• İstanbul 20 °C
  • Ankara 21 °C

Vedat Bilgin'den: Menderes'ten Mursi'ye demokrasi ve ölüm

Vedat Bilgin'den: Menderes'ten Mursi'ye demokrasi ve ölüm
Demokrasinin düşmanı kim?

Mısır'da askeri darbe mahkemesinin Mursi ve arkadaşları hakkında verdiği idam kararına Türkiye haklı tepki gösterirken, demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Batı’dan henüz bir tepkinin gelmemiş olmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sert bir şekilde eleştirmesi boşuna değildir. Müslüman toplumlar içinde, demokrasi arayışlarında en fazla mesafe kat etmiş ve bunun bedelini seçilmiş ilk başbakanını kurban vererek ağır bir biçimde ödemiş olan; üstelik şu anda seçilmiş ilk cumhurbaşkanına karşı da siyaset meydanına girdiği günden bu tarafa sayısız defa darbe ve müdahale tertiplerinde bulunulmuş bir ülkenin demokrasi hassasiyetini göstermesi anlaşılabilir bir durumdur. Anlaşılmaz olan ise 'demokrasiyi icat etmiş' olan Batı’nın tavrı ve ikiyüzlülüğüdür. 

Bu durumu oryantalizmi içselleştirmiş, Batıcıların açıklaması kolay ve basittir: Doğu toplumları demokrasiye uzaktırlar çünkü Batı’nın aydınlanma çağını yaşayıp, onun geçirdiği dönüşümleri yaşamaktan uzaktırlar. "Bu iddiada bulunanların bazılarının dolaylı olarak bazılarının ise utanmazca açık açık söylediği bir mesele Müslüman toplumların demokrasiye geçemeyeceğiyle ilgilidir. Onlara göre esas mesele şudur; 'İslam demokrasiye manidir'." 

Demokrasinin düşmanı kim? 

Burada üzerinde durulması gereken birçok mesele vardır: Birincisi, demokrasi bir yönetim şeklidir ve bunun doğrudan doğruya dinle ilişkisi olduğunu ileri sürmek, toplumların siyasal yapılarının din tarafından belirlendiğini iddia etmek gibi tek faktörlü, sosyal bilimlerin artık kabul etmediği, mekanik açıklama modeline geri gitmek anlamına gelecektir. İkincisi, demokratikleşme sürecini farklı şekillerde yaşayan, Batılı olmadığı gibi, Hıristiyan dahi olmayan Hindistan gibi, Japonya gibi ülkelerin varlığı dikkate alındığında, Batı merkezli bakış açısının pratik olarak da bir değerinin olmadığı kolayca görülebilir. Üçüncüsü; demokratikleşme sürecinin, toplumsal değişme aşamasının çoğul yapılar üretmeye başladığı, toplumsal farklılaşmaların yaşandığı bir ortamda ortaya çıktığı, Batı toplumlarında olduğu gibi, Batı dışı toplumlarda da, toplumsal yapıların tarımsal-köylü örgütlenme biçimlerinin kapalı yapılarından, sanayiye ekonomik gelişmeye yöneldiği, farklılaşmış açık toplumsal yapılara doğru evrilirken yaşandığı görülecektir. 
"Demokratikleşme sürecinin denklemini şöyle de kurabiliriz: Bir toplumda sivil alanda yer alan sivil toplumsal unsurlar, sivil toplumsal aktör ve kurumlar 'devletle birlikte örgütlenmiş olanlardan', devlet alanından daha güçlü iseler veya devleti dengeleyecek bir konum kazandıklarında demokrasiye geçişin yolu açılmış olur." 

Devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/menderesten-mursiye-demokrasi-ve-olum/haber-406364

Bu haber toplam 542 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim