Yavuz Bahadıroğlu: Mesele “and” değil, demokrasi!

Yavuz Bahadıroğlu: Mesele “and” değil, demokrasi!
“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım”!..Varlığım Türk varlığına armağan olsun!..Ne mutlu Türk’üm diyene”!..

Benim çocukluk yıllarımda Türk eğitim sistemi, bunlara benzer sloganlar çerçevesinde bir hayat nizamı kurmaya çalışırdı (hâlâ da öyle). Bu yüzden sloganlar ve şiirler, hayatımızın vazgeçilmezleriydi.

“Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” derken şişinir, gerçek olup olmadığını sorgulamayı bile akıl edemezdik. Ama rahmetli babam, belli ki, sloganlarla şiirler arasında yaşamıyor, hayatın gerçekleriyle ilgileniyordu.

Nihayet bir gün dayanamadı: “Nereyi örmüşsünüz?” diye soruverdi.

“Örmedik mi?..” dedim hayretle.

“Örmediniz. Senin kitaplarının ‘Kızıl Sultan’ dediği Abdülhamid İstanbul’dan Bağdat’a, Medine’ye ve Bosna’ya demiryolu hattı döşedi, ona neden şiir okumuyorsun?”

Şaşkın şaşkın baka kaldım. Sonra odama koşup haritaya baktım: Ankara-Sivas arası kısacıktı, oysa İstanbul Medine arası çok uzun bir yoldu. Sloganlarla gerçekler arasındaki farkı, o gün keşfettim. Ve o gün, birilerinin beni kandırmaya çalıştığını fark ettim.

Bir gün de, “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diye dolanırken, babam, başını kitaptan kaldırdı, derin derin baktıktan sonra şöyle bir soru sordu:

“Kürtler, Lazlar tembel mi yani, yalancı mı?” 

Sonra her insanın yanlışları ve doğruları olabileceğini, bir milletin ne tamamen yanlış, ne de tamamen doğru olamayacağını anlattı.

İyi ki o benim babamdı! Yoksa bizim kuşağın milyonlarca mensubu gibi yitip gidebilirdim.

***

Hava puslu mu puslu. Yağmur, “ahmak ıslatan” türünden çiseliyor. Mevsim kış. “Hangi yılın kışı” diye sormayın lütfen; benim gibi hayatının çoğunu eskitenlerin hafızasında yıllar öylesine birbirine girer ki, mevsimleri ayıklamak çok zordur…

Hafızanız yitik bir hasretin izleriyle dolar bu yaşlarda. Çocukluğunuz yüreğinizde tütmeye başlar. Derin derin iç çekersiniz: “Ah o günler” diyerek.

O günlerin birinde Kalecik İlkokulu’nun daracık bahçesine tıkışıp sabahın buzulunda sıra olmuşuz. İncecik önlüklerimizin içinde titreşiyoruz. Aklına nereden estiyse esti, Başöğretmen Hikmet Bey’in, o sabah nutuk atacağı tuttu…

Devamı: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/yavuz-bahadiroglu/mesele-and-degil-demokrasi-26539.html?utm_source=partners&utm_medium=gazeteoku.com&utm_campaign=feed

Bu haber toplam 382 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim