• İstanbul 18 °C
  • Ankara 16 °C

"Üniversite örgüt yuvası olmamalı!"

Fatma Gülşen KOÇAK

13 ilin kesiştiği kente yer alan Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 50 bin öğrencisiyle Türkiye’yi bünyesinde barındırıyor. Rektör Prof. Dr. Mustafa Solak, “FETÖ belası gibi vakaların bir daha yaşanmaması için dinimize ve toplumumuza sahip çıkmamız lazım, Diyahet ortalığı boş bırakmamalı” diyor.

Pazartesi Sohbetlerinde zaman zaman Anadolu’ya açılıp Anadolu’nun sesini duyurmaya çalışıyoruz. Birçok şehrimizde önemli akademik kültürel çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bu çalışmalardan okuyucularımızı haberdar etmek için mikrofonlarımızı şehirlerimizdeki valilerimize, belediye başkanlarımıza, rektörlerimize uzatıyoruz. Yoğun gündem arasında onlara da düşüncelerini ifade etme çalışmalarını anlatma imkanı sunuyoruz. Bu hafta yolumuzu Afyonkarahisar’a düşürdük ve Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak’a mikrofonlarımızı uzatarak üniversite ve gündem hakkında düşüncelerini sorduk.

-Üniversitenizi bize tanıtır mısınız?

Öncelikle büyük incelik gösterip üniversitemizi ve bizi ziyaret etmenizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. 1992 yılında kurulan Afyon Kocatepe Üniversitesi; 15 fakülte, 16 meslek yüksek okulu, 5 enstitü ve yaklaşık 50 bin öğrencisi ve 3 binin üzerinde personeliyle müstesna bir ilim yuvası.

AFYONKARAHİSAR’IN SUYU, TAŞI ALTIN

-Geleceğe yönelik hedefleri nelerdir?

Termal ve sağlık turizmi, jeotermal kaynaklardan yararlanma, tıbbi ve aromatik bitkilerin ülke ekonomisine kazandırılması, mermer ve doğal taşın her düzeyde çalışılmasının sağlanması, teknoparkın devreye konularak başta Afyon olmak üzere bölge ve ülke insanına bu hizmetleri vermeyi hedef edindik.

Biraz da kültürden konuşalım...

Gerçekleştirdiğimiz etkinliklerin yanında öğrenci kulüplerini kurduk, rektörlüğe bazı birimler koyduk. Şu an 36’ya yakın öğrenci kulübü bir o kadar da topluluklar var. Her kulübe veya topluluğa özel bina verdik, yılda ortalama 8-10 bin liraya kadar destek verebiliyoruz. Geçen yılki 358 etkinliğimizin çoğunu bunlar gerçekleştirdi. Her türlü imkanı sağlıyoruz zira imkan vermeden etkinlik yapılamaz. 
Afyon jeopolitik olarak önemli yer, bu size nasıl bir sorumluluk veriyor?

Afyonkarahisar ilinin jeopolitik durumuna yakışır bir şekilde kampüs ve eğitim birimlerimizi en üst düzeye getirerek öğrencinin cazibe merkez olmasını istiyoruz ve ona ciddi önemde katkıda bulunuyoruz.

DİJİTAL ÇAĞA HÜKMETMELİYİZ

-Gençleri nasıl hazırlamalıyız?

Çocuklarımız 21. yüzyılda teknoloji ile kuşatılmış durumda. 24 saatin çok önemli bir kısmı dijital ilgilenme ile geçiyor. Bunlardan vazgeçemeyeceğimize göre bizim çocuklarımızın geleceğine yönelik onlarda olmasını istediğimiz haslet ve güzelliklerin bu programlarda yer almasını, onlarla faydalanmasını sağlamamız gerekiyor. Bu konuda hepimiz istenilen yerde değiliz. Başkalarının düzenlediği, başkalarının hazırladığı programları sadece seyredici konumdayız. En hassas nokta bu. Mesela bir futbol takımının futbolcularını ezberlemekten ötekilerine sıra gelmiyor. Bir filmdeki sanatçıların özel hayatlarına bakmaktan esas kendi konularımıza zaman ayırmıyoruz. Dolayısıyla dijital dünyada rolümüzün artmasını çocuklarda görmek istediğimiz haslet ve davranış biçimlerine katkıda bulunacak tutum, davranış ve üretim sergilemeliyiz.

