• İstanbul 14 °C
  • Ankara 20 °C

TDK’nin Parantezi -2

C.Yakup ŞİMŞEK

“Eğme” İptal; “Parantez”i Al, Yanında “Ayraç”

TDK’nin Avrupa sevdası gizli sayılmazdı, o hâlde “parantez” sevgisi de normaldi.

Fakat normal olmayan gelişmeler oluyordu.

TDK, “parantez” isimli bu Fransız “madam” veya “dam”ın üstüne 1955’te kendi çiftliğinde yetiştirdiği “ayraç” isimli bir kuma getirdi. Fakat Avrupalı “parantez” yine gözden düşmedi...

Nitekim TDK tarafından 1963’te çıkarılan Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu’nda “parantez” kelimesiyle birlikte “parantez içine almak, parantezi kaldırma, parantezli işlemler” gibi matematik tabirleri de vardı.

TDK “Her terimin bir Türkçe sözcükle karşılanması, değişmez ilkemiz olmuştur...” diye sunduğu bu kitabı, Batı’dan ithal ettiği yüzlerce – belki de binlerce – tabirle doldurmuş. Nitekim orada sırf “para-” ile başlayan 36 adet (parabol, parafiz, paralâks gibi); “pl-” çift ünsüzüyle başlayan 38 tane (plajiyoklaz, plânarya, plastron gibi); “poli-” ile başlayan 20 adet (polip, poliployid, polisomi gibi) Batılı tabir öz Türkçe sırasına dizilmiş. Fakat Arapça asıllı olup herkesin bildiği “adet, adale, adese, adi tuz, tesir, âlem, safha” gibi kelimelerse – TDK’nin ifadesiyle – “Osmanlıca artığı,  yabancı; Türkçe karşılığının bulunması gereken terimlerdensayılmış... Bunların bir kısmının yerine yine Avrupalı kelimeler getirilmiş. Mesela “adi tuz, safha, muvâzi, şuâ” kelimeleri yerine sırasıyla “sodyum klorür, faz, paralel, vektör” getirilmiş... Orta mektep ve lise ders kitaplarında kullanılsın diye...

Bu ne perhiz ne lahana turşusu?..

“Anneciğim, yemeğin sodyum klorürü az olmuş.” lakırdılarıyla hava attığınızı hatırladınız mı?

İşte o hava size TDK'nin hediyesiydi...

Teşekkür ettiniz mi amcalara?

***

TDK’nin Avrupalı kelime sevdasını şimdilik fazla karıştırmayalım; mevzuya tam girersek bu iş kitap yazacak kadar büyür.

“Ayraç”a geri dönelim.

Aslında bu “ayraç” kelimesini TDK, 1935’te “muterize”yi yok etmek için değil “miyar” kelimesini unutturmak için ortaya çıkarmıştı. İşte o kelimeyi 20 sene sonra “miyar”ın karşısından çekip alarak “parantez”in yanına koydu. Evet, karşısına değil yanına koydu. Yukarıda görüldüğü gibi, bir matematik tabiri olarak “parantez” ve ailesi Türkçede barınacak ve devletçe korunacaktı.

1935-1955 yılları arasında lise ve üniversitelerde okuyup “ayraç” tabirini “miyar” karşılığı olarak ezberleyen talebelerle 1955’ten itibaren “ayraç” kelimesini “parantez” yerine öğrenip kullanan neslin birbiriyle konuşup yazışmaları bu “ayraç” kelimesinde takılmıyor muydu?

Görüyor musunuz, ben de neye takılıyorum?

Akıl, akıl, gel bu çengele takıl...

 

“Ayraç”ın Hecesi Önce Düştü, Sonra Türedi

Takıldığım bir şey daha var:

TDK bu “ayraç” kelimesini herhâlde “ayır-” fiil tabanına “-aç” eki getirerek elde etmişti, dolayısıyla “ayıraç” şeklinde kullanmalıydı; peki niçin ortasından kısaltıp “ayraç” biçimini tercih etmişti? Sebep “ünlü düşmesi” dedikleri şey miydi? Tamam, bunu da anladım. Demek ki ortasındaki hece düşecek olan kelime daha doğurtulurken – kelimenin göbeğini keser gibi – bu hecesi gövdesinden alınıp atılmalıymış. Peki, 1935’te orta hecesi düşmüş (göbeği kesilmiş) vaziyette TDK laboratuvarında doğan kelimenin bu uzvu altı yıl sonra yeni bir müdahaleyle niçin eski yerine monte edilmiş: TDK 1935’te doğurturken kısaltıp “ayraç” dediği kelimeyi, 1941’de (çıkardığı Türkçe Terimler Kılavuzu’nda) niçin tekrar uzatıp“ayıraç” şekline sokmuş?

Kelime ortasından düşüp kaybolan bir dar ünlü birkaç yıl sonra yuvasına döner mi?

Böyle bir ses hadisesini nasıl açıklarsınız?

Ey TDK, ey gramerciler ve Türkçe hocaları!

Ses verin!

30.04.2012

Bu yazı toplam 1704 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim