• İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C

Bekle Bizi Güzel Sofya, Azize Sofya

Fahri TUNA

S.

Sof.

Sofya.

Sofia’nın şehri.

Azize Sofia’nın şehri.

Güzeller güzeli Sofia’nın güzel şehri.

Vitoşa’nın yoldaşı, İskır’ın sırdaşı.

Balkan uzmanı, Balkan sevdalısı, Balkan çocuğu Prof.Dr.Mustafa İsen  ne zaman Rumeli şehirlerinden söz açılsa söylemeden edemez: “Bana bir Rumeli şehri söyleyin ki içerisinden bir nehir geçmemiş olsun”.

Hakikaten de Filibe’yle Meriç, Üsküp’le Vardar, Struga ile Karadrim, Manasır ile Dragor, Prizren ile Bistriça, koyun koyuna, kardeş kardeşe, sır yüklü, ser yüklü yaşamıyorlar mı asırlardır.

Sofya ise İskır nehriyle kan kardeşi, can yoldaşıdır.

Kuzeyinde Stara Planina, güneydoğusunda Sredna Gora, doğusunda Vitoşa, batısında Lülin, Viskâr ve Çepın dağları arasındaki Sofya Vadisinde kurulu bulunan Bulgaristan’nın başkenti ve en büyük şehri Sofya, kurulduğu M.Ö. 8 yüzyıldan itibaren bağrında yaşayan Serdi kabilesinden ötürü Serdika adıyla anıla gelir; taki Osmanlının fethettiği 1382 yılına kadar. Skopya’ya Üsküp, İkonia’yı Konya, Simirna’yı İzmir, Stampolis’i İstanbul şeklinde tesmiye eden (isimlendiren) Osmanlı, Aya Sofia’ya da kısaca Sofya demiş, kompleksizce, fetih sonrası.

Güzeller güzeli kraliçe, azize Sofia’ya atfen Sofya denir olmuş şehre; o gün bugün. Adını aldığı prenses gibi güzel mi güzel, yeşil mi yeşil, mümbit mi mümbit şehir Sofya, Osmanlı’da da hep “güzel Sofya” olarak anılmış.

1440’ta 25 sancağın merkezi olan büyük bir eyalet merkezidir Osmanlı Sofya’sı. Şehri asıl büyüten ve geliştiren Fatih’in sadrazamı – zamanın Rumeli Beylerbeyi - Mahmut Paşa’dır; külliyeler, hanlar hamamlarla donatmış şehri.

Altı koca asır huzur adası, huzur yurdu, bereket yurdu olmuş Sofya. Dile kolay; 1.382’de almış 1.879’da bırakmışız, çekilmişiz.

Bıraktığımızda – resmi arşiv kayıtlarına göre – işte “bizden geriye” kalanlar: 32 cami ve mescit, birisi Daru’l-Kurra (bir tür üniversite) olmak üzere 8 medrese, 15 tekke ve zaviye, 3 imaret, 2 türbe, 13 han, 7 kervansaray vs. toplam 170 vakıf eserimiz…

Sofya demek Banyabaşı demek bizler için bugün; Mimar Sinan eseri meşhur Banyabaşı Camii. Evliya Çelebinin “53 camii vardır” dediği günlerden günümüze dek kalabilen beş caminin de en görkemlisi. Bir diğeri bugünün Arkeoloji Müzesi Ulu Camimiz. Bir başkası Mehmet Paşa’nın yaptırttığı külliyeden kalma, 1920’den beri bir kilise olan Kara Camimiz.

Altı “saadet” asrından sonra yüz otuz yıldır karalar bağlamış Sofya.

Cumhuriyeti kurduğumuzda nüfusunun üçte ikisi Türk ve Müslüman olan Sofya.

Güzeller güzeli bahtı kara Sofya; bahtı kara, ikbali kara, istikbali kara Sofya.

Bir zamanlar elli üç camisinden elli üç şerefesinden bülbül sesli müezzinlerin “Allahü ekber” diye şakıdığı Sofya. Bugün gökyüzüne şahadet timsali uzanan minarelere, adeta bir geometri harikası kubbelere baykuşların tünediği Sofya.

Rumeli ne kadar yeşilin adıysa bereketin adıysa o kadar da hüznün ve hicranın adıdır; elbette Sofya da öyledir:

“Ben bir göçmen kızı gördüm Tuna boyunda,

Elinde bir besli kuzu hem kucağında

Doğru söyle göçmen kızı annen var mıdır

Ne annem var ne babam var kalmışım öksüz

Sen bir öksüz ben bir garip alayım seni

Alayım da gurbet elde sarayım seni.

Telgrafın tellerinden haber var mıdır

Ne haber var ne mektup var kalmışım öksüz”

Yüz otuz sene öncesine kadar Bursa kadar, Konya kadar, Erzurum kadar “bizim”ken, “bizden”ken, bugün hem “öksüz” hem “yetim”dir Sofya.

Bir zamanlar “Alişlerin kaşları kâre”yken, bugün bütün Alilerin, Ayşelerin, Mehmetlerin Fatmaların “gönülleri pâre.”

Prof.Dr.Mustafa İsen’in Türkçesiyle konuşalım: “Bana bir Rumeli türküsü okuyun ki içinde buram buram hüzün, buram buram hicran olmasın, yürekleri yakmasın”.

Üzülme Sofya; ağabeyin İstanbul’un gönlü seninledir; Edirne’nin, İstanbul’un, Bursa’nın, Bilecik’in, Adapazarı’nın, Eskişehir’in… Bütün bir Anadolu’nun.

Bekle bizi Sofia; kardeşin Filip’e de selam söyle:

Gelişimiz yakındır.

 

--------------------------

Foto altları:

 

1-       Sofya’da tek ayakta kalan camimiz Mimar Sinan yapısı Cumayata Camii – 2006  (Fotoğraf: Fahri Tuna),

2-       Sofya Cumayata Camii önündeki Irmak Dergisi ekibi (soldan): Fahri Tuna, Yusuf Mısırlıoğlu, Kaynak Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sabri Karagöz, İbrahim Açılan, Tacettin Özkaraman.

3-       Şehrin adını aldığı Azize Sofia anıtı – 2006 (Fotoğraf: Fahri Tuna)

 

14.03.2014

Bu yazı toplam 1288 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim