Bundan önce de, Yemen'de seçilmiş hükümetin iktidarda kalabilmesi için gerekirse Türkiye'nin "lojistik" destek vereceğini açıklayarak, önemli bir uyarıda bulunmuştu.
Türkiye gerek Irak, gerek Suriye'de dışarıdan yapılabilecek askeri müdahalelere daima olumsuz duruş sergiledi. Ancak bölgede devlet yapısının yok olduğu bir aşamada, esas olarak barışın tesisi ve sivil halkın korunması unsurları üzerinde durdu. Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık döneminde de Cumhurbaşkanlığı döneminde de üstünde ısrarla durduğu çok önemli iki husus vardı: Birincisi, gerek Suriye, gerek Irak'taki merkezi otoritelere destek vermek ve onların demokratik, çoğulcu bir altyapıya geçişlerini teşvik etmek;
İkincisi, bunlar yapılamadığında, bölge ve ülke halklarının can ve mal varlığını korumaya alabilecek bir sistemin, uluslararası hukuk çerçevesinde yerleştirilmesi için mücadele... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tavrının tutarsız ya da taraflı olduğunu söylemek için en hafifinden nesnel yaklaşımdan yoksun olmak gerekir. Suriye, Rafik Hariri suikastından sonra tüm uluslararası platformlarda izole edilmiş durumdayken, Esed ve hükümetine kurtuluş penceresi açan Türk hükümeti olmuştu.
Devamı için: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/gumustekin/2015/04/01/iran-ve-turkiye-iliskilerinde-tirmanma
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.