• İstanbul 18 °C
  • Ankara 16 °C

Kalemin yakıştığı adam "D. Mehmet Doğan"

Fahri TUNA

Çağdaş bir bibliyograf: Lugatımızdaki her bir ibâre için yarım saat konuşabilir; zaten 1.829 sayfalık “Büyük Türkçe Sözlük”ün de yazarı.

Yaşayan “Âkif”. Hem “Âkif” hem “Asım”. Zaten ırk yıldır “Âkif”e sahip çıkan tek oluşum, o ve arkadaşlarıdır demek yanlış olmaz; “Taceddin Dergâhı”nı yaşatanlar da o ve arkadaşlarıdır.

Tıpkı gönüldaşı “Âkif” gibi o da “Müslüman” ve “Türk” kavramlarının “mündemiç”i yani “bulamaç”ıdır; öyle doğdu, öyle büyüdü, öyle de yaşıyor! Medeniyetimizin yüz milyonlarca Mehmet’inden birisidir o. Fark edilsin arzusuyla isminin önüne “D.”yi ekledi sadece.

Ankara’da (1947) doğdu, Ankara’da büyüdü, Ankara’da yaşıyor; “gerçek Ankaralı” yani… “Ankara’dan bir şey çıkmaz” hükmünü de kaldırıp çöp sepetine atan adam.

1978’de aralarında Beşir Ayvazoğlu ve Yavuz Bülent Bakiler’in de bulunduğu on üç arkadaşıyla birlikte kurduğu Türkiye Yazarlar Birliği’ni, otuz altı yıldır sabır ve metanetle ilmek ilmek örerek bugün bin iki yüz elliden fazla yazarla ülkenin en saygın ve güçlü yazar örgütü haline o getirdi.

Dostluk ve arkadaşlık timsalidir; seksen bir ilde sekiz yüz on, hatta sekiz bin yüz gönül dostu mevcuttur; seksen bir ilde ”hükümet kadar” bir iktidar sahibidir ama göstermez; görünmeyen bir iktidarın sahibidir yani.

İktidarlara hep bir “mesafeli” durdu; RTÜK üyeliği dahil: “Ne büsbütün içinde oldu” iktidarın, “ne de büsbütün dışında”; “doğrularını” söyledi, “doğrularını” anlattı, “doğrularını” yazdı durdu.

Bugünün “Ankara”sından iki yazar getirin deseler, Nuri Pakdil’sen sonra o gelir akla, bugünün “Ankara”sından tek bir “Türk” getirin deseler o gelir akla, bugünün “Ankara”sından tek bir “Osmanlı” getirin deseler o gelir akla, bugünün “Ankara”sından tek bir “muhalif” getirin deseler o gelir akla; çünkü iliklerine kadar “Müslüman” iliklerine kadar “Türk” iliklerine kadar “yazar” iliklerine kadar “muhalif”tir.

Muhalif. Milli muhalif. Edepli milli muhalif; muhalefetiyle zenginleştiren adam.

Kırk yıldır iki şeyi hep “onuru bildi, “onur”u tuttu, “alamet-i farikası” saydı: “Kalemini” ve “yakasız gömleğini”.

Ciddiyet timsali gibi duran simasının arka yüzünde zengin bir mizah portföyü gizlidir: “Koreliler biz Türkleri çok sevdiklerinden “dayıları” gördüklerini söylerler, dünya çapında bir otomobil yaptıkları zaman bu dostluğun nişanesi olarak “Türk dayılarımız” anlamında “Hundai” markasını uygun görerek dostluğu ebedileştirmişlerdir” diyecek kadar…

Anadolu’nun, medeniyetimizin keşfedilmemiş değerlerinin meftunudur; Taraklılı yalaza ustası Ahi Naci İşsever yüz elli Cem Yılmaz edebilir meselâ onun kantarında.

Dengenin, dengelerin adamıdır da.

Daima “birlik”ten, daime “dirlik”ten, daima “düzenlikten” yanadır; kurduğu kuruluşların adlarından da belli değil mi? “Yazarlar Birliği”, “Birlik Yayınları”, “Birlik Medya”.

“Olaylar”ın, “sebepler”in künhüne vâkıf ender fanilerdendir.

D. Mehmet Doğan.

Ankara’nın yüz akı.

Yalnız Ankara’nın değil, Anadolu’nun.

Yazı dünyasının da.

Kalemin yakıştığı adam.

Fahri Tuna

06.06.2014

Bu yazı toplam 1090 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim