• İstanbul 14 °C
  • Ankara 13 °C

Ufuk Ulutaş'tan: 'Bıçak kemiğe dayandı' Operasyonu

Ufuk Ulutaş'tan: 'Bıçak kemiğe dayandı' Operasyonu
Beklenen oldu ve Suudi Arabistan’ın önderliğinde Körfez ağırlıklı bir koalisyon Yemen’e askeri operasyon başlattı. Operasyon havadan başladı fakat karadan da devam edeceğine dair güçlü sinyaller var.

Beklenen oldu ve Suudi Arabistan’ın önderliğinde Körfez ağırlıklı bir koalisyon Yemen’e askeri operasyon başlattı. Operasyon havadan başladı fakat karadan da devam edeceğine dair güçlü sinyaller var. Bir süredir Suudi Arabistan, Yemen sınırına büyük askeri yığınak yapıyordu. Başta Mısır ve Sudan olmak üzere bazı Arap ülkeleri operasyonu kara güçleriyle desteklemek istediklerini açıkladılar. Muhtemelen operasyonun verimliliğine ve sonuç getiriciliğine dair birçok tartışma yapılacak bugünden itibaren; fakat bu operasyonun Yemen’den Suriye’ye, İran’la yürütülen nükleer müzakerelerden IŞİD’le mücadeleye kadar bölgede geniş coğrafyada ve spektrumda etkilere sahip olacağını öngörmek zor değil. 

Yemen’de Suudi Arabistan müdahalesine nasıl geldik sorusu fazlasıyla sorulacaktır. Bu soruyla birlikte Suudi Arabistan şimdiye kadar nasıl tahammül edip de Yemen’e müdahale etmedi sorusu da oldukça anlamlı. 
Yemen’de yarı-devrik lider Ali Abdullah Salih, görevi resmiyette bırakmasına rağmen, neredeyse bir devlet başkanı gibi hareket etmeye devam ediyordu. Hem kendi hem de oğlu, Cumhurbaşkanı Abd Rabbu Mansur Hadi’nin altının oyulduğu sürecin başat aktörleri oldu. Salih, bu süreçte özellikle Husiler’le işbirliğine gidip, Yemen ordusunda kendisine sadık elit askerlerle birlikte HusilerinYemen’i adım adım ele geçirmesi ve uluslararası toplum tarafından tanınan Cumhurbaşkanı Hadi’nin ev hapsine alması sürecinde de kilit rol oynadı. Tabii bu yaşananlardan İran’ı beri tutmak mümkün değil. İran’ın geleneksel olarak mükemmel ilişkilere sahip olmadığı Husilere son yıllarda artan siyasi ve askeri desteği söz konusuydu. Bu destek askeri eğitimden danışmanlığa ve silah yardımına kadar geniş bir yelpazedeydi. Lübnan, Irak, Suriye derken İran’ın proksi savaşlarının önemli bir noktası konumuna geldi Yemen. Fakat Yemen’in adı geçen diğer ülkelerden önemli bir farkı vardı; o da İran’ın bölgesel rakibi olan Suudi Arabistan’a tabiri caizse “taş atma mesafesinde” olması ve Suudi Arabistan’ın hem sınır hem de iç güvenliği için kilit bir ülke olmasıydı. 
Yemen’in bu stratejik önemine rağmen Suudi Arabistan uzun süre Husilerin yayılmasını göz ardı etti. Bunda Husilerin İhvan ve El-Kaide’ye karşı kullanılma ihtimali de büyük rol oynadı. Kral Abdullah dönemi Suudi Arabistan’ı için belki de en ideal senaryo Husilerle İhvan ve El-Kaide’nin birbirine girmesi ve birbirini tüketmesiydi. Fakat İhvan çatışmalardan kaçarken, Husiler Ali Abdullah Salih’in de yardımıyla hızlıca yayılırken, yine hızlıca Suudi Arabistan için stratejik bir tehdide dönüştüler. İran nüfuzu, Beyrut, Bağdat ve Şam’dan sonra Suudi Arabistan’ın arka bahçesi Sana’ya yayıldı. Yeni Kral Selman’ın tahta geçmesinden sonra attığı ilk adımlardan birisi, yanlış ittifak ve obsesyonlarıyla Suudi Arabistan için stratejik kırılganlıkları hazırlayan kilit ekibi görevden uzaklaştırmak oldu. 

Devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ufuk-ulutas/bicak-kemige-dayandi-operasyonu/haber-393156

Bu haber toplam 610 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim