendini kurtaracak ki, durumunu mütâlea edebilsin. Söz konusu tutuma 'teorik tavır alış' diyoruz. Başka bir anlatımla, insanın, içinde bulunduğu durumdan kendini sıyırarak oraya 'kuşbakışı' tavırla yeniden bakması, nazar atfetmesi ' teoria yapma'sı demektir. Buna işte, 'bilgelik' adı verilir.

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/akademi/teoman-durali/2019/01/07/geriye-bakis-felsefenin-annesi-bilgelik

Bu haber toplam 1858 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim