• İstanbul 15 °C
  • Ankara 24 °C

Medya Pazarında Defolu Türkçe - 72

C.Yakup ŞİMŞEK

***

Bu arada Fransa’ya verilecek ders, ‘alemi ibret’ bir ders olmalı.”

 

Bu cümlede “ibret-i âlem” sözünün tersi dönmüş.

Şapkasının düşmesi de cabası...

TDK ve devletin gözünden düşen işaretin hâlâ ayakta kaldığı son yerlerden biri bu “âlem” kelimesiydi. DİLİPAK’ın “alem”inde onu da göremiyoruz...
Fakat ona teşekkür de borçluyuz: TDK’nin “eskimiş” saydığı “ibret-i âlem” sözünü kullandığı için...

Bir de doğru kullanabilseydi...

***

(12 yıl zorunlu eğitim mi? – 10 Ocak 2012 – Yeni Akit)


“Kur’an-ı Kerim’de okur isterse, Tevrat’ta..”

 

Bilen bilir ki ben muharrirlerin imla hatalarına pek bakmam. Hele ufak tefek ve ehemmiyetsiz olanlarına...
Ancak burada DİLİPAK’ın hatası meramını doğru anlatmasına engel olmuş.

Onun meramını şu imla doğru anlatırdı:

“Kur’an-ı Kerim de okur isterse, Tevrat da...”

Hatta kelimelerin dizilişini de değiştirelim:

“İsterse Kur’an-ı Kerim okur, isterse Tevrat...”

***

Keşke bu işi süreden çok bilgi seviyesi olarak belirlenebilse..”

 

Yine çalakalem yazmak, dikkatsizlik, acelecilik...

DİLİPAK bu cümle üzerinde tekrar düşünebilseydi aşağıdaki doğru ifadeleri bulabilirdi:

Keşke bu iş süreden çok bilgi seviyesi olarak belirlenebilse..”

Keşke bu işin süresinden çok bilgi seviyesine baksak...”

Keşke muharrirler söyleyeceklerinin uzunluğundan ziyade özüne ve doğruluğuna baksalar...

***

Mesela internet eğitiminde tarih dersi diyince, Türkiye tarihi tamam da, ama onun dışındaki kısmı dönem olarak öğrenciler kendileri seçebilirler.

 

DİLİPAK – köşe muharrirlerinin yüzde doksanında görüldüğü gibi – sabırsızlık, acelecilik, acemilik veya kafa karışıklığı ve dalgınlık yüzünden dolaşık ve yavan bir cümle kurmuş.
Önceki tarihlerde de onun böyle cümlelerine örnekler vermiştim.

***

İnternet eğitimine bu vesile ile özel bir ayrıcalık, öncelik verilebilmeli.

 

DİLİPAK bu cümlesinde “ayrıcalık” sözünü tek başına bırakamamış, önüne “özel bir” desteği getirmiş. Bununla da yetinmemiş, – herhâlde, ne olur ne olmaz diyerek – sonuna da bir “öncelik” payandası dayamış. Hâlbuki TDK tarafından “imtiyaz” karşılığında çıkarılan “ayrıcalık” kelimesi zaten bir yönden “özel” olma hâlini anlatır. Nitekim “Güncel Türkçe Sözlük’te “ayrıcalık tanımak / ayrıcalık vermek” sözü şöyle açıklanmıştır:

“1. birine özel hak vermek 2. birini kayırmak”

TDK şu “ayrıcalık”ı Türkçemize keşke hiç sokmasaydı... Bir zamanlar herkesin Türkçesi “imtiyaz”lıydı ama hiç kimse “husûsî bir imtiyaz” falan demiyordu.
Mesela Mustafa Kemal’in Nutuk’unda bu kelime 23 yerde geçiyor ama hiçbiri böyle değil...

Bu "ayrıcalık" benzeri kelimeler her kullanıldığında Türkçenin "imtiyaz"ı biraz daha unutuluyor...

Niçin?..

Muharrirler buna kafa yormalı.
TDK kendine bunu sormalı...

30.01.2012
Bu yazı toplam 1317 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim