Program, Sultan Abdülhamid’in Çemberlitaş’taki türbesini ziyaretle başladı. Kur’an-ı Kerim tlavetinin ardından türbede bir konuşma yapan TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Sultan Abdülhamid dönemini anlamaya çalıştığımızda onun devleti yaşatmakta gösterdiği inanılmaz mücadeleye şahit olacağımıza ve bütün gücünü verdiği eğitim faaliyetleriyle sistemi nasıl düzeltmeye çalıştığını göreceğimize dikkat çekerek şunları söyledi:
AYNI MÜCADELE DEVAM EDİYOR
“Bu dünyada onurlu yaşama azminin ne anlama geldiğini tefekkür etmek istiyorsak Abdülhamid Han portresi bize çok şey anlatmaktadır. O küresel bir aktördü ve tekrar bu kalitede bir deha yetişmemesi için oynadığı bütün filmler imha edilmeye çalışıldı. Necip Fazıl, “Onu bilmek, aslında her şeyi bilmektir.” diyor. Şüphesiz onu bilmek pek çok şeyi anlamlandırmak anlamına geliyor. I. Cihan Harbi dışında kalmış bir Türk Devleti’nin, sömürgeleştirilmiş İslam ülkelerini zayiatsız kurtarabileceğini ve bu avantajla gücüne güç katacağını iyi hesaplayan bir Avrupa, bu yürüyen tehlikeye kayıtsız kalamazdı, kalmadı da. Bugün içerideki pek çok devlet karşıtı yapılanmada hâlâ bu korkunun yaşattığı bir direnç var. Ceremeleri hâlâ ödenen Osmanlı’nın en sadık azınlıklarıyla bir anda kanlı bıçaklı olmasının ardında da aynı vehim kol gezmekte.
Vatan savunmasının ve sevgisinin asaletini bizlere hakkıyla öğreten Cennetmekân Abdulhamid Han'ı mezarı başında rahmetle minnetle anıyoruz. Ulu Sultan'ın emperyal güçlere verdiği mücadele 101 sene sonra aynı kararlılıkla devam ediyor. Ruhu şad olsun…”
BÜTÜNLEYİCİ VE KUCAKLAYICI HALİFE
Ziyaretin ardından TYB İstanbul’da Davut Bayraklı’nın Sultan II. Abdülhamid Han’ı anlattığı bir söyleşi gerçekleşti. Abdülhamid’in kendine has yaşayışı ve buna bağlı olarak devlet yönetim stratejisinden bahseden Bayraklı, Sultan’ın belirlediği kriterlerdeki istikrarından ve sürgünde dahi değişmeyen alışkanlarından söz ederek şunları kaydetti:
“Abdülhamid Han kendisinden önceki halifelerden çok farklıydı çünkü çok daha etkindi. Bu durum, içinde bulunduğu dönem ve konjonktürle açıklanabilir. İslam halifesi olarak kendi sınırları dışındaki kalan uluslarda yaşayan Müslümanların durumlarını iyi biliyordu, o Müslümanlar da Halife’yi tanıyordu ve onun imzası olan işlere yönelik sevgi gösterisinde bulunuyordu. Bundan Abdülhamid’in bütünleyici ve kucaklayıcı bir hilafet anlayışı olduğunu anlıyoruz. Yıldız Sarayı’n geçtikten sonra tahttan indirilene kadar yönetimi oradan sağladı. Yıldız Sarayı bu bakımdan çok önemli. Batı ve Doğu’yla olan ilişkileri aynı noktadan yönetiyordu. Yıldız’a devamlı istihbarat geliyordu. Sinema üretimlerini yakından takip ediyordu. Tek tek bütün evraklar üzerinde kendisi çalışıyordu. Dünyada yaşanan her türlü felakete karşı son derece duyarlıydı.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.