Alman Meclisi’nin “Ermeni soykırımı kararı” Avrupa siyasetin sefaletini bir daha gözler önüne serdi. Avrupa’nın ben merkezciliği aşan bencil tutumunun akıl mantık ilkelerini devre dışı bırakan bir örneği, Alman Parlamentosu’nun 100 yıl önceki bir göçürme olayı ile ilgili olarak ortaya çıktı.
Tarih siyasetçilerin, meclislerin işi olamaz. En dramatik örnek Alman Meclisi’nin kararıdır.
Almanlar dünyanın önemli güçlerinden, ama herkes biliyor ki, ABD’nin kontrolünden tam olarak çıkabilmiş değiller. 2. Dün Savaşı’ndan sonra Amerikan denetiminin Siyonizm’in ağırlığını hissetirir tarzda yürüdüğü de tahmin edilebilir.
Kısacası, Almanya, Türkiye kadar bağımsız bir ülke değil. Bu kontrollü devletin Türkiye karşıtı kararını nasıl aklileştirebiliriz?
Eğer maksat üzüm yemekse, Almanlar bu siyasetli koruk bile yiyemez!
Eğer “Türkiye’ye zarar verelim de ne olursa olsun” denilmişse, bu manıkla bir bir yere varılamaz.
Türk halkı Almanların Türkiye’ye neden böyle bir kin beslediğini anlamakta güçlük çekiyor. Avrupa ülkeleri içinde halkımızın kendine en yakın bulduğu düne kadar Almanlardı.
Ermeni iddialarını gerçek diye kabul ederek varılacak yer neresi olabilir? Yeryüzündeki nüfusu, gücünün sınırı bilinen bir ülke ile dayanışmanın Almanya’ya kazandıracağı hiç bir şey yoktur. Almanların Türkiye ile birlikte, Azerbaycan başta olmak üzere diğer Türk cumhuriyetlerini de kaybedeceklerinden şüphe edilmemelidir.
Parlamentoların tarih yazmasına gelince: Alman Parlamentosu’nun bu kararından sonra ders kitapları da değişecekmiş. Türkiye’de Meclis böyle bir karar alsa ve bu karar doğrultusunda ders kitaplarının düzenlenmesine gidilse idi, buna en fazla Avrupa aklının, Alman aklının karşı çıkması gerekirdi. Burada Alman parlamentosunu mazur gösterecek bir tek gerekçe olabilir: “Eğitim ilmin işi değil, siyasetin işidir!”
Eğitim siyasetin işi ise, yüce Alman parlamentosundan sadece Türkiye’nin tarihini değil, dünya tarihini de yazmalarını beklemeliyiz.
Tarihimizi baştan sona yazın ki, dersimizi bilelim!
Almanlar için hassas konular neler olabilir? Mesela, Kudüs’ün Haçıllardan kurtarılması, mesela Malazgirt zaferi ve mesela İstanbul’un Fethi... Bu konularla ilgili Alman ilminin tezahür ettiği Bundestag’dan acele kararlar alınması için başvuruda bulunmalıyız. Almanlar derin ilimleriyle bizleri bu konularda aydınlatmaktan geri kalmamalılar.
Konuyu mizahileştirmek için gayret sarfettiğimiz sanılmasın, Alman Meclisi’nin bu kararının ciddiyet nezdinde bir geçerliliği yoktur, mizah için ise bulunmaz hazinedir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.