FETÖ HER ŞEYİMİZİ ÇALDI

-Fetö denen kirli örgüt üniversite tabanında yer buldu. Gençleri böyle organize güçlere kaptırmamak için nasıl bir strateji uygulamamız gerekiyor?

Hepimize düşen görev var. Bu örgüt özellikle dini, dini duyguları, insanların hayırseverliliğini, fakire yardımı, muhtaca yardımı istismar ederek ülkenin hayır alanındaki ekonomik birikimini kendi lehlerine çevirdiler. Kurban yardımı, ramazan yardımı, muhtaçlara yardım adı altında vergisiz belgesiz topladılar. Böyle bir parayı sonra gelip ülke aleyhinde bir üst aklın emrinde kullandığını görüyoruz. Bizim bu noktada özellikle dinimize sahip çıkmamız, toplumumuza sahip çıkmamız; Diyanet’in de belli programlarla ortalığı boş bırakmaması lazım. Üniversiteleri de biz boş bırakmamalıyız. Çünkü hep oradan girdiler.

-Yurtdışına gönderdiğimiz doktora öğrencilerimizi neden ülkemizin ihtiyacı olduğu alanlarda değerlendiremiyoruz?

Yüksek Öğretim Kurulu devrede, MEB devrede. Yani onlar gönderiyorlar. YÖK kendi de gönderdi üniversitelere o imkanı da verdi, belli projeler kapsamında.

-Üniversite sayısı bakımından zenginleşmeye başladık, nitelik ne durumda?

Türkiye’de yüksek öğretim kalitesiz değil. Türkiye artık çok güzel bir üniversal yapıya geçti. Lehine aleyhine çok konuşulanlar oldu, biz onlara bakmıyoruz. Biz modern dünyada gelişmiş ülkelerde trend nereye gidiyor, ona bakıyoruz.

ÖĞRENCİ İÇİN HER ŞEY AFYON’DA VAR

-Üniversiteniz neler vaad ediyor?

Güvenli, rahat ve huzurlu bir ortam. Afyonkarahisarlı artık üniversite öğrencisi deyince “evladım gel, nasılsın, bir ihtiyacın var mı” dediği konumda. Her türlü hizmete anında ulaşabilecek imkanlara sahip. Eğitim, sağlık, ulaşım açısından en tercih edilen illerden biri. Hızlı trenimiz geliyor. Allah’tan başka ne istesin. Her yer yurt. Yurt kapasitesi bakımından Türkiye’de ilk 3-4’e giriyor. Yurtlarda yüzde 100 yoğunluk yok, 70’i bile geçmiyor. Şimdi küçük daireler, özel yurtlar, devletin yurdu çok seçenekler arttı. İlçelerde de pansiyonlar arttı. 18 bin küsur yatak kapasitesine sahip bir ilden bahsediyoruz.

-Hangi ülkelerden misafir öğrencileriniz var?

500’ü aşkın öğrencimiz, 5’den fazla ülkeden gelen misafirlerimiz bizde eğitim alıyorlar. Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu, Balkanlar, Almanya gibi Avrupa ülkelerinden, Afrika ülkelerinden birçok ülkeden var.

-Son olarak ne eklemek istersiniz?

Vatanımız için Afrin’de mücadele eden askerlerimize zaferler niyaz ediyorum. Şehitlerimize rahmet diliyorum. Allahü Teala düşmana fırsat vermesin.


FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Bu yazı toplam 574 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